Her günü sislidir yılın bu zamanı. Öyle ki vakit öğlene varana kadar göz gözü görmez. Tanıdıksan kent sana yüzünü gösterir sabahları, eğer yabancıysan vay haline. Yuvarlak çehresinde seni savurur durur. Başladığın yere gelirsin de ayırdına varamazsın. Şanslıysan, ancak aynı insanları tekrar gördüğünde anlarsın aynı yerden birkaç kez geçtiğini, o kanal kenarından, o sis içinden. Hadi...
Son Yazılar:
György Lukács’ta Devrimci Öznelliğin Marksizmi
Korku komedisi “The Menu” gurmece züppeliği irdeliyor
DÜNÜ, BUGÜNÜ, YARINIYLA AİLE
An Olarak Sahne, Hafıza Olarak Sinema: İki Aracın Ayrışan Estetiği
Masalların ve rüyaların yönetmeni: Leos Carax
Resim sanatının sokak çocuğu Rulez Duande Galeri’de
VEYSEL BATMAZ YOUTUBE KANALINDA ARİF DİRLİK’İ ANLATIYOR…
Kum Saatleri (Öykü)
ŞİİRDEN TABLOYA YANSIYAN “SİS”Lİ BİR BAKIŞ
İsla-Rokoko: Bir Çöküş Estetiği
Paul Tillich: Kategorilerin Ötesinde Bir Adam
Sineklerin Tanrısı: Güç Mücadelesinin ve Medeniyetin Kırılganlığının Alegorisi
Peki Amerika’daki Madun Konuşabilir mi? Kurtlarla Dans Filmi Üzerine Notlar
DÜNYA İŞÇİLERİNİN GENERALİ FRİEDRİCH ENGELS
Hepimiz o yırtıktan düşüverdik Yeraltı’na!
Abbas Kairostami: İslam Cumhuriyeti’nin Caudine Çatalları Altında Bir Kaleydoskop
Bir Parasız Yatılının Kuşatması
ARTANKARA 2024 ULUSLARASI ÇAĞDAŞ SANAT FUARI: BİR ELEŞTİRİ
Dil ve Kültürün Ayrılmazlığı: Speak No Evil
Yazar: $ s (Meryem Demir)
KORKU: QUARTER 1 (Öykü)
O şehirde geçirdiğim üçüncü günün akşamı erkenden eve dönmek istedim. Çok yorgundum. Ellerim onlarca yeri daha yeni işaretlemiş, haritada çizilmedik yer kalmamış da olsa hâlâ kuytuları hummalı bakışlarla arıyordum, ama ayaklarımda dermanı kalmamıştı. Basit bir ikna oluş için bu sözcükler yetti. Kalbimi ikna etmiştim: Dermanım yok. Akşam saat 6’da, bir Mayıs 14’ünde, Ay’ın on dördünün...
SARI SICAK: VİYANA (Öykü)
Neden beni görmezden geliyorsun? Neydi beni kağıtlara yazmama sebebin? Sözcüklerinde misafir etmeyişin. Handiyse adımı söylemek güç geliyor diyeceğim. Ama değil. Güç olan nasıl veda edeceğini bilememektir. Çünkü veda tanımlamaya ihtiyaç duyar. “Ben seni tanımlayamadım Viyana!” *** Küçük kız eldivenlerine sarınarak topladığı bahşişleri elleriyle hissedemeden cebine doldurdu. Ellerinin saatlerdir hissettiği sadece deli bir soğuktu. Bir an...