Ana Sayfa Kritik

Kategori: Kritik

Yazı
Yapı(t) Söküm: Tanıdık Titreşimler Yakalamak

Yapı(t) Söküm: Tanıdık Titreşimler Yakalamak

“(…)O esnada büyükbabam bana, en sevdiğimiz ressamın bildiğimiz eserlerinin farklı bir resmini gördüğümüzde veya o güne dek sadece karakalem eskizini görmüş olduğumuz bir tabloyla karşı karşıya getirildiğimizde ya da sadece piyanoyla seslendirilişini işittiğimiz bir parçayı daha sonra orkestradan dinlediğimizde hissettiğimiz sevinci yaşatarak, Tansoville’in çitini işaret edip seslendi ve “Sen şu pembe akdikenleri seversin, şu pembe...

Yazı
Nedir Bu Başımıza Gelenler?

Nedir Bu Başımıza Gelenler?

Bugünlerde, doğanın bizi cezalandırdığını, bizim ona yaptığımız eziyetlere sabrı tükendiğinden artık tokat gibi yüzümüze vururcasına şedit yüzünü gösterdiğini konuşmayan kalmadı.  Haksız da sayılmazlar, bütün bu, şimdiye kadar pek karşılaşmadığımız yahut görmek istemediğimiz doğa olaylarının bir nedeni olmalıdır. Leibniz’in ¨Nihil est sine ratione¨, yani “varolan hiçbir şey nedensiz değildir” deyişini unutmayalım.  Doğanın gösterdiği ve bizim varoluşumuzun...

Yazı
YANGIN VE… BİLDİĞİMİZ DEVLETİN SONU

YANGIN VE… BİLDİĞİMİZ DEVLETİN SONU

  “Yaşamak bu yangın yerinde Her gün yeniden ölerek Zalimin elinde tutsak Cahile kurban olarak (…) Yaşamak görevdir bu yangın yerinde Yaşamak, insan kalarak”[1]   Marmaris ormanları yandı… Ben bu satırları yazarken Ege-Akdeniz kıyı şeridinin çeşitli bölgelerinde (Antalya, Aydın, Muğla, daha içlerde Isparta, Denizli…) patlak veren bir dizi yangın, ağaçları, evleri, orman hayvanlarını: tilkiyi, domuzu,...

Yazı
BÜTÜN EVLER GİTMEK İÇİN

BÜTÜN EVLER GİTMEK İÇİN

İnsan, hep eve dönüyor, hep. Bitişik nizam, üst üste beton yığınlarının içine. Başını sokacak kadar olan evine, düşünün sığmayacağı, sesinin, ışığının kendisine dönmesi gereken evine. Gel gör ki, çağ, bu acı çağ, dikine, bitişik nizam beton yığınlarını “ev” dediğimiz garip kutuları kabullenmemize, belki daha çok merkeze yakınlığını ya da uzaklığını seçebilsek de betonuna itiraz edemediğimiz...

Yazı
MADIMAK’TA YAKILIP YIKILAN HEPİMİZDİK

MADIMAK’TA YAKILIP YIKILAN HEPİMİZDİK

“İnsan ışığı görmez, ışıkla görür.”[1] “Recorder, anımsamak; Latincesi ‘re-cordis’, yani kalbi delip geçmek,”[2] demekmiş. Doğrudur! Dört yüzyıl önce Giordano Bruno’nun, Roma’da diri diri yakılmasını; Nazilerin “Kristal Gecesi”ni daha nicelerini anımsatan Madımak’dan (#unutMADIMAKlımdan) her söz ettiğimizde anımsamanın “kalbi delip geçmek” olduğundan şüphesi olan var mı hâlâ? Varsa ne yazık! Zaman anıları puslandırıp, belleği küflendirse de “Madımak...

Yazı
KULTURPESSIMISMUS: AVRUPA ENTELEKTÜEL TARİHİNDE KARAMSARLIK VE ÇÖKÜŞ SÖYLEMİ

KULTURPESSIMISMUS: AVRUPA ENTELEKTÜEL TARİHİNDE KARAMSARLIK VE ÇÖKÜŞ SÖYLEMİ

“Zeus, öteki kötülüklerden de fazlasıyla eziyet çeken insanın, yaşamı kestirip atmamasını, hep yeni eziyetler çekmeye devam etmesini istemişti. Bunun için insanlara umudu verdi —kötülüklerin en kötüsüdür umut…” Friedrich Nietzsche, İnsanca, Pek İnsanca, #71 “Kulturpessimismus [Kültürel karamsarlık] Nietzsche’yle müsemma —ama bu aslında ona Schopenhauer’dan bulaşmış. Hatta Nietzsche aslında sadece taşıyıcı. Suçu, van den Bruck, Spengler, Lagarde...

Yazı
Asya Sineması: Miyazaki animeleri üstüne

Asya Sineması: Miyazaki animeleri üstüne

Hayao Miyazaki, kariyerine animasyon yapımlarında çizerlikle başlamış, dönemin manga uyarlaması birçok anime dizisinde yardımcı ve baş çizer olarak çalışmıştır. Bunun dışında manga denen Japon çizgi romanları da çıkarmıştır. Kendisinin yazdığı ve yönettiği ilk uzun metrajlı film olan 1984 yapımı ‘Nausicaä of the Valley of the Wind’ filminin elde ettiği başarıyla Anime dünyasında kendine ait yerini...

Yazı
TOPLUMSAL CİNSİYET VE DİN: ANTROPOLOJİK BİR BAKIŞ

TOPLUMSAL CİNSİYET VE DİN: ANTROPOLOJİK BİR BAKIŞ

“Ezilenler arasında din adamı göremezsiniz, din adamları ezen sınıfın asalağıdır.”[1]   Çeşitli felsefî/antropolojik yaklaşımlar, meşreplerine göre insanı birçok vasfıyla tanımlayagelmişlerdir: Homo sapiens (düşünen/akıllı/bilen insan); homo faber [(alet) imal eden insan]; homo religiosis (dindar insan); homo ludens (oyun oynayan insan); homo economicus (iktisadî insan); homo symbolicus (simge üreten/simgeler aracılığıyla düşünen insan)… Bunlardan her biri, insanı en...

Yazı
Queer ve Feminist Pratiğin Performatif Şiire Etkileri Üzerine-2

Queer ve Feminist Pratiğin Performatif Şiire Etkileri Üzerine-2

Performans sanatının ana ögesi beden temsiliyetidir. Elbette şiir daha yazı yokken bile sözle, sesle ve bedenle zaten performatif bir formda ilişkilenir. Şiir yazının kadrajına sığmayacak genişlikte, zamanlılıkta yapısıyla diğer edebiyat alanlarından ayrılır. Burada irdeleyeceğim şey zaten bilinen şeyleri tekrar etmek değil; şiirin rep, hip hop, dengbej, âşık atışmaları, tiyatral formlarda okunarak bir gösteriye dönüşmesinin bunun...

Yazı
Deleuze’ün Neşesi

Deleuze’ün Neşesi

Gilles Deleuze Müzakereler’de, üslubun kavramın hareketi olduğunu ifade eder. Esasında Deleuze’ün felsefi üslubunu oluşturan yazarlar arasında çeşitli köşe taşları bulunmakla birlikte –Spinoza, Nietzsche ve Bergson– felsefi derinliği ve kavramların konumlanışlarını tek bir dayanak noktası üzerinden oluşturur; içkin ve yatay bir düzlem. Bu düzlem Deleuze’ün felsefe pratiğini belirlemekle birlikte sanat görüşlerinde de bu geleneği yanında görmesine...