Mavi kargalar! Mavi kargalar! Dayandığı duvarda yüze kadar saydı. Önü, arkası, sağı, solu… Tanınmak büyüyen inciniş. Kaldırımlar uzuyor, sokak neden dar? Seslerde ıslanan yara uykuyla açılıyor göğsünün korkuluğu; kaçarken dünyayı dolaşan av. Dünyayı. Tanıyor yüreğini… Mavi kargalar! Mavi kargalar! ERKAN KARAKİRAZ’IN YORUMU Orhan Kınacı’nın Kaçak başlıklı şiirinin dört bir yanını...
Son Yazılar:
György Lukács’ta Devrimci Öznelliğin Marksizmi
Korku komedisi “The Menu” gurmece züppeliği irdeliyor
DÜNÜ, BUGÜNÜ, YARINIYLA AİLE
An Olarak Sahne, Hafıza Olarak Sinema: İki Aracın Ayrışan Estetiği
Masalların ve rüyaların yönetmeni: Leos Carax
Resim sanatının sokak çocuğu Rulez Duande Galeri’de
VEYSEL BATMAZ YOUTUBE KANALINDA ARİF DİRLİK’İ ANLATIYOR…
Kum Saatleri (Öykü)
ŞİİRDEN TABLOYA YANSIYAN “SİS”Lİ BİR BAKIŞ
İsla-Rokoko: Bir Çöküş Estetiği
Paul Tillich: Kategorilerin Ötesinde Bir Adam
Sineklerin Tanrısı: Güç Mücadelesinin ve Medeniyetin Kırılganlığının Alegorisi
Peki Amerika’daki Madun Konuşabilir mi? Kurtlarla Dans Filmi Üzerine Notlar
DÜNYA İŞÇİLERİNİN GENERALİ FRİEDRİCH ENGELS
Hepimiz o yırtıktan düşüverdik Yeraltı’na!
Abbas Kairostami: İslam Cumhuriyeti’nin Caudine Çatalları Altında Bir Kaleydoskop
Bir Parasız Yatılının Kuşatması
ARTANKARA 2024 ULUSLARASI ÇAĞDAŞ SANAT FUARI: BİR ELEŞTİRİ
Dil ve Kültürün Ayrılmazlığı: Speak No Evil
Kategori: Litera
hay hay böceği (öykü)
sonra “o” sandı ki daima onu yazdım. öldürüldüklerinden, öldürdüklerine tekrar tekrar içime akıtılan bulmacayı yaktım. yakmadım. yazmadım. yüklenip taşıdım janus, j a n u s, … lar; havalandırdım bütün gece amâsei – mâ – tomarla ray cızırtısı, serüvenlerin sustuğu lükens komodin, kapris propagandacısı yatak, kapının arkasında ne var’ı… yargı yok, infaz var. zavallı adanmışlık: dildeki...
KEKEMEYİM
ihnim kekeme! Gözlerim kekeme! Kulaklarım kekeme! Duygularım kekeme! Bedenim kekeme! Kekemeyim bütün bileşenlerimle… Diyojen, kekeme değildi, sığındığı ve güvendiği bir fıçısı vardı! Kendisi de fıçısı da gerçekti, doğaldı; o yüzden meydan okudu ya İskender’e… Şimdi tam olarak tanıyamadığımız, bilemediğimiz ve çözemediğimiz bir yokluğa/yok oluşa karşı savaşmaya çalışıyoruz… Bu gün, geleneği ve gelenekten beslenme parazitliğimi öldürmeye...
FANTASTİK SANATIN TARİHÇESİ VE EVRİMİ
İKİNCİL DÜNYALAR VE TOPLUMDAKİ YERİ Çağdaş fantezi sanatını anlamak fantezi türünün film, kitap, dergi ve video oyunlarının resimlemelerinden çok daha fazlasını gerektirir. Fantezi sanatı mitolojik, büyülü ve doğaüstü temalar ile ilgilidir. Fantastik sanat tarihi sanatçıların hikâyeleri, şiirleri ve imgelerinde mitolojik karakterleri tasvir ettiklerinde Antik dönemlere kadar uzanabilir. İtalyan rönesansında, Yunan ve Roma mitolojik karakterleriyle ilgilenen...
ANABELLE (ŞİİR)
yarım bir bestenin damarlarından tuhaf bir rüzgârın ağıtlarına geliyorum zihnimde kaybolarak adımlarım zamandan geri kalarak zincirlerin ötesindeki dünyaya hasret ben melodilerle baş başayım, nedir beni yakan – bu denli yorgun yıldızlar mı, yoksa suskun toprak mı? nehir akıyor, yalnız ve düşünceli dedi ben yaşamıyorum, yüreğimin yarısı ölümde, yarısı hayatta… _____ ERKAN KARAKİRAZ’IN YORUMU Akasya Günsan,...
Peki, Haydar’a Ne Oldu?
İngiliz William Hogart’a tarihsel sosyolojinin realist ressamı deniliyorsa, Hollandalı ressam Jan Steen’e bu unvanı yetmiş yıl öncesinden haydi haydi vermek gerekir. Hogart 1697 doğumludur; Steen 1627. Steen’in realizminde tıp doktorları sıkça yer alır; âdeta hekimler ve hastalar olmaksızın tuvaline konu bulamaz. Üretken ve bereketli bir ressamdır Steen, yüzlerce değilse bile, hani bir o kadar da...
“HU!..” EMEL İRTEM
“Rüzgâr okusun şimdi kutsal kitabı”. “Üf desin”. Emel İrtem, bence günümüz şiirinin en önemli şairlerindendir. Şiiri de şiirin sorunlarını da bilir. Kasım 2020’de ‘yeni’ ve ‘son’ kitabı, “Hu!..” Yitik Ülke Yayınları etiketiyle çıktı. Kitap üç bölümden oluşuyor. İlk kapı PLATO, ikinci kapı KOYAK ve üçüncü kapı KESAFET. Şairin 1999’da “Divaneliğe Dönen Pergel”, 2006’da “Zehirli Rüya”,...
E-Posta Mesajın Kara, Seninki Benden Kara!
1979’dan kalma dinlemesi epey keyifli bir şarkı, bir yandan kulağımızda tıngırdarken diğer yandan kısa bir hikâyeyi de anlatır. 1980’lerin meşhur grubu The Police’in vokalisti Sting, bu hikâyede şişeye koyup denize fırlattığı mesajlardan bahsetmektedir. Mesajlarda ne yazar bilinmez fakat bunları görmezden gelmeye yüz tutmaz; eminim, her biri demir olsa paslanmaz, azar duysa utanmaz mesajlardır. Alıcısı muhakkak...
ZAMANSIZ DERGÂH
Gecenin ikisiydi, üç tane ses beni rahatsız ediyordu. Birincisi arada bir duyduğum köpek sesleriydi, ikincisi kendime hazırladığım atıştırmalıkların dişlerimin arasında ezilip dağılırken çıkardıkları seslerdi, üçüncüsü de sessiz sedasız olan ve bizzat benden kaynaklanan iç seslerim! İçten seslerimdi… Yazmaya çalışırken yazdıklarımı sesli olarak tekrarlıyordum. Bitirdiğim her cümleyi sesli olarak tekrar ediyordum, yani beynim kendi sesimi dinliyordu...
Deli Ağlatan Diyarı (Öykü)
Sabah ezanı alır götürür beni, sevdiğimi gördüğüm yola. “Mahur Beste” çalınca içtiğim acı tütünün koca filtresi gelir aklıma. Montumun naylon astarına dökülen tütün taneleri gelir. Fenerin maçı, kapalı Kadıköy yolları. Uzun yolda dinlenilen müzik, bir kameradan bakmamızı sağlar hayata adeta bir filmin karakteri olurum. Kendi filmimin. Kalasla bakışırız çoğu zaman. Bir fare evine koca bir...