Ana Sayfa Litera

Kategori: Litera

Yazı
“Bozkırkurdu”: Karmaşık Bir Ruhun Biyografisi

“Bozkırkurdu”: Karmaşık Bir Ruhun Biyografisi

Hesse de anlatım, kendi kendine okumanın farklı seviyelerinde, Matruşkayı andıran bir çokkatmanlılık içinde gerçekleşir. Hesse, karakterinin içine, onu giderek ele geçiren korku ve ıstırapları cömertçe boca ederken, kurt ile insan doğası arasında kurulması mümkün tüm analojilere kapı araladı. Hesse’nin hikayeleri, protagonistin çevresindeki toplumla ve egosuyla ilişkisini analiz eden bir monolog şeklinde ilerlerler. Ana konu dışında...

Yazı
SON MEKTUP (ÖYKÜ)

SON MEKTUP (ÖYKÜ)

Bir fotoğrafın kalmış bende. Geç bir hazan zamanı olmalı. Yanına, yörene bakıyorum. Her şey, siyahla beyazın bir felaketten artakalan çığlığı. Hiç düşünmüş müydün, niçin en güzel şarkılar, bir fısıltının tekinsizliğini sezdirenlerdi? Sağında, kurumuş bir incir ağacı var. Ağacın dallarından biri omzuna değiyor. Bir ölünün yırtık kefeninden dışarı sarkan kuru, soğuk elini nasıl da andırmış o...

Yazı
Gözetleme Deliğinin Ardında Ne Var?

Gözetleme Deliğinin Ardında Ne Var?

Mercia kontesi Lady Godiva’nın hikâyesi pek meşhurdur. Rivayete göre 11.yüzyılda Lady Godiva’nın kocası kont Leofric, halkından açlığa ve kıtlığa varacak düzeyde vergiler talep etmektedir. Lady Godiva halkına acır, Leofric’e vergileri azaltması için yalvarır. Uzun süre dirense bile Leofric sonunda teslim bayrağını çeker. Kendisi bir skoptofoli-teşhirci-fetişist midir yoksa niyeti sadece karısının asla kabul etmeyeceği bir iddiada...

Yazı
Abdulrazak Gurnah-Elveda Zanzibar: Sürgünün ve İmkânsız Aşkın Masalı

Abdulrazak Gurnah-Elveda Zanzibar: Sürgünün ve İmkânsız Aşkın Masalı

Tanzanyalı yazar Abdul Rezzak Gurnah, “Elveda Zanzibar” adlı romanıyla, birkaç gün önce, Nobel edebiyat ödülüne layık görüldü. 1948’de Zanzibar’da doğan Gurnah’ın gösterişli freskleri andıran yapıtları küçük Parisli yayınevlerinin özverili çalışmaları olmasaydı, belki de gün yüzüne çıkmayacaktı. Elveda Zanzibar da, doğru zamanda veya uygun bir siyasi iklimde yayınlanmamış olması yüzünden edebi önemi gözden kaçırılan bir yapıttı....

Yazı
Bican Kadar Bir Boşluk (Şiir)

Bican Kadar Bir Boşluk (Şiir)

Sen şimdi bir kahvaltı sofrasında Mutsuzluğumu unutmuşsundur Tuz ile domates arasında bir elin Bir elin okşamıştır saçını sevgilinin Yalnızlığıma üfledi ölüm Çoğalttı içimdeki közü Bican öyle hafifti ki Hafifçe kaydı gitti Ağır bir yoksunluk duygusu bırakınca Yüreğim çatladı sanki Kuşlar gerindi, gök aynı aldırmazlığında Her sigara son gibi İyi günlerin sonu Sanki bundan sonra sevinecek...

Yazı
Johan Sibelius: ‘Sessizlik Senfonisi’nin olağanüstü bestecisi

Johan Sibelius: ‘Sessizlik Senfonisi’nin olağanüstü bestecisi

Sibelius’un, Kullervo’ya dönüşecek bir “Fin” senfonik formu hayal etmeye karar vermesi, Bethoven’in dokuzuncu senfonisini dinledikten sonra somutluk kazandı. Efsanevi besteci, bu dinletiden sonra, Finlandiya’yı güneyden kuzeye derinden soluyan bir senfoni üzerinde çalışmaya karar verdi. Sibelius bu dinletinin etkisi altında, karısı Aino’ya: “Eminim, kadim ve otantik Fince şarkılarımızın keyfini çıkarmaya başlayacağımız zamanlar, çok uzak değil bir...

Yazı
ŞU BALIĞIN DOĞDUĞU SABAH (ÖYKÜ)

ŞU BALIĞIN DOĞDUĞU SABAH (ÖYKÜ)

Uç tel gibi esti Davut. Kollarını kesti Davut. Bütün köye küstü Davut. Uslu Davut’tu. Us denilen iki sese sığmış bu kelimenin anlamıyla yoğrulsa ilkokul kurdelesini göğsüne batıranlara sıfatlanırdı ama yoğrulmadı. Usluydu işte, buydu. Doğruculuğu da tren raylarında kırılmaz kuruşlar gibi yapışkandı. Kokusu, ovanın tamamının bakır-nikel ihtiyacını karşılayabilecek rahatlıktaydı. Doğuştan usluydu işte, besicilerin el arabasıydı, buydu....

Yazı
KERTERİZSİZ İSKELE (ŞİİR)

KERTERİZSİZ İSKELE (ŞİİR)

Sürekli azarlanan bir rüzgârgülüne Hayta hayat gülü gülüveriyor Saçlarını taramayı unutmuş bir rüzgâr Yataktan kalktığı gibi çıkıyor sokaklara Unutmayı unutmamış bel büken yokuş Kışını bilmem de, zordur buraların yazı Soluk alması zordur buharlaşırken düşler Yazgıları güvelenen ne kuşlar kaldı ne geceler Uçuk çıkaran uçurumların gördüğü derin rüyalar Alacalı bulacalı yol yorgunu ayrılıklar, kırgınlıklar Batıp giden...

Yazı
GEÇİCİ BİR SABAH (ÖYKÜ)

GEÇİCİ BİR SABAH (ÖYKÜ)

“ten… nine… eight… seven… six… five… four… three… two… one… zero… Fire!” Dünyaya boşluktan bakayım diye, yerleştiğim koltuğa, emniyet kemeriyle sıkı sıkıya bağlı bedenimi uzaya taşıyacak olan Amerikan yapımı füze, oturduğum apartmanın çatısına kurulu rampadan ayrılarak, gökyüzüne doğru hızla savruluyor. Yükseldikçe, dünyanın bütün yükünü, aşağıda bırakıyorum sanki. Kuş gibi hafifliyorum. O kadar rahatlıyorum ki, derimi...

Yazı
ZÜRÂFAYLA KİRPİ SOYU (ŞİİR)

ZÜRÂFAYLA KİRPİ SOYU (ŞİİR)

1 Uyukladığım koltuğa sordum: Hangi uykuya yatayım? Kapat gözlerini, rüyana yat dedi koltuğum. Söz dinledim. Yeter bu kadarı, çıktım bu şiirin ikinci katına. 2 Çilek elbet toprakta yetişir diye başladım -başlamıştım balkonumdaki saksıya dalını gömdüm küllerinden doğdu çilek aşağı balkona, Miyâsânım’a ulaştı duydum: Hoşgördüm dedi, beni sula. 3 Baksana dedi şiir. Nasıl baksaydım, onu yazıyordum...