Kemanı arşesiyle beraber sol elinde kutsal bir emanet gibi tutuyor. Öte yandan, sağ eliyle, kuyruklu piyanosu başından kaldırıp ve hafifçe ayaklandırarak kucakladığı genç kadını büyük bir ihtirasla öpüyor. Kadınsa, omuzları düşük ve dökümlü bir abiye elbise içinde tir tir titremektedir, nefes alıp verdikçe elbisesinin ve korsesinin kumaş hışırtısını resimden yansıdığı gibi, işitiyoruz. Çünkü, Lev Tolstoy’un...
Son Yazılar:
Korku komedisi “The Menu” gurmece züppeliği irdeliyor
DÜNÜ, BUGÜNÜ, YARINIYLA AİLE
An Olarak Sahne, Hafıza Olarak Sinema: İki Aracın Ayrışan Estetiği
Masalların ve rüyaların yönetmeni: Leos Carax
Resim sanatının sokak çocuğu Rulez Duande Galeri’de
VEYSEL BATMAZ YOUTUBE KANALINDA ARİF DİRLİK’İ ANLATIYOR…
Kum Saatleri (Öykü)
ŞİİRDEN TABLOYA YANSIYAN “SİS”Lİ BİR BAKIŞ
İsla-Rokoko: Bir Çöküş Estetiği
Paul Tillich: Kategorilerin Ötesinde Bir Adam
Sineklerin Tanrısı: Güç Mücadelesinin ve Medeniyetin Kırılganlığının Alegorisi
Peki Amerika’daki Madun Konuşabilir mi? Kurtlarla Dans Filmi Üzerine Notlar
DÜNYA İŞÇİLERİNİN GENERALİ FRİEDRİCH ENGELS
Hepimiz o yırtıktan düşüverdik Yeraltı’na!
Abbas Kairostami: İslam Cumhuriyeti’nin Caudine Çatalları Altında Bir Kaleydoskop
Bir Parasız Yatılının Kuşatması
ARTANKARA 2024 ULUSLARASI ÇAĞDAŞ SANAT FUARI: BİR ELEŞTİRİ
Dil ve Kültürün Ayrılmazlığı: Speak No Evil
Bir “Yabancı”nın Sosyal İntiharı
Kategori: Litera
Gar, Düşler ve Başka Hurdalıklar (Öykü)
Birkaç beden eksik yaşamanın ruha sinmiş zindeliği miydi, yeniyetmelik yıllarının kendi halinin yorgunluğuna bırakılmışlığı mı ya da? Tam karar veremiyorum şimdi… Tek hatırladığım, ilk kara trenin telaşlı sesiyle bir Cumhuriyet Bayramı kutlamaları sırasında tanışmış olmam. Bu yüzden de ilk düşündüğüm şey şuydu belki: Neden bir hafta sonu ya da mesire gününde değil de resmȋ bir...
DÖVÜŞ KULÜBÜ: ŞİDDET VE ÖLÜM OPERASI
“İnsan hep sevdiklerini öldürür derler ya; aslına bakarsanız insanı öldüren de hep sevdiğidir.” Dövüş Kulübü, s. 184. Yevgeni Zamyatin, Biz** romanında, “Silahlara başvurmadan önce sözün gücünü deneyeceğiz” der. Söz’ün esrarlı yönleri olduğu kadar, tehlikeli ve hastalıklı tarafları da vardır. Bu tür edebi metinlerin, zamanın içerisinde çoğu zaman karmakarışık olan kimyasal yapısını bir türlü çözemeyiz. Sorulan soru kadar, verilecaek yanıt orada...
Ücretsiz e-kitap: Daniil Harms-Şardam Sirki (Çocuk Öykülerinden Seçki)
Daniil Harms’tan Şardam Sirki (Çocuk Öykülerinden Seçki) e-kitabı çıktı. Eyüp Karakuş’un çevirisiyle gün yüzüne çıkan bu e-kitap, Dönüşüm Yayın’ın sitesinden (https://donusumyayin.wordpress.com/) ücretsiz bir biçimde temin edebilir durumda. ‘’Müdür: Bu kadar. Şimdi ikinci bölüme geçiyoruz. Vertunov diye biri yok artık, engel olacak kimse de kalmadı… (Müzik tekrar başlar). Durun! Beklesenize! Çalmayın canım, durun! Sözlerimi bitirmedim daha, bekleyin!...
Dünyaya Açılan Parantez (Şiir)
Yazmakta olduğum öyküye taşındım kilidini çevirdim ilk paragrafta Şaşkındı evin bakışları masanın, sandalyenin, pufun kendini plafonyer sanan lambader aydınlık bir ünlem hohladı karanlığa Duvarda asılı tablo yemeğe çağırdı “Özledim” dedi ayna tırnak içinde ne zamandır bakmıyordun kendine gözlerine, derine, sıra bekleyen virgüle ayağımın dibine uzandı halı ardından çiçekler, terlikler, dünya kendiliğinden açıldı radyo Rodrigo çınladı...
BARİKATLAR SOKAKLARI TIKIYOR AMA PERSPEKTİFLERİ AÇIYOR.
“Bir kurt bile sıkıştırıldığında, kaçmadan önce durur ve bir daha göremeyeceği düşmanına ikinci kez bakar.”- Kızılderili Atasözü Aslında hayatın kendisi çoğu zaman hüzün verici. Bazı romanlar, bazı filmler, bazı fotoğraflar, bazı şarkılar, hüzün ve üzüntü vericidirler. Sinema tarihinin en görkemli filmlerinden biri olan Akira Kurosawa’nın, Düşler’i de öyledir. Filmdeki, ‘Tünel’ hikâyesinde yüksek rütbeli bir komutanın karşısına, karanlık bir tünelden...
Onu Ben Saydım (Öykü)
O sahneye girince kıyamet koptu. Girmeden piyanist Je T’aime’i çalmaya başlamıştı zaten, salon da mırıldanmaya. Çalgılar girişi uzatıyor, o nazlanıyordu. Elini kalbinin üstüne götürüp selamladı biz ölümlüleri. Biz ölümlüler orda salondakiler ve ekran başındakiler. Olimpos’taki panteonundan inen bu tanrıçanın bulutlar arasındaki kudreti nasıl bir mucize bahşedecekse büyülenmişiz. Bir an durakladı, rutini bozuldu. Kulak kesildi alkışların,...
Napoli’de Polonya Haberlerini Okumak
Kucağında ¨Cavalier King Charles Spaniel¨ cinsi köpeği tutmakta devam eden bir gazete okuru, sol eliyle kavradığı gazetesini yanı başındaki üç arkadaşına okuyor. Paris’te basılan ama Napoli’ye galiba birkaç günde ulaşmış Gazette de France’ın son sayısını okuyan, Polonez Kontu Potocki’dir; İtalya’da gönüllü sürgündedir. Diğer üç çehreden biri sanki anlatılanları daha iyi işitmek üzere kulağını yan çevirip...
ŞİİRCİ NOTLARI
1 ESİN’in yoğun akışıyla ortaya çıkabilen taşkınlık, çekidüzen eksikliği, sabuklama gibi görülebiliyor. Doğurgan bir baş dönmesi düzenlenebilir mi? Sanatçı, ruh çağırır gibi, davet edebilir mi yaratıcı rüzgârı? “İlhama inanırım ama O gelmese de ben çalışırım”, diyordu Moravia. “Tasarılarla, hazırlıklarla yapılabilen bir şey değildir EDEBİYAT. Gerçek SANAT, özgür ve spontanedir.” diyordu. Çelişki var,...
Burnuma Mars Tozu Kaçtı!
İnsan bir hikâye tutturmuşsa bunu hiç küfürle, hakaretle dolu hayal eder mi? Kibarlığı yok etmek istiyorsa demek ki, işte belki o zaman… Mars’ın meşhur düzlüğüne, Utopia Planitia’ya doğru süzülürken içinde bulunduğumuz aracın iniş takımı kokpitin altından gelen gıcırtılar eşliğinde açıldı. Fakat araç iniş noktasına oldukça yakınken bir anda süzülmeyi durdurdu ve havada asılı kaldı. Pilotun...