Ana Sayfa Vizör

Kategori: Vizör

Yazı
Yalancının Mumu Yanmasa da Yanar: Fellini Sinemasında İktidarsızlık

Yalancının Mumu Yanmasa da Yanar: Fellini Sinemasında İktidarsızlık

Bazılarına göre Casanova sefahat peşinde kibirli bir aristokrattır, bazılarına göreyse birlikte olduğu her kadında nafile annesini arayan kaybolmuş bir çocuk. Fellini sinemasındaysa çift anlamlıdır Casanova. Çelişkili biçimde, bir yandan yaşama sevincini kaybetmiş kadınları iyileştiren bir şifacı, diğer yandan annesinden korkan bir firaridir. Ömrü annesini aramakla değil, aksine ondan kaçmakla geçmiştir. Dehası ise korkularını etkisiz hale...

Yazı
CÜNEYT ARKIN’IN ARDINDAN

CÜNEYT ARKIN’IN ARDINDAN

90’lı yıllar. Kimi zaman okuldan akşamüzeri gelip, annemizin arkadaşlarıyla olan gününden kalan kısırı, böreği, patates salatasını ve daha nice gün ikramını aç karnımıza neşe içinde indirirken kimi zaman da pazar günleri sabah kahvaltısından sonra, bizden önceki kuşağın TRT’de izlediği “vahşi batı” filmlerinden farklı olarak izlerdik onun eserlerini. Elbette daha pek çok zamanda ve pozisyonda izlediğimiz...

Yazı
BİR DUAYENİN ARDINDAN: AGÂH ÖZGÜÇ’LE KIRIK DÖKÜK HATIRALAR

BİR DUAYENİN ARDINDAN: AGÂH ÖZGÜÇ’LE KIRIK DÖKÜK HATIRALAR

Üzerine ne söylense bir şeylerin eksik kalacağı gerçek bir kültür adamını kaybettik. Sinemayı hayatın içinde öğrenmiş, sayısız anıya tanıklık etmiş ve neredeyse tüm resmî / özel kurumların sessizliğe büründüğü anlarda yedinci sanatın belleği olmayı tek başına başarmış gerçek bir duayendi Agâh Özgüç. Çöpleri Karıştıran Adam! Adını her işittiğimde aklımdan çıkmayan bir anekdot gelir aklıma: Ülkenin...

Yazı
Aki Kaurismäki: “Ve Bulutlar Uzağa Gittiler”

Aki Kaurismäki: “Ve Bulutlar Uzağa Gittiler”

Aki Kaurismäki’nin Ve Bulutlar Uzağa Gittiler adlı filmi Cannes’daki yarışmada ve Locarno’daki Piazza Grande’de yaklaşık on sekiz bin seyircinin önünde görücüye çıktı. Kaurismäki’nin kahramanlarının «karanlık» dünyası, şüphesiz Finli olmayan izleyicileri derinden şaşırttı. Bu film, yapımcısının jest ve araç düzeneklerini, biricik ve ayrıksı sinematografik dilini ve dünyaya bakış açısını tanıma fırsatı sunuyor. Kaurismäki bu filminde, izleyiciyi,...

Yazı
ŞİMDİ BİR FİLM ATIF YILMAZ’I ANLATMALI

ŞİMDİ BİR FİLM ATIF YILMAZ’I ANLATMALI

Bir film jilet gibi olmalı. Ringi dar etmeli insana. Sersemleştirmeli. Ağlatmalı, duvarları yumruklatmalı. Bir film, kalbini söküp duvarlara fırlatıp parçalatmalı insanı. Bir film, insanı kiralık bir katile dönüştürmeli, soğukkanlı bir cerraha, sıcak bir çay yapan garsona… Bir film, uzun yürüyüşlere, yeni maceralara, soğuk bir kadeh rakıya alıştırmalı. Bir film, Gelinin Muradı olmalı. Bir film, Kibar Feyzo, Balatlı Arif,...

Yazı
ŞARKILARIN BİTMEDİĞİ FİLMLER

ŞARKILARIN BİTMEDİĞİ FİLMLER

Yeni bir yüzyılda yaşıyoruz ve bu yüzyıl -ölmeden önce- Edward Said’in son yazdıklarına bakılırsa, insanlık tarihinin ‘en değersiz yüzyıl’ı. Said’e göre, “İnsanlık kendi ezgisini yitirdiği için daha da trajik bir sona doğru koşuyor.” E. M. Cioran’da Ezeli Mağlup kitabında bir hamle daha yaparak dekadan, statükocu zihniyetin, “Zamanın ruhunu kemirdiği” kehanetinde bulunmuştu. Said’in ve Cioran’ın bu ifadeleri aslında düşünce...

Yazı
ISTVÁN SZABÓ: TEREDDÜT, ARAYIŞ VE YÜZLEŞME

ISTVÁN SZABÓ: TEREDDÜT, ARAYIŞ VE YÜZLEŞME

“Hatıralarını kaybedemezsin. Onlar canını hep acıtacak.” István Szabó’nun bir söyleşinden 1981 tarihli Mephisto filmini ilk izleyişimi dün gibi hatırlarım: 1988 yılında Adapazarı Atatürk Lisesi’nde son sınıfta okuyordum. Sakarya’da, film festivali düzenlenmişti. Sadece beş film gelmişti. Bunlardan biri, Mephisto diğerleri; Dünyayı Sarsan 10 Gün [Sergei Eisenstein–Grigori Alexandrov, 1928], Amarcord, [Federico Fellini, 1973] Sıradan Faşizm [Mikhail Romm, 1965], Gel ve Gör [Elem Klimov, 1985]. Her biri kendi...

Yazı
ACI VE HÜZNÜN SİMGESİ OLARAK SİGARA

ACI VE HÜZNÜN SİMGESİ OLARAK SİGARA

Beat Kuşağı, lanetlenmeyi bilmeden, lanetlenen insanların hikâyesini anlatır. Bu hikâyenin aktörleri; Jack Kerouac, William Burroughs ve Allen Ginsberg, 1960’lı yıllarda insanlara alkol ve uyuşturucunun etkisiyle ‘yapay bir cennet’ vaat ediyorlardı. Bu yapay cennet, yaşanan hayatı kendi mutsuzluğunun taşlarıyla örüyordu. Artık, hayattan nefret etmeyi bilen bir hayat; şiiriyle, sinemasıyla ve müziğiyle ortaya çıkıyordu. Janc’lar, getto’lar da uyuşturucunun etkisiyle mutsuzluklarından silkiniyordu. Dennis...

Yazı
HOLLYWOOD: MUTSUZ İNSANLARIN HİKÂYESİ (1)

HOLLYWOOD: MUTSUZ İNSANLARIN HİKÂYESİ (1)

MANİFESO ABD’de ilk sinema salonu, 1902 yılında açıldı. 1908 yılındaysa bu sayı, 10.000 olmuştu. Talep arttıkça, şablonlar değişmeye başlıyordu. Artık yüksek bütçeli filmler çekilmeye çalışılıyor, film süreleriyse yavaş yavaş uzatılıyordu. Hollywood, gücüne güç katarken filmlerdeki görkemli atmosferleriyle insanlara, masalsı duygular uyandıran ‘yeni dünyalar’ kuruluyordu. Bu yeni dünyalar, kurgusu yapılan sistemin kendisiydi. Dolayısıyla ortaya çıkan dünya...

Yazı
Doğu’da Cinayetin Cazibesi: Ustinov’lu Hercule Poirot Filmleri

Doğu’da Cinayetin Cazibesi: Ustinov’lu Hercule Poirot Filmleri

  Büyük polisiye yazarların imza dedektifleri vardır ve bu dedektifler yazarlarla özdeşleşmenin ötesinde sinema sektörünün her dönem ilgisini çekmiştir. Arthur Conan Doyle’un Sherlock Holmes’ü, Patricia Highsmith’in Bay Ripley‘i yaratıcılarının en önemli karakterleridirler ki Bay Ripley kovalayan değil kaçan taraftadır, suçu işleyendir. Söz konusu yazar Agatha Christie ise iki ayrı dedektiften söz edebiliriz Belçikalı Hercule Poirot...