Mod-Ada yeni bir atölye/galeri. Aydın Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı, sanatçı Reşat Başar tarafından açıldı. Cemal Süreya’nın yaşadığı evin hemen yanında yer alan Galeri, şu sıralarda küratörlüğünü Erkan Doğanay’ın yaptığı, ölümünün 28. Yılında Cemal Süreya anısına düzenlenen karma bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Serginin adı ‘Hayat Kısa Kuşlar Uçuyor’ adını taşıyor. Açılışında Orhan Alkaya tarafından Süreya’nın şiirlerinden bir performansın gerçekleştirildiği sergi, 30 Ocak’a kadar izlenebilir.

Öncelikle sormak isterim, sizin galeri ile bu sergi bağlamında küratör olarak diyaloğunuz nasıl başladı?

Mod-Ada, uzun zamandır gerek yapılan etkinlikleri, gerekse sahibinden dolayı takip etmiş olduğum yeni bir alan. Sanatçı bir ailenin mekanı olunca haliyle hem sohbet etmeye hem de yapmış oldukları programlara katılıyorsunuz. Bu sergi için buluşmamızı sağlayan en önemli etken ise Cemal Süreya’nın son yıllarını geçirdiği ve yaşama veda ettiği evin yanıbaşında olması. Uzun zamandır aklımda hep Cemal Süreya ile ilgili bir sergi yapma fikri vardı. Mod-Ada atölye/galeri sahibi Reşat Başar ile geçtiğimiz haziran ayında sohbet ederken bu fikrimden konu açıldı ve proje sonrasında gelişti.

Cemal Süreyya’yı anma sergisi nasıl bir süreçte gerçekleşti?

Cemal Süreya, benim için özel bi şair… Zorluklarla geçen yaşamına rağmen aşkı, sevgiyi ve umudu hep dizelerine taşımış. Bu açıdan güçlü bir karakter… Kelimelerle zekasını buluşturmuş bir isim… Şiirle yaşamış ve böylece şiirlerini üretmiş…Yaptığım küratöryel bir sergiden çok şairi anmaydı, belki ona yaşamının son anlarını yaşadığı evden, sokaktan bir selam göndermeydi…

Met-Üst

Sanatçıları belirlerken ki kriterleriniz nelerdi?

Sanatçıları belirlerken edebiyat ile olan bağlantılarını dikkate aldım. Sanatçı arkadaşlarıma ilk teklifim Cemal Süreya’yı sever misiniz? sorusu oldu. Belki aldığım ya da almayı umut ettiğim yanıtların ortaya çıkması serginin oluşumunu sağlamış oldu. Ayrıca Süreya ile yakın dostluk kurmuş, tanışmış isimlerde yer aldılar bu sergide.. Mesela Nevhiz Tanyeli, şairin yakın dostlarından birisi. Nevhiz, Cemal Süreya’nın ölümünden on gün sonra yapmış olduğu ve ilk kez sergilenen bir Cemal Süreya portresi ile katıldı. Metin Üstündağ onunla tanışmış, sohbet etmiş bir isim, o da Süreya’nın bir sözü ile ilişkilendirdiği çalışma ile yer aldı bu sergide… Cemil Ergün, Selahattin Yıldırım, Serdal Kesgin, Ercan Aydeniz, Turgay Kantürk, Ara Güler, Ragıp Basmazölmez, Şevket Sönmez ve Raziye Kubat şairin yaşamından, şiirlerinden ve kişiliğinden yola çıkarak yeni işler ürettiler.

Orhan Alkaya açılışta bir şiir performansı gerçekleştirdi…

Orhan Alkaya’da Cemal Süreya ile tanışan isimlerden olması ve edebiyatçı, şair olması nedeniyle bir performansla sergide yer aldı. Alkaya açılışta bir Cemal Süreya şiirini bir de kendi şiirini okudu. Bu hem interdisipliner bir ortam sağladı hemde şairin edebiyatçı kimliği ile görsel alanı buluşturmuş oldu. Süreya’da defterine notlar alırken aralarına çizimler yapıyordu ve aynı zamanda çok iyi bir izleyiciydi. Sergileri takip eder, ressam dostları ile sanatları üzerine sohbet ederdi. Bu açıdan sergi şairin çok yönlülüğüne de dikkat çekmekte.

Nevhiz Tanyeli

Alkaya’nın okuduğu şiirler sanatçı tarafından mı seçildi?

Orhan Alkaya okuyacağı şiirleri kendisi seçti. Hatta okuduğu Süreya şiirinin aralarında yaşanmış olan bir anısını anlattı. Alkaya, izleyici ile buluşmayı sadece açılış akşamı yaşamasın diye kendi el yazısı ile okuduğu şiiri yazıp, çerçeveleyerek sergiye dahil etti. Böylece sergi süresince katılımcı bir sanatçı olarak da yerini almış oldu.

Genel olarak farklı sanat disiplinleri ve resim sanatı etkileşimini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Farklı disiplinler sanatın oluşumundan beri birbirlerini destekleyen önemli unsurlar olarak sanat üretiminde hep varoldu. Farklı eğilimler, üsluplar, bakışlar hep bu farklı buluşmalar sonucunda ortaya çıktı. Edebiyatın resmi etkiledi, resim edebiyatı… Hatta modern öncesi akımlara baktığımızda pek çok disiplinin aynı çatı altında toplandığını görürüz.

Kapak Resmi: Selahattin Yıldırım