Ana Sayfa Art-izan DADA’NIN MİSTİK ANNESİ: EMMY HENNINGS

DADA’NIN MİSTİK ANNESİ: EMMY HENNINGS

DADA’NIN MİSTİK ANNESİ: EMMY HENNINGS

‘‘Dada başlangıcı, bir sanatın doğuşu değil, bir tiksinmenin başlangıcıdır.’’

Tristan Tzara


Dada akımı ya da hareketi, Alman aktör ve oyun yazarı Hugo Ball (1886-1927) tarafından Zürih’te “Cabaret Voltaire” adlı bir müzikli kahvehanede kurulmuştur. Genel kabul gören görüşe göre Dadacı düşünce ve hareketlerini; Birinci Dünya Savaşı’nda cereyan eden dehşet verici olaylara, sonu gelmeyen anlamsız katliamlara ve bu insanlık dramını ortaya koyan anamalcı burjuva toplum değerlerine yönelik tümel bir başkaldırı ya da ‘konjönktürel bir abnegasyon’1 olgusu biçiminde tanımlamak olasıdır. Bu yönüyle incelendiğinde Dada akımı, modern düşüncenin gelişim evreleri içinde, kendi ‘lateral’2 manifestosuna dahi kuşku ile bakan köktenci ve ironik bir sanatçı tavrı; yok saymacı bir coşku, bir çılgınlık ve korkusuzluk gösterisidir. Dadacılar gelenekselleşmiş sanat ölçütlerine tepki duyarak, klasik sanat biçemlerinden farklı olduklarını her fırsatta bildirmiş ve bir akıma dâhil olmayı reddederek sanata karşı (karşıt-sanat/anti-art) bir hareket içinde tanımlanmayı tercih etmişlerdir. Dadacılara göre, uygar/ rasyonel toplum, küresel savaş kaosunun önüne geçememiştir. Bu nedenle anlamsızlıklarla dolu ve kuralları ya da sınırları olmayan bir mizah dünyası yaratarak mantığa ve rasyonelliğe saldırmaya karar vermişlerdir (Bostancı, 2012: 9).

Sonraları Cabaret Voltaire’in baş aktristi olacak Emmy Hennings (1885-1948), hareketin içinde farklı bir figür olarak ortaya çıkmaktadır. Aslında eğlence sektöründe danışman olarak bir görevi vardır ancak daha çok model ve gece kulübü hostesi olarak çalışmış, fahişelik ve hırsızlıktan defalarca hüküm giymiştir. Hugo Ball ve Emmy Hennings, 1915 yılının Mayıs ayı sonunda Zürih’e taşınmışlardır. Onlar, önceleri bir süre zorluk çekmişler ancak belli bir süre sonra Maxim Ensemble tiyatrosunda iş bulmuşlardır (Dickerman, 2006: 21).

Hugo Ball ve Emmy Hennings’in ruhani arayışlarına yoğunlaşan bir tez araştırması, onların “Dada”ya ait tutkularının, burjuva hayat tarzına karşı savaş, sanatın bütünselliği ve dönüşümü, sözcük oyunu ve performanstan geçen bir mistik devrim için gereken ruhani bir dürtü olduğunu belirtir (Hoffman, 2010: 67).


Cabaret Voltaire’de düzenlenen gösterilerde Emmy Hennings assolist olarak sahneye çıkar ve eleştirel denecek şekilde politik şarkılar söyler. Hans Arp, bu gösterilerden bir geceyi şöyle anlatır:

“Neşeli, karmaşık, son derece kalabalık tavernanın sahnesinde Tzara, Janco, Ball, Huelsenbeck ve naçizane kulunuzu temsil eden bir takım acayip, tuhaf figürler var. Tam bir kargaşa hüküm sürmekte. Çevremizdeki insanlar bağırıyor, gülüyor, el kol hareketleri yapıyorlar. Bizler de aşk dolu iç çekişlerle, peş peşe hıçkırıklarla, şiirlerle, böğürtülerle, Orta Çağ’lı Brütist’lerin miyavlamalarıyla karşılık veriyoruz onlara. Tzara, bir oryantal dansözün göbeğini salladığı gibi poposunu sallıyor. Janco görünmez bir kemanı çalıyor, görünmez yayını hırsla savuruyor. Madam Hennings (bir şarkıcı ve Ball’ın metresi) o Madonna yüzüyle, bir bacağı önde, diğeri arkada yere oturuyor. Huelsenbeck hiç durmadan büyük bir davulu gümbürdetiyor, tebeşir suratlı bir hortlak kadar solgun görünen Ball da ona piyanoda eşlik ediyor.” (Lucie- Smith, 2004: 101)

Ruth Hemus’a göre; Dada şarkıcısı Emmy Hennings, Cabaret Voltaire’in izleyiciye sunulmasında önemli bir yere sahiptir. Sesi kadar, sahne ve sahne dışındaki cinsel varlığı ile Dadaist biyografilerde adı sıkça anılır. Tristan Tzara, Cabaret Voltaire’i, “Tanrı ve genelevin kozmopolitan bir karışımı” olarak tarif eder. Hugo Ball’ın sesli şiiri esrarengiz, dini ve ruhani anlar yaratıyorsa, Emmy Hennings’in fiziksel ve seksüel görünümü, çoğunlukla erkeklerin doldurduğu kabarede oldukça yüksek bir seksüel atmosfer uyandırır. Richard Huelsenbeck’in dediği gibi:“Kabarade çok az hanım vardı. Kabare çok vahşi, oldukça dumanlı, oldukça sıra dışıydı.” Ruth Hemus’a göre; Emmy Hennings’in katkılarındaki radikal yaklaşımları daha da anlaşılmazdır: Seçtiği şarkı; şiir repertuarı; sesini bilerek tizleştirmesi gibi bilinçli tavırlarının, izleyicilerin kadın oyunculardan beklentilerinin karşılandığı ve eğlendikleri düşünüldüğünde daha etkili olduğu söylenebilir (Hemus, 2007: s. 96- 97).

Hugo Ball ve Emmy Hennings’in sanatsal deneylerini ve yol göstericileri Dada’nın mirası üzerindeki etkilerini açıklayan, Hugo Ball’ın en bilinen sanatsal ve filozofik kinayelerini ruhani bir mercekle inceleyen bir tez çalışması; üretimlerinin çoğunun Birinci Dünya Savaşı’nı çevreleyen sosyal ve politik kargaşanın etkisiyle oluştuğunu ve onun en güçlü ve yakın sanatsal ve ruhani ilhamının partneri Emmy Hennings olduğunu bulgular. Hugo Ball’ın değişmez bir paradoks adamı olmasını irdeleyen çalışma, onun, ruhani arayışının yanlış umutlarla ve tekdüzeliğe düşmeyerek yaşayan sanatı canlandırmasını anlatır. Hoffman’a göre o, bunu, konuşma olmadan iletişimde sözcüklerin anlamlarını güçlendirerek, şiir ve duaların içindeki kokuşmuş sosyal yapılara karşı siperler kazarak, aşkının verdiği ilhamla, protesto ve güzelliğin fani yanlarını kullanarak yapmıştır (Hoffman, 2010: 67).

Dada, 20. yüzyılın DNA’sına radikal bir inkâr sayesinde girmiştir. Dada’nın anti- ideolojisi kısa ömürlü birçok sanatsal ve politik akıma ilham kaynağı olmuştur. Sürrealizm, Varoluşçuluk, Absürt tiyatro, Durumculuk (İng. Situationalism), Somut şiir, Fluxus, Soyut Sanat ve Popüler Sanat bunlardan bir kaçıdır. Diğer taraftan, bu akımların bazılarının hâlâ canlı olmalarının nedenini Dada’ya borçlu oldukları ise aşikârdır (Condrescu, 2009: 45).

Meral BOSTANCI (M.A.)3

KAYNAKLAR:

 

Bostancı, M. (2012) “John Heartfield ve Nesne Yorumu”, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Işık Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, SBE. İstanbul.

Condrescu, A. (2009) The Posthuman Dada Guide, Tzara& Lenin Play Chess. Princeton University Press: New Jersey.

Dickerman L. (2006), “Zurich”, Dada. National Gallery of Art: Washington. [19- 44]

Hemus, R. (2007) “Sex and the Cabaret: Dada’s Dancers”. Tromsø Üniversitesi, Beşeri Bilimler Fakültesi, Nordlit Kültür ve Edebiyat Dergisi, 2.sayı. [91- 101]

Hoffman, C. J. (2010) “Religion in Flux Hugo Ball: Dada’s Prophet of the Word”, Indiana University of Pennsylvania, The School of Graduate Studies and Research, Master of Arts.

Lucie-Smith, E. (2004) 20.Yüzyılda Görsel Sanatlar, Akbank Kültür Sanat Yayınları: İstanbul.

1 Abnegasyon (İng. Total/ Conjunctural Abnegation): Topludurumsal Reddiye.

2 Lateral: Yanal, düz mantığa karşıt olan.

3 Art Theory and Criticism.

HİÇ BİR ADIMI KAÇIRMAYIN

EK Dergi Mail Bültenine Katıl