Hız ve hareket her gün biraz daha canımıza okuyor. Renge ve ışığa o kadar bulandık ki artık bir çok insan için renk renksizlik anlamına gelmeye başladı. Gri bir depresyonun içine sıkışmış doyumsuzlar gibiyiz ve hiç bitmeyecek bir savaşın içindeyiz. Bu modern sefalet içersinde, renklerin yol açtığı kirlilik ve bu kirlilikle boyanmış ileti bombardımanı gündelik hayatımızın artık bir rutini. Tekno-Gizmotronik çağın kalabalık görsel dünyasından kurtulmanın yolu, seçilen malzemede farklılaşmak belki de. Bazen insan dışkısına yerleştirilmiş silikon, balmumu bir ağda, kalem ya da fosfor. Kitaplardan, bilgisayarların ekranlarından her an üzerimize atlamak isteyeni bulut teknolojisi ile akıllı telefonlardan ulaşan bilgi; zihnimizdeki içeriği her an güncellemekte, bazen de kendimizi iyi hissetmemize yardım etmekte.

İşte Seishiro Matsuyuma’nın sanatı, üzerimize istemsizce gelen renklere ve bilgilere karşı verilen mücadelenin manifestosudur. Starwows Koleksiyon’unda obje olarak seçtiği atlar, bademler, gamalı haçlar, güleryüzler (neden ve neye gülmektedirler?), telefon aramaları, çiçekler, dişler, yeme eylemi, gülmek hep bu bilgi ve renk karmaşasına göndermeler yapmakta; renkle, enerjiyle, mutlulukla, bedenin doğal olarak verdiği her tepkinin manifestosunu çizmektedir. Tüm bu semboller; Seishiro’nun dehası Starwows, Capital Starwows’un sayfaları arasına gizlenmiştir.

Seishiro’nun Facebook’taki kişisel sayfasındaki çalışması ”Art Work Moon” ise daha az kaotik, daha çağdaş ve klasik çizgilerde olmasına rağmen yüzeyde ise tanımlanamaz ve özgün bir tekniğin ürünüdür. Kırmızı çorapları ve kocaman kafaları tuhaf gülüşleri ile karakterler bizi bu dünyaya ait olmayan turistik ve gerçeküstü bir safariye davet eder. Servis tabağındaki yumurta ve deforme edilmiş et, krema ve ahududu arka planda çiçeklerle örülü bir dağ.

Kainatta pişen bir yumurta için bir domuzu kesip ortadan ikiye ayırmak, öte yanda sohbet eden iki iş adamı ve iç çamaşırıyla sigara içen domuz adama saldırmak üzere olan tavuk adam. İlk bakışta absürt gelse de gündelik hayatımızda bizi insanlıktan çıkaran bir hızla çalıştığımız mesai biçimleri düşünüldüğünde, pek de absürt sayılmazlar.

İletişim araçları zamanla değişirken, yeni diller ve anlatımlar; mutsuzluk, aşk, eğlence ve gizem gibi insani duyguları ifade etmenin sembolik işaretleri her gün biçim değiştiriyor. İletişimin en popüler biçimi her gün akıllı telefonlarımızın üzerindeki Emoticon ve Stikerlar’la hayatımıza giriyor. Seishiro kendine has görsel dünyasını yaratırken, yarattığı karakterleri Sticker diline özgü olarak da bir araya getiriyor. ”Kemono My House” isimli seride, 40 sticker koleksiyonu; görsellerle bir araya getirilmiş kelimelerle birleşiyor ve her ne kadar Seishiro’nun kendine özgü zekice stilini yansıtsa da aşık olduğunuz birine o sırada ne yapıyor olursa olsun gönderebileceğiniz kadar da masum olabiliyor.

themootartgallery.org

Çeviren: Özgür Kayım