Ana Sayfa Kritik Kehanet ve Bilişim

Kehanet ve Bilişim

Kehanet ve Bilişim

Franco “Bifo” Berardi, Hito Steyerl’in kitabı Duty Free Art: Art in the Age of Planetary Civil War’ı değerlendirdi

Bana dili siz öğrettiniz; lanet etmeyi öğrenmek oldu bu işten tek kazancım. Bana dilinizi öğrettiğiniz için kızıl veba defetsin sizi.” [1]

Karanlığı Haritalamak

Verilerden, figürlerden, gülen yüzlerden müteşekkil bu sağanak neyin nesi? Kaosun önlenemez, sonu gelmez yayılımı: Hito Steyerl’in kitabı Duty Free Art’ın konusu bu. Kitap, sınırsızca yoğunlaştırılan ışığın ve görsel-sinir uyarıcılarının dizginsiz yaygınlaşmasının neticesi olarak baş gösteren karanlığın kartografisi olarak okunabilir.

Peki ya insan evrimi etrafımızdaki ışık kaynaklarındaki değişimlere karşılık verdiyse? Milyonlarca yıldır dünyadaki tek ışık yıldızlardan ve güneşten, biraz da ateş ve mumdan gelenlerdi. Artık sürüsüne bereket elektrik ışığı ve yığınla ekran var.”

Aydınlanmadan beri -hatta ondan önce dahi- ışık ve karanlık metaforu, modern kültürün mitolojisinde önemli olagelmiştir. Fakat yeni milenyumun şafağında, ışık ve karanlığın eski metaforu yeni bir anlamla geri dönüyor şimdi: ışık görüşümüzü körleştiriyor, karanlık onu genişletiyor. Şiddet ve sömürüyü durdurmak için daha görünür ve daha demokratik erişimin kullanışlı olabileceğine dair o eski fikir artık zeminsiz. James Bridle’nin belirttiği gibi:

Bugün kendimizi muazzam bir bilgi havuzuna bağlı buluyoruz ama yine de düşünmeyi öğrenemedik. Oysa tersi geçerli: Dünyayı aydınlatmak için amaçlanan şey, pratikte onu karartıyor.” [2]

Avrupalılar tarafından ‘Orta Çağ’a gönderme yapan eski Karanlık çağ, bağlantı ve etkileşim fakiriydi. Çağdaş karanlık ise tam tersine, aşırı-bağlantılı ve hayli birbirine bağlı. Bu karanlığa rağmen küresel makine daha hızlı hale geldi sadece.

Bu nasıl mümkün oluyor? Nasıl olabiliyor da sıfırı tüketiyoruz?

Cevap burada, aşağıdaki cümlede:

Bürokrasi, ütopyacı düşünce üzerinde temellenir çünkü insanların kendi bakış açısına göre mükemmel olacaklarını farz eder.”

İşlevselliğin ütopyacı düşüncesi tekerlekleri döndürse de insan yaşamı mükemmelliğe uymaz. Bununla beraber mükemmellik, gündelik hayat işinde kontrolü ele almıştır; kaçabilmemizin mümkün olmadığı mantıksal-matematiksel bir sınırlandırma dayatır insan bedenlerine.

Devasa Veri Çıkarma ile Yapay Zeka aygıtlarının yakınsaklığı, Evrimin herkesi kuşatan şimdiki aşamasının eğilimidir: Mantıksal-matematiksel tuzağın nihai durumudur bu.

Bu yakınsaklık, bilişimsel şimdiki zamana geleceği kaydetmek üzerinde temellenen bilişsel otomat yaratımının yolunu açmaktadır.

Sorun şu ki, bilişsel otomat kaosun gücüyle kendini yüzleştirmek zorundadır. Otomat, Modern rasyonelliğin son avatarıdır fakat zihinsel girdabın kaotik alanının ortasında meydana çıkmaktadır.

Yönerge ve Kehanet

Dil, geleceğin içerisinde şekillendiği boyuttur. Gelecek, birçok olasılıktan biri olarak şimdiki zamana kaydedilir: dil bir katalizör görevi görür.

Geleceğin dil aracılığıyla ifade edilmesinin birçok yöntemi vardır: kod, veri, yönerge, emir, çelişkili emir ve kehanet bunu mümkün kılan muhtelif kiplerdir.

Büyük veri ile Yapay Zeka arasındaki karşılık etkileşim toplumsal dile otomatizmi yerleştirmeyi hedefler, böylece ortaya dehşet verici (ya da güven verici?) bir görünüm çıkar: Gelecek artık bir ihtimaller silsilesi olmaktan ziyade dünya koşullarının mantıksal olarak gerekli bir dizisidir.

Eylem halindeki otomatizm aracılığıyla yürürlüğe konan yönerge inskripsiyonu üzerine düşünerek, bilişsel otomatizmin nasıl inşa edildiğini özetleyeceğim. Otomatizmi, bir dilsel failin bizzat içine nüfuz eden bir mantıksal aygıt olarak adlandırıyorum. Otomatizmlerin toplumsal eylem alanına sızması (ekonomiye, dile, duygulanıma) bilişsel küresel otomatı şekillendirir.

Yönerge inskripsiyonu, otomatın (kendilik) inşasında kehanetin ve hukukun yerine geçer. Geleceğin tahmin edilemezliğini hükümsüz kılarak kodu özümser. Diğer bir ifadeyle, geleceğin şimdiki zamandan (göreli) özerkliğini hükümsüz kılar.

Bu meseleye kehanetin görüş açısından bakmak istiyorum. Düşündüğümüzün aksine kehanet, geleceğin bir önsezisidir. Bilakis yakında olacak olanı idrak etmek, yani geleceğe yazılmış olanı kavramaktır. Bir giz olarak değil, bir muamma olarak.

Yakında olacak olan, maddenin şu anki yapısına -fiziksel ve psikolojik madde- yazılı olan içkin eğilimdir. Yakında olacak olanı hissetmek, eğilim olarak içkinliği yorumlamak; bir zamanlar kâhin olarak adlandırılan o kişilerin görevi budur.

Siyaset bilimi, çağdaş krizi anlamakta ve yaklaşmakta olan evrimi önceden kavramakta kullanışlı değildir. Hiçbir şey ‘siyasoloji’ denen sahte bilimden daha boş, daha tutarsız ve daha yüzeysel olamaz. İhtiyacımız olan şey bu eğilimin semptomları olan hastalıklarımızı yorumlamaktır. Hastalıkları yorumlamayı psikomanteia (psikokehanet) olarak adlandıracağım.

Fikrimce, Duty Free Art psikokehanetsel bir kitap.

Üzüntü, depresyon, panik, dikkat dağınıklıkları, demans salgını: Kâhince hareket etmek için, ‘gelecek’ muammasını yorumlamak için tercüme etmemiz gereken semptomlar bunlardır. Bir sır, vacip bir hakikat falan değil; sadece olasılığın semptomlarını keşfedeceğiz.

Muammayı (muamma olarak hastalığı) yorumlamanın (sonsuz) faaliyeti hiç de kapsamlı, hakiki, nihai olmayan ama muammanın yorumu olarak her zaman istikrarsız olan etkinlikler yaratma, geleceği üretme eylemidir.

Azametli politikanın şiire benzemesinin, mümkün olanı sezmesinin sebebi budur. Günümüzde şahit olduğumuz düşük düzeyli politika ise makul idareciliğimizle, mümkünün karşısına makulü çıkarma yöntemimizle sınırlıdır (Mümkün olanın, yönerge makinesi tarafından bir gerekliliğe dönüştürülen makul olana indirgenmesine Warren Neidich’in verdiği isim Statistikon’dur).

Söz Konusu Olan Öngörülemezlik

Çağdaş kültürel çevrede galebe çalan sinizm müjdecileri, insanlık tarihinde kaçınılmazın hiçbir zaman başarılı olamadığını unutarak kaçınılmazın karşısında başlarını öne eğiyorlar. Her daim başarılı olan, öngörülemez olandır.

Ancak bir soru patlak veriyor: biz hala insanlık tarihi alanında mı ikamet etmekteyiz? Yoksa tam tersi; veri çıkarmaya (olasılık) yarayan makine bağlantıları ve yapay zeka bahşedilmiş aygıtlar sayesinde tarihin var olmadığı, öngörülemezliğin silindiği ve gerçekliğin sonsuz karmaşıklığının hesaplanabilir birimlere indirgendiği bilişsel otomat alanına mı intikal ettik?

İşte bu yüzden, öngörülemezliğin halen mevcut olup olmadığını ve azametli politikanın halen düşünülebilir olup olmadığını merak ediyorum. Açıkçası bir cevabım yok. Öngörülemezlik hakkındaki tefekkürüm kadarıyla bilmiyorum, bilemiyorum. Akıllı makinenin gerekliliğe dönüştürmeyi hedeflediği yinelemeli olasılık dizilerinden meydana öngörülemezliğin çıkıp çıkmayacağını da bilemiyorum.

Bilişsel otomatın inşası tam gaz ilerlerken, mümkün olanı makul olandan ayırabilmeye hâlâ muktedir miyiz? Özgür eylemde bulunacak kabiliyette miyiz yoksa yürürlükteki tek eylem, toplumsal varoluştan elde edilen veriler tarafından şekillenmiş ve akıllı makinelerle arayüz oluşturmuş kuralları takip eden mi olacak?

Neidich’in Statistikon’u, yönerge aygıtı eklentileriyle bağlantılı olan verinin çıkarılmasıdır. Otomat, veri çıkarma ile yapay zekanın birleşmesinden ortaya çıkar. Bilişimsel kehanet.

Otomatik Yönerge

Evvelden dediğim gibi, şimdiki zamanın içine geleceği kaydetmenin birçok semiyotik tekniği vardır: Kod, emir, çelişkili emir ve kehanet. Buna karşın bilişsel otomat, otomatik yönerge olarak adlandırdığım yeni bir kipi temel alır.

Açıklamama müsaade edin. Hükümet empoze edici ya da yasaklayıcı bir kanun çıkardığında, dilin şimdiki zamanına geleceği kaydetmektedir. Fakat yurttaşlar bazen riske girerek bu kanunu ihlal edebilirler.

Kod farklıdır. Kod, homojen bir format uyarınca gerçek nesneler üreten dilbilimsel bir araçtır. Kod, sözcelemleri ve yalnızca format ile kodun kendi mantıksal çıkarımını takip ettiğinde harekete geçirilebilen olayları yaratır.

Kehanet, bir dil edimi ile kâhince sözcelemenin içeriğini gerçekleştirecek ya da gerçekleştirmeyecek olan olay arasındaki ilişkiyle alakalıdır. Özel bir çeşidi, kendi kendini gerçekleştiren kehanettir: Kehanet içeriğinin gerçek olarak kabul ettirildiği pragmatik koşulları yaratan bir dil edimidir. Eğer birisi kalabalık bir mekâna girip bir facianın yaklaştığını haykırırsa, kehanetin gerçekleşmesinin büyük bir olasılığı vardır. Şayet tanınmış bir derecelendirme kuruluşu, bir şirketin finansal değerinin ertesi gün çarpıcı biçimde çökeceği öngörüsünde bulunuyorsa, bu çöküş muhtemelen gerçekleşecektir.

Veri arayüzü, kesinleşmiş mantıksal aygıtları ve kendi kendini geliştirmesi sayesinde, toplumsal dili kendi kendini gerçekleştiren otomatikleştirilmiş kehanete dönüştürür.

Yönerge, otomatik semiyotik kodların toplumsal organizmaya eklenmesidir.

Son birkaç on yıldır politik eylem, finansal kuralın karşısında aciz kaldığını defalarca gösterdi. Finansal kural toplumsal dili önceden belirleyen üretici koddur: kehaneti yönergeye dönüştüren bir makine.

Politikanın âcizliği geçici bir güçsüzlük olarak görülebilir mi?

Ya da tam tersi; şimdiki zamandan çıkarılan verilerin akıllı semiyotik makinelere otomatik olarak bağlanmasından ötürü, politik eylemden etkilenmeyen, özgürlükten etkilenmeyen bir alana mı girdik?

Google araştırmacıları, salt gürültüden bir örüntü ya da imge yaratma eylemini “fikir aşılamacılık” ya da “derin rüya” olarak adlandırırlar. Ama bu oluşumlar safi halüsinasyon olmaktan çok uzaktırlar. Onlar rüyaysa şayet, bu rüyalar güncel teknolojik temayülün yoğunlaşmaları ya da yer değiştirmeleri olarak yorumlanabilir. Bilişsel imge yaratımının şebekeleşmiş işlemlerini, makinesel görünümün önceden belirlenen ayarlarını, onun donanımıyla bütünleşik ideolojileri ve tercihleri açığa vururlar.”

Geleceğin politik sanatı (psikokehanet dediğim şey) aynı kaideye dayanır: toplumsal beynin kaosundan gelen gürültüyü anlamlı bir kartografi olarak yorumlamalıyız: karanlığın gerçekten de haritasını çıkarmak.

Son (Esas) İkaz

Ana hatlarıyla çizdiğim şey, Steyerl’in kitabının sayfalarından çekilmiş varsayımsal bir senaryo. Bilişsel otomatın kaosu galebe çalacağına hakikaten inanabilir miyiz? İnsan zihni bağlayıcı-bilişsel kipe geçecek mi yoksa eklentinin gaddarlığı kolektif beyinde bir akıl hastalığı tepkimesine mi yol açacak? Cevap belki psikokehanet boyutu içinde bulunabilir.

Ama bu başka bir hikâye.

1. William Shakespeare, Fırtına

2. James Bridle, New Dark Age, Verso (2018)

Çeviri: Onur Civelek

Metnin İngilizce orijinali: https://www.versobooks.com/blogs/4274-prophecy-and-computation

HİÇ BİR ADIMI KAÇIRMAYIN

EK Dergi Mail Bültenine Katıl