Ana Sayfa Manşet LE DERNIER CRI: İskelet Hayattır!

LE DERNIER CRI: İskelet Hayattır!

LE DERNIER CRI: İskelet Hayattır!

Bizler farklıyız, gazete bayiinden kolayca edinilen grafik romanlardan ve kitap kültüründen geliyoruz ve makul fiyatlara işlerini sergileme niyeti taşıyan sanatçılarız. Gördüğünüz gibi, ‘biriciklik’ nosyonunu paylaşmıyoruz.

İşi gücü iç organlar, cinsel temalar ve ölümcül görseller olan çizerler ve illüstratörlerden bir Fransız sanat kolektifi Le Dernier CRI. Uygun fiyatlarda serigrafi ve özel baskı kitaplar üretmenin yanısıra çizgi film alanında Pixar’ın dışında da alternatifler olabileceğini ispatlayan işler yapıyorlar.  Tüm bunlar gayet kaliteli ve bağımsız bir şekilde üretiliyor.  Meksika’yı son ziyaretinde onunla görüşmeye gittim. Clarisa Moura’nın (Vertigo dergisinin yayın yönetmeni) aracılığıyla, Le Dernier CRI’ın kurucusu Pakito Bolino ve ortağı tasarımcı Marie-Pierre Brunel ile konuşma fırsatı yakaladık.

Carlos Perez Bucio: Bu sergi nasıl ortaya çıktı?

Pakito Bolino: Herşey iki sene evvel, Jorge Alderete’in Aix-en Provence’daki grafik roman festivali kapsamında düzenlenen sergide düzenlediğimiz workshop’u ziyaretiyle başladı. Le Dernier CRI’nin işlerine bakmaya geldi, görsellerle ve kitaplarla dolu duvarları görünce “En kısa zamanda bir sergi yapmalıyız.” dedi. O dönem kafamızda Vertigo’nun açılış sergisini yapmak vardı ama maalesef olmadı ve ertelendi; fakat açılışının ikinci yıl dönümünde nihayet buradayız ve bundan dolayı gayet memnunuz.

Carlos: Le Dernier CRI’nin Meksika’da bu kadar çok meraklısı olması, bu düzeyde ilgi görmesi sizi şaşırttı mı?

Pakito: Sanatsal açıdan bakarsak, Le Dernier CRI ve Meksika sanatı arasında içerik ve renk açısından birçok benzerlik olduğunu düşünüyorum. Sanatçılarımızın pek çoğu Meksika sanatından etkiler taşıyor; dolayısıyla işlerimizin burada bu derece tutulmasına pek de şaşırmadım.

Carlos: Le Dernier CRI 18 yıldır sıkı bir şekilde çalışıyor. Nasıl ortaya çıktı bu kolektif?

Pakito: 80’lerin ortasında illüstratör olmak ve çizgi romanlarımı yayımlamak için Paris’e gittim. Yayıncılık dünyasının düşüşe geçtiği zamanlardı, pek çok çizgi romanın ve grafik romanın yayın hayatına son verdiği, büyük yayın evlerinin yatırımı durdurduğu zor dönemlerdi. Zamanla birçok yazar ve çizer organize oldu ve kendi yayın kuruluşlarını yarattılar; Le Dernier CRI de bunlardan biriydi. 70’lerden beri ilk kez sanatçılar biraraya gelmişti; dışardan destek göremediklerinden dolayı hem kendi işlerini, hem de diğer sanatçıların işlerini yayınlamaya başladılar.

Carlos: Le Dernier CRI her zaman bağımsız çalıştı. Hiç devlet desteği için başvurdunuz mu?

Pakito: Evet, animasyon filmlerimiz gibi belli başlı projeler için birkaç kez başvuru yaptığımız oldu. En son, 2 saatlik bir film için PACA (Provence-Alpes, Cote d’Azur) bölgesinden destek istedik; ama sanırım işimizin belli bir kategoriye ait olmaması nedeniyle destek alamadık. Kurul, işimize “grafik roman değil, art brut değil, resim değil, illüstrasyon değil; her şeyden biraz var” yorumunu yaptı ve aslında, evet haksız da sayılmazdı. Bence sanat da böyle olmalı ama bu insanlar, sınıflandırma yapmak zorundalar çünkü şu veya bu proje için çok fazla bütçeleri yok. Ancak Marseille şehrinden düşük de olsa bir destek geldi, eskiden La Friche isimli kiraladığımız eski bir fabrikayı, sanatçıların workshop’larını yapabileceği yada benzeri faaliyetleri düzenleyeceği bir sanat merkezine dönüştürmemize yardımcı oldular.

Bağımsız olma konusuna gelince, sanatçıyı projeye doğrudan dahil etmesi, kaliteli ve sınırlı sayıda özel baskı olanağı sunduğu için,  başından beri benim fikrim hep bir serigrafi workshop’u kurmaktı.

Carlos: Ve tam da bugünlerde ‘El Ultimo Grito’ unicamente la infeccion, Le Dernier CRI tarafından yayınlandı. Gündelik Meksika imgelerini iyi bir şekilde çözümlemenin dışında, kitabın şiddet barındıran bir yanı, günümüz gerçekleri karşısında belli bir duruşu da var. Karteller veya cinayetlere ilişkin  ortalıkta dolanan haberler sizin üzerinizde herhangi bir etki yarattı mı?

Pakito: Esasında, bundan bir yıl öncesine kadar Meksika ile ilgili sahip olduğumuz tek bilgi burada uyuşturucu kartellerinin savaş halinde olduğuydu, ve tabii belli başlı bazı şehirlerin tehlikeli olduğu ve oralara gitmememiz gerektiği konusunda da uyarıldık. Bunun dışında Fredox’un eserleri var, “Alarma!” gibi gazetelerin kupürlerinden yaptığı kolajları biliyorduk. Meksika’ya pek çok defa gelmiş ve hakkında hemen her şeyi biliyordu.

Carlos: Politik açıdan Le Dernier CRI’yi küreselleşme karşıtlarına yakın buluyorum. “Les Religions Sauvages” filminde bir Amerikan Dolar’ını penis şeklinde görüyoruz…

Pakito: Kesinlikle, hayatlarımızı paranın ve piyasaların kontrol etmesine izin vermemiz budalaca birşey. Öte yandan, meseleyi bizim algıladığımız, farklı ülkelerden sanatçıların ve editörlerin buluşması anlamında ele aldığımızda ise bu çok faydalı. Farklı ulusların insanlarının sanat vesilesiyle buluşması, beraber çalışması, kültürel köprüler kurması çok önemli. Sadece tarihe, primitif sanatlara bakmanız yeterli. Mesela dün piramitlere gittik ve heykellerini gördüğüm bazı Tanrılar bana Asya sanatını, hatta ilkel Avrupa sanatını anımsattı. Bu bir karnaval; Dünya üzerindeki bütün kültürlerin kökenlerinin derinlerde bir yerlerde birleştiğini görebilirsiniz: İsviçre’de, Bolivya’da giyilen La Diablada benzeri karnaval kostümleri bulabilirsiniz. Benim sanatla derdim işte bu, çizim alanında veya tasarım; bu bağları bulmaya, göstermeye çalışıyorum, bu yaşamın özü, hatta iskelet çizerken bile aynı özü ve hayatı barındırdıklarını gösteriyorum. İskeletler hayattır!

Carlos: Le Dernier CRI’de farklı yerlerden, farklı yörüngelerden gelen sanatçılar görüyoruz: yaşayan Fransız kültürünün bir yansıması, mozaiği. Gençler ve ustalar bir arada.

Pakito: Evet ama ne yazık ki arzuladığımız kadar Arap sanatçımız yok (gülüyor). Finlandiya’dan, Japonya’dan insanlar var ama daha çok kendi memleketlerinde çalışan yabancı sanatçılar bunlar. Onlarda kendin-yap motivasyonu var. Örneğin Japonya’dan Ichiba Daisuke son 15 yıldır işlerini kendi yayınlıyor. Kitaplarını onunla tanışmadan önce bir şekilde bulmuştum. Eğer kendi kitaplarını yayınlamasaydı muhtemelen kimse adını bile duymayacaktı. Çoğu sanatçı kitaplarını kendi yayınlıyor ve bu da iletişimi güçlendiriyor. Önce kitaplar aracılığıyla, sonrasında animasyon filmler ve en nihayetinde orijinal baskılar için workshop süreçleri. Ve ardından da sergiler geliyor elbette. Ben, seyahatlerimde hep Le Dernier CRI’de yer alabilecek yeni çizerler var mı diye bakınırım mutlaka. Sanırım Meksika’ya ilerki süreçlerde daha heyecanlı bir projeyle tekrardan geleceğiz.

Carlos: Genç sanatçılardan bahsetmişken, burada, yanımızda Marie Pierre var. Marie, Le Dernier CRI ile çalışmaya nasıl başladın?

Marie: Sanat okulunu bitirdiğimde kendimi izole olmuş hissettim. LDC gibi, genç çizerler için geniş alan sunabilecek bir kolektif arayışına girdim; yeraltında kaldığınızda yayıncı bulmak çok zor. LDC gibi kolektifler genç sanatçılara işlerini sunmaları ve kitaplarını yayınlamaları için ciddi olanak sağlıyor. Bu da çalışma motivasyonunuzu canlı tutuyor.

Carlos: Fransa’da sadece Boltanski, Messager, Sophie Calle gibi sanatçılar olmadığını görmek gerçekten sevindirici. Le Dernier CRI, Picasso’dan bu yana sanat tarihinde ortaya çıkmış en iyi şeylerden biri olabilir! (Bolino gülüyor)

Pakito: Aynı fikirdeyim. Sanat piyasası, sanatçıların galericilerin gölgesinde kaldığı bir alan. Bu her zaman böyle oldu ve bugün daha da beter bir durumda. Her geçen gün, yeni sanatçılarla birlikte yeni riskler alabilecek galerilerin sayısı azalıyor. 1950’lerdeki ve 60’lardaki gibi gerçek bir çizgi oluşturmak gibi dertleri yok. Her geçen gün işler daha da zorlaşıyor. Çağdaş sanat tamamen ensest bir araç; galerici sanatçının prestijini poh-pohlarken, sanatçı da dünya çapında bir kariyer yapıyor. Sanatçılar böyle şişiriliyor.

Bizler farklıyız, gazete bayiinden kolayca edinilen grafik romanlardan ve kitap kültüründen geliyoruz ve makul fiyatlara işlerini sergileme niyeti taşıyan sanatçılarız. Gördüğünüz gibi, ‘biriciklik’ nosyonunu paylaşmıyoruz, bizim nosyonumuz işlerimizi en rahat ve ucuz şekilde, en fazla sayıda insana ulaştırmak ve kitlelerde gerçek bir beyin fırtınası yaratmak ve bunu da zekice yapmak.

Çağdaş sanat elitisttir; o arenada oynamanız için belli kodları kullanmanız gerekir; oysa bizim görsellerimiz herkese açık. Alarma! okuyan bir adama sokakta bizim kitaplardan birini verirseniz, emin olun bizi anlayacaktır. Hatta gülecektir çünkü Fredox’un imajlarında olduğu gibi işin parodi kısmını rahatlıkla farkedecektir. Şimdi, aynı şeyi bir galeride iki metre boyutunda düşünürseniz, aynı etki veya fiyatta olmayacak. Aslına bakarsanız, Dünya’da hiç bir galeri böyle bir şeyin duvarında yer almasına izin vermez çünkü gayeleri farklı olduğu için sistem riske girer.

Carlos: Son olarak: Genç bir sanatçının size erişebilmesi, sizinle çalışması için ne yapması gerekiyor?

Pakito: Sadece lederniercri.org’u ziyaret etmesi ve işlerini bize yollaması yeterli. Bir başka Japon sanatçı olan Sekitani’ye de bu şekilde editörlük yaptım. Önce tek bir görsel gönderdi. Ben, iletişime geçince, iki sene önce yaptığı ve memleketinde kimsenin yayınlamadığı işlerini de göndermeye başladı. Bu şekilde sanatçılarımızdan biri haline geldi. Bizimle temasa geçen bütün sanatçıların iletişim bilgilerini tutuyoruz ve yeni projeler için çağrı yaptığımızda yeni işler istiyoruz.

Carlos: Bundan sonraki projeniz neyle ilgili olacak?

Pakito: Meksika kökenli Amerikalı mahkumların yaptığı çizimlerden oluşan bir derleme üzerinde çalışıyoruz. Amerikan hapishanelerinde, Meksika kökenli Amerikalıların ticari amaçla, peçete üzerine yaptıkları çizimler var. Dövme estetiğine yakın bir biçim anlayışı var bu işlerin. Bu çalışmaları elinde bulunduran biriyle tanıştık ve kataloğunu bizim hazırlayacağımız bir sergi düzenlenecek. İşte bu gerçek sanat: hapishane sanatı !!

www.lederniercri.org

LivingArtRoom Magazine 2012

Türkçesi: Erman Akçay

HİÇ BİR ADIMI KAÇIRMAYIN

EK Dergi Mail Bültenine Katıl