Ana Sayfa Vizör Milos Forman: Bırak Güneş İçeri Girsin !

Milos Forman: Bırak Güneş İçeri Girsin !

Milos Forman: Bırak Güneş İçeri Girsin !

Çekoslovakyalı Sinema Duayeni Milos Forman’ın Anısına…

Dünya sinemasının önde gelen auteur yönetmenlerinden kabul edilen Çekoslovak asıllı Milos Forman, geçtiğimiz ay yaşamını yitirdi. Seksen altı yaşında yaşama veda eden sinema devi ardında on altı değerli yapıt bıraktı. Uzun yıllar sonra bile hatırlanacak onlarca sinema sahnesi ve hafızalardan kolayca silinmeyecek çok sayıda film repliğiyle beyaz perdenin unutulmazları arasında yerini koruyacak şüphesiz. Ödül karnesi başarıyla dolu olan Milos Forman 1932 yılında doğar, Prag Yüksek Sinema Okulu’nu bitirir. Çok sayıda tiyatro denemesi yapar.

Otuz yaşında, ilk kısa filmi olan 1962 yapımı Yarışmalar’ı çeker. İlk uzun metrajlı filmi Maça Ası (1963) ise kuşaklar arası çatışmaları konu eder. İki yıl aradan sonra ikinci filmi olan Bir Sarışının Aşkları (1965) gençlik sorunlarına değinir. Sinemaya ustalıkla kattığı güldürel dil kısa sürede seyirci kitlesini etkiler. 1967 yılında Koşun İtfaiyeciler’i (Hori, ma panenko) çeker Film 86 yaşında emekli bir İtfaiye şefi onuruna bir grup itfaiyeci tarafından tertiplenen baloda yaşanan traji-komik bir dizi olayı anlatır. Balo töreninde emekli itfaiye şefine ödülünü takdim edecek bir genç kız arayan itfaiyeciler, güzellik yarışması düzenlerler. Baloya katılan köylüler arasından seçilen kızlar geceyi sabote ederek balo salonunda kaçışırlar. Davetliler için düzenledikleri kura çekilişindeki tüm hediyeler çalınır. Tüm bu karmaşanın ortasında zamansız bir yangın alarmı duyulur. Yaşlı bir adamın evi alevler içinde kalır. Küle dönen evin yaşlı sahibi soğukta üşüdüğü için yanan evden yükselen sıcak aleviyle ısıtmaya çalışırlar. Balo fiyaskoya döner. Temelde tam bir yönetememe krizi mevcuttur. Devlet- toplum ilişkisinin irdelendiği filmde insani ihtiyaçların karşılanamaması, kıtlık gibi çeşitli sorunlar üzerinden Sovyet toplum psikolojisi hicvedilir.

Yönetmen 1968 olaylarından sonra ülkesini terk eder ve göçmen olarak gittiği ABD’de Taking Of (1971) adlı filmi çeker. 1975’te çektiği, dünya sinema tarihinin en başarılı kült filmlerinden kabul edilen Guguk Kuşu ( One Flew Over The Cuckoo’s Nest) ona beş dalda Oscar kazandırır. Başrollerini Jack Nickolson (McMurphy), Louise Fletcher ( Hemşire Mildred), Danny DeVito (Martini) paylaştığı filmde, birçok suça bulaşmış olan McMurphy cezaevine girmemek için akli dengesini yitirmiş gibi davranır. Deli olduğuna inanılan adam tedavi altına alınmak üzere bir Psikiyatri Kliniğine kapatılır. McMurphy kısa süre sonra akıl hastalarını, uymak zorunda oldukları hastane düzenini bozguna uğratmak ve kendilerine doktorlar tarafından dayatılan tüm kuralları reddetmeleri noktasında bir örgütlenme başlatır. Hastalar giderek yönetimin kontrolünden çıkıp otoriteye savaş açar. Fakat bu direniş hastaların elektroşokla cezalandırılmalarına neden olur. Film gösterime girdiğinde psikiyatristler tarafından olumsuz eleştiriler alır.

Guguk Kuşu anti-psikiyatrist bir grup hastanın, içlerinde yatan küçük çeteciği ortaya çıkarması ve toplumdan tecrit edildikleri hastanede komik disiplin suçları işlemesinden ziyade mevcut düzenin vahşiliğine uyum sağlayamayan bireylerin yaşadığı derin acılar sonucunda, gündelik dünyadan koparılıp ayrıştırılan akıllı bireylerin varoluşlarını sorgulamaktadır. Aklın bitip de deliliğin başladığı yer neresidir? Modern toplumların yücelttiği aklın sınırları ve bu sınırlar içinde yalpalayıp tökezleyen farklı algı dünyalarına tutunan insanların dünyasına konuk oluruz. Belki Milos Forman aklın iflasının gerçek anlamda otoritenin size iyi geleceğini söylediği şeylere boyun eğerek teslim olunduğu zaman gerçekleştiğini vurgulamak istemiştir bu filmde.

1979 yılında epey ses getiren filmi Hair müzikaliyle unutulmaz bir müzik ziyafeti çeker. Toplumla çatışan, sistem karşıtı bir grup hippinin, eğlenceli yaşamlarını konu edinir. Tekrar tekrar dinleme isteği uyandıran 5th Dimentıons’ın tarafından seslendirilmiş tüm şarkılar politik içeriklidir. Let The Sun Shine, Vietnam Savaşında ölen insanları, savaş karşıtı tutum sergileyen çiçek çocukların militarizme olan öfkesini anlatır. Sloganları Sevgi, barış, özgürlüktür…

Hare Khrisna’da karakterler o dönem kullanımı yaygın olan Lsd uyuşturucu etkisi altında sanrılar görürler. Bu sürreal öğeler taşıyan sahneler başarıyla beyaz perdeye yansır. Irkçılık, çürüyen, bayağılaşan burjuva değerleri güldürel bir dille eleştirilir. 1984 yılında çektiği Amadeus filmi 8 dalda Oscar ödülü kazanır. Forman yılın en iyi yönetmen ödülünü alır. Filmin konusu 18. Yüzyılda yaşayan, Avusturya’nın büyük bestecisi Amedeus Mozart ve Antonio Salieri arasındaki tuhaf arkadaşlıktır. Salieri, kendisinden çok daha yetenekli olan Mozart’a karşı duyduğu derin kıskançlık nedeniyle onu öldürmek için cinayet planları yapar. Filmde tutarsız, şımarık ve dengesiz kişiliğine rağmen Mozart, disiplinli, düzenli bir yaşam süren Salieri’den her zaman öndedir. Amadeus, sanatsal yetenek ve sanatçı arasındaki ilişkiyi odağına alır. Sanatçının kişiliği ve sanatsal üretimdeki başarısı birbirinden bağımsızdır olageldiği farkındalığını yaşayan 7. Sanatın usta ismidir Milos Forman.

Aydaki Adam (1999 ) Başrolünü Jim Carrey’nin oynadığı film insanları güldürmekten çok şaşırtmayı seven, komedyen Andy Kaufmen’in şahsına münhasır sahne şovunu anlatır. 2014 yapımı Goya’nın Hayaletleri 1700’lü yıllarda İspanya’nın ünlü ressamlarından Francisco Goya’nın esin perisi olan Ines, engizisyon mahkemesi tarafından ölüm cezasına çarptırılır. Goya, onu kurtarmak için bağnaz dini otoritelerle büyük bir mücadeleye girer. Film boyunca seyirciye, ortaçağ karanlığının kasvetli havası derin bir şekilde hissettirilir. Genel olarak baktığımızda, Milos Forman neredeyse her filminde ötekilerin otoriteyle giriştikleri mücadeleyi işler. Güçlünün haklıyı ezdiği; düzenin, toplum ve bireyler üzerinde tahakküm kurmaya çalıştığı, içinde yaşadığımız dünyaya karşı sert bir tavır niteliğindedir filmleri. Belki de tam bu yüzdendir izleyiciyi bir yerden yakalayarak kurguladığı dünyanın içine rahatlıkla çekiverişi. Usta yönetmeni saygıyla anıyorum.

 

HİÇ BİR ADIMI KAÇIRMAYIN

EK Dergi Mail Bültenine Katıl