Hoş geldin yaş
Islatarak geçiyorsun
Süzülerek
Öyle geçiyorsun ki
Pullarını döken kertenkeleyi düşünüyorum
Hafızadan dağılanlar toplanmayacak
Akan telaşın içindesin nasılsa
Kibrit çaksam yanmayacak
Yeni damlaya kavuşunca
Aynada konuşacak parçalar
Ürkme
Susmak için gölgesini kovalayansın
Oturmuşsun üzerine benliğin
Eskiyen şarkılar buluşunca
Kelimeler urgancı
Hep yalnızlık vaktinde
kertenkeleyi düşün
Sürünce gövdesini yere
İlerliyor biraz biraz
Dinlen
Sanrılar öğretiyor
Çürümeden biraz önce
‘tutsana’ kendini
Açık pencereler
Yavaşlığın dengesinde bozulan saatler
Geçiyorsun, düşmenin nihayetinde
Rotasında tanıdık yolların
Bazen geriye dönüş sesinde
Gürültüdeki müziği dinle
Göze değen saflığın tuzunda
Üşü
Giyinmek bize göre değil
Azar azar çoğalırken
Anlatamayacak anlamayacaksın
Biliyorsun;
Yeri ayrı kırılan her parçanın
Tamamsız dur diyecekler
Bir güleceksin, kalkınca ay yarısından
Hatırla
Geride kalmaz hiçbir kertenkele
Beklemekten usanmış sokak lambası
Işığa varınca kuruyansın
Sen de gideceksin.