Ana Sayfa Dosya VICTORIA ÇAĞININ HUZURSUZ YÜZÜ: JOHN RUSKIN (DOSYA)

VICTORIA ÇAĞININ HUZURSUZ YÜZÜ: JOHN RUSKIN (DOSYA)

VICTORIA ÇAĞININ HUZURSUZ YÜZÜ: JOHN RUSKIN (DOSYA)

Victoria dönemi İngiliz entelektüel tarihinin önde gelen figürleri arasında Thomas Carlyle, John Stuart Mill, Charles Darwin, Alfred Lord Tennyson, Charles Dickens, Matthew Arnold ve Lord Acton gibi isimlerle beraber John Ruskin (1819-1900) de yer alır. Sadece bir sanat eleştirmeni olarak değil, ekonomiden pedagojiye, mitolojiden mimarlığa kadar hayli geniş bir alanda eleştirel denemeler, kitaplar, makaleler ve konferans metinleri kaleme alan Ruskin, çağının en bilgili insanlarından biri olarak kabul edilmiş ve eserleri pek çok dile çevrilmiştir. Türkçede de Suut Kemal Yetkin, Cemil Meriç ve Mîna Urgan gibi yazarların çalışmalarında fikirlerine yer vererek Türk okuruna tanıttığı Ruskin’e dönük bir ilgi kademeli olarak ortaya çıkmaktadır.

Ruskin’in Susam ve Zambaklar’ı (Tur Yayınları, 1974) uzun yıllar boyunca Türkçedeki tek kitabıyken, son yıllarda çevrilen Sanat ve Hayat Üzerine Dersler (Kafka Kitap, 2015), Belleğin Lambası: Seçme Yazılar I (Corpus Yayınları, 2016), Sanat Üzerine Dersler: Seçme Yazılar II (Corpus Yayınları, 2016), Altın Nehrin Kralı (Pergole Yayınları, 2018) ve On Dokuzuncu Yüzyılın Fırtına Bulutu (VakıfBank Kültür Yayınları, 2019) sayesinde –yavaş yavaş da olsa- bir Ruskin kitaplığı oluşmaya başlamış görünüyor. Türkan Turgut’un 1974’teki Susam ve Zambaklar çevirisi 1988’de Kültür Bakanlığı, 2005’te Ebabil ve 2016’da ise Doğu-Batı Yayınlarınca tekrar yayımlanarak toplamda sekiz baskıya ulaşmış halde. Emre M. Bozer’in Aylak Adam ve Zeplin Kitap’ta birer baskı yapan, Zeynep Kaplantaş’ın Şule Yayınlarınca iki kez basılan Susam ve Zambaklar çevirisini de hesaba katarsak, bu küçük kitabın Türkçede, bilhassa 2010’lu yıllarda epey ilgi gördüğünü söyleyebiliriz. Bunun, son zamanlarda kitapları çok okunan Cemil Meriç’in Susam ve Zambaklar’a dair övgü dolu ifadeleriyle bir ilgisi olsa gerek…

Öte yandan, Ruskin’in en önemli eserlerini dilimize çevirmeye henüz kimse cesaret edemedi. Bunun başlıca sebebi, hiç şüphesiz, Ruskin’in ağdalı, sembollerle, alegorilerle dolu ve biraz da editoryal müdahaleden geçmemiş bir dil ve daldan dala atlayan bir üsluba sahip oluşu. Modern Painters [Modern Ressamlar], The Stones of Venice [Venedik’in Taşları], The Seven Lamps of Architecture [Mimarlığın Yedi Lambası], Unto the Last [Sonuna Dek] gibi önemli eserleri henüz çevirmenini bulamamış olsa da, yakın gelecekte mutlaka Türkçeye kazandırılacaktır.

Peki, John Ruskin’in fikirlerinin önemi ne? 1843’te ilk cildini yayınladığı Modern Painters’dan itibaren Ruskin doğa, sanat ve toplum üçlüsünü eserlerinin merkezine almış biri. 1845’te çıktığı Avrupa turu ona Paris’ten Venedik’e uzanan bir Rönesans fikri verir ve ortaçağın kıtasal Avrupa’da muhteşem eserlere zemin olduğunu görür. Alp Dağlarında da gezme şansı bulan Ruskin, Rafaello-öncesi resmin ve Katoliklerdeki Gotik mimarinin sırrına vâkıf olur: “Estetik olan yüce olanla; güzel, hakikat ile ayrılmaz bir bütündür!”

Mimarlığı ışıldatan yedi lambayı da bu zihin açıcı seyahatle keşfeder Ruskin: Özveri, hakikat, güç, güzellik, hayat, hafıza ve teslimiyet… Ruskin ortaçağın Gotik estetiği üzerine düşünürken, taş ustasından el işçisine dek insanın özgür bırakılması gerektiğini görmüştür. Özgürlük özveriyi, güzelliği, huşu duygusunu sanata taşıyacaktır. Konunun 19. yüzyıla dönük yüzü, Ruskin’i endüstriyel üretimi ve kapitalist düzeni eleştirmeye yönlendirmiştir.

1850’lerde Dante Gabriel Rossetti gibi, Rafaello-öncesi dönemin sanat anlayışına merak duyan bazı ressamlar, sadece doğayı ve doğal olanı çizmek üzere, naturalist bir akım başlatmış ve Modern Painters’ın yeni ciltlerini yayınlayan Ruskin’in desteğini kazanmıştır. Ruskin’in sanatçılara desteği 1860’larla birlikte resimle sınırlı kalmayıp filantropist pek çok faaliyette kendini göstermiştir; Ruskin kız okulları açtırmış, işçi okulu kurup öğretmenlik yapmış, yoksulların eğitimine destek için sulu boya çalışmalarını sergilerde satışa sunmuş, müze ve kütüphanelerin kuruluşuna katkı vermiştir. Her ne kadar ileriye değil, geriye (geçmişe) dönük bir reformcu olsa da, Ruskin yazdıklarıyla ve yaptıklarıyla “refah devleti” fikrinin ve işçi haklarının öncü bir savunucusu kabul edilir.

Doğaya –ve ortaçağa- dönüş fikrini Romantizmin kültürel karamsarlığıyla bütünleştirip estetikleştiren ve modern endüstriyel dünyada sanat ve zanaatla uğraşanların emeğinin değersizleştirildiğini sıkça ifade eden Ruskin, yararcı ekonomistleri sert bir dille eleştiren dört makale yazıp bunları Unto this Last adlı kitabında topladı (1862). Anti-kapitalizmin tüm temalarını içeren bu çalışma, Carlyle’dan İşçi Partisi’nin kurucularına, Tolstoy’dan Gandhi’ye pek çok kişinin tarıma dayalı, alternatif bir dünya tahayyülünün referans kitabı olacak; Anglosakson dünyanın ütopistleri bu kitapla beraber “Ruskin Kolonisi” adlı çiftlikler kuracaktı…

İlerleyen yıllarda İngiliz işçi sınıfına hitap eden mektuplar yayınlayan Ruskin, onlara ülkelerinin unuttuğu erdemlerden, ahlaki değerlerden ve el sanatları gibi artık küçümsenen modern-öncesi sanatların güzelliğinden bahsediyordu. Sağlığını yitirmeye başladığı dönemdeki Fiction, Fair and Fool’da (1880) Walter Scott, Lord Byron ve Wordsworth gibi Romantiklerin doğasını analiz ederken, On Dokuzuncu Yüzyılın Fırtına Bulutu’nda (1884), Sanayi Devrimiyle beraber İngiliz resim sanatında kirli, kasvetli bulutların, kent manzarasının ayrılmaz bir parçası haline gelişini eleştirmekteydi.

Ruskin son yıllarında ruh sağlığını tamamen yitirdi. Dönemin bir başka büyük muhalif esteti olan Friedrich Nietzsche’yi çıldırtan “vahşi kapitalizm ve adaletsizlikler çağı”, onu da aynı yıl (1889) aklî melekelerinden etti. Ve yine tıpkı Nietzsche gibi, Ruskin de 1900’de öldü. İki yüz elli makale, risale ve kitaptan oluşan ve 39 ciltte toplanan eserleriyle, 200. doğum yıldönümünü idrak ettiğimiz John Ruskin, bugün çevreci hareketlerin estetik anlayışına katkı sunarken, geleneksel el sanatları, peyzaj tasarımı ve Gotik gibi konularda karmaşık ama muazzam bir entelektüel miras bırakmıştır.

HİÇ BİR ADIMI KAÇIRMAYIN

EK Dergi Mail Bültenine Katıl