Değişik olmak sadece farklı olmuş olmak için kendini farklı konuşlandırmak veya farklı düşünüyor görünmek adına bilinenlere muhalif olmak değildir.
Ağır abilerin yoğun olduğu bir bölgede ve camiada biri bir kişiyi üçüncü kişiye “Bu adam nasıl?” diye sorar ve gelen cevap “iyi” veya “kötü” ise sorun yok. O kişinin “İyi” veya “Kötü” olması sıradan ve olağan bir durumdur. Onun “İyi” veya “Kötü” olmasına göre kendini konuşlandırırsanız sorun yaşamazsınız. “Zaten üçüncü bir yol yok.” derseniz kendinizce hata yapmamış olursun, ama bu iki yol dışında başka başka alternatifler de olabilir. Soruya karşıdaki “DENİŞİK” şeklinde bir cevap verirse durup düşünmek, incelemek lazım.
Nedir bu “DENİŞİK”? “Değişik” değil, “Denişik”! “DENİŞİKLİK” bilinen, kabul ve tavsiye edilen ve azcık cesareti olanların peşinde koştuğu “DEĞİŞİKLİĞİ” de korkusuzca aşan “DENİŞİK” olma halidir. Bu kavram kimine göre pek kabul görmeyen, sıradan cesaret ve nefret edilen patavatsızlıkla bağlantılı bir durum değildir.
“Denişiklik”; yapıyı ve bu yapı üzerinde yapılması gereken esaslı, temelden, yeniden yapılanmayı ve yerine göre yıkıp yeniden yapma cesaretine sahip olmayı gerektirir. Küçük küçük değişikliklerle sorun çözülemezse denişikliğe başvurmak gerekir. İşte tüm bunları yapan adam “DENİŞİK”tir. Anlamı şu “Şimdi beni konuşturma, bu adam çok farklı. Böyle bir adam bir kaç basit cümlede anlatılmaz. Otur, biraz incele ve karar ver. Ya da ben sana uzun uzun anlatayım. Düşün ve detayları gör. “İyi” veya “Kötü” olmak sıradan bir durum.
Sen “Denişik” adamın ne olduğunu anlayabilir misin? O atmosferde hiç yaşadın mı? Hiç “Denişiklik” yaptın mı? Sıradanın dışında düşünme ve uygulama vizyonun var mı? Yoksa durma razı olup, idare mi ediyorsun? Bırak denişik olmayı, kısa bile süre için hiç değişik olabildin mi?
Zaman o kadar hızlı akıyor ki; ona normal seyirde yaklaşıp geçmek mümkün değil. Bunu başarabilenler de zamanın sorunlarını salt değişik düşünen “DEĞİŞİK” adamlarla değil, bunları da aşan sistematik ve “Denişik düşünebilen” adamların zamanı! Sadece “Değişik” adamları değil, denişiklikleri nedeniyle bir kenara attığımız ve unuttuğumuz “DENİŞİK” adamları cesaretlendirmek gerekir.
Denişik adamların karşılaştığı en önemli eleştiri ve suçlama “DENİŞİK” olmaları nedeniyle dışarıdan bakılınca normalden farklı değerlendirilmeleri ve hatta hiç mi hiç hoşlanılmamalarıdır. Hatta bu tavrı sistematik saygısızlık olarak düşünenler olabilir. Oysa denişik adam bunu saygısızlık olarak yapmadığının bilincinde olduğu halde, karşı taraf onun düşüncelerini dinlemeden ısrarla onu öncelikle saygısızlık kalıbına sokarak, daha sonra buradan hareketle hırpalamaya çalışma düşüncesindedir.
Zaman; değişikliğin yeterli olmadığı ve “DENİŞİK” adamlarla zamanı hızlandırmak zamanıdır. Bilimden, sanata, eğitime, düşünceye kadar her alanda denişik insanlara ihtiyacımız var. Zaman zaman sanat dünyasına bakınca bırakın denişik olmayı, değişik bile olmayan insanların şekli olarak denişik, ama çalışmalarında yaratıcılıktan ve değişiklikten uzak, sıradan ve tekrarcı olduğunu çok kolay görebiliriz.
Değişik ve denişik olmak eleştiri bilgi donanım ve cesaret gerektirir. Hatta eleştiri önce kendinden başlar. Bu sabah kalktım, bak şimdi yazarak, çizerek ve anlatarak size ne kötülükler yaparım!” demek eleştiri değildir! Kötülük yaymak yerine, senin o kötülük olarak ortaya koyduğuna öyle bir itiraz yap ki; hala söylenir olsun. İşte o zaman değişikliği de aşıp denişikliğe doğru yol alırsın. Böyle bir tercih ve bu tercihini harekete geçirecek cesaretin yoksa bu yola hiç koyulma. Heder olursun!
Değişik ve denişik insan sayımızın artacağı ortamların kurulması umuduyla!