NEOFÜTİRİST BİR MANİFESTO:

İnsanı oyalayan ‘kara kutu’dan, siyaseti estetikleştiren beyaz küp’e, her şeyi çöpleştiren beyaz konteynır’a doğru sanat, zamanda bir kitle histerisi içinde ilerliyor. Her şeyin alaşağı olduğu günümüzde, görsel sanat anlayışlarından dramatik sanatlara yeni olanaklar yaratmak, gidişata bir karşı atak yapmak çabaları da hızlanıyor her çağda olduğu gibi. Sergilerin bir drama gösterisinden, egzotik mekânları, etnik içerikleri toplayan, her yere ve her ana taşınan bir beyaz hurdacı’ya dönüşmesine tanıklık ediyoruz.

Baskıcı yapıların farklı eklemlenmelerini kıyaslamaya çalışırken kimin kimden fazla baskı gördüğünü yarıştıran bir algı yanılsamasına düşüyor bazen de sanat. Müzeler-anti müzeler-galeriler-küratörler terörizminden sıyrılabilmesi gerekiyor sanatçının. Sanatın siyaseti estetikleştirme alanı haline gelmesine varana değin sürüyle konu var değinilebilecek. Binimum ezberler tepeteklak olmuşken, bianeller kolektifler bir ütopyayı sunayım derken distopik bir ürünler mezarlığına dönüşüyor. Yani kazan kaynıyor bütün çığırların açılmasında olduğu gibi bu bir eşik.

Böyle fokur fokur bir ortam içinde şiire geçmişte kalmış bir nostaljik alışkanlık, bir lirik iç çekiş muamelesi yapmanın ötesine geçmek gerekiyor. Şu bir gerçek ki gelecek şimdileşti. Sanatın içinde taşıdığı özlem, yerini teknik terimlere, sese, ışığa duyarlı mekânlara, görünmezi görünür yapmaya odaklı çalışmalara bıraktı.

Kullanılan sözcükleri yeniden bitimsizce çeşitlendirmekten yorulmayan, imgelerin içine takılıp kalmış, çok kişiye ulaşma, çok yerde görünme, çok ödül alma, çok dergide yazma çabalarıyla kötürümleşmiş bir durağanlık var şiirde. Yaygın imgeler üzerinden betimlenmekten canı çıkan duygular, durumlar var. Sessizliğe kapanıp sesleri duymaya çalışmaktan sağırlaşanlar, kavramsal mumyalar etrafında yeniden aynı şiiri tekrar tekrar yazıp alkış alanlar var. Bu sabitleme takıntısı, güç istenci, bazı şairlerin ruhuna uygun olabilir; ama şiirin ruhuna uygun değil. İşçiliği iyi diye şiir kopyalayanları ödüllendirip söyleşi üstüne söyleşi yaparak nereye varılabilir.

Şiiri bir şirket sanatı olmaktan kurtarmak, şiiri şairin kendi merkezinden, çevresinden, egosundan kurtarmak, bir grubun, yayınevinin, rüştünü ispatlayanların ve hatta kâğıdın-klavyenin ve harflerin kültürel kodlarının, kollektif bilincinin şiire ve şaire oynadığı oyunlardan kurtarmak için Açık Şiir bir kilit! Bir karşı atak! olabilir.

Şairlerin taşlaşmış gözlemciler olarak kalmak ve söylenmek yerine dahil olması, başkasının müdahalesine açık olması, müdahale yapması, eylemden hareketten gelerek, sayılar-simgeler- sesler labirentinden kanatlatlanarak yükselmesi gerekiyor. Şiire güveniyoruz; şiir, her devirde kanatlanabilmiştir. Farklı dillerde seslerin üst üste binmesinden oluşan müziğe kulak kabartmak, gürültü ne kadar kalabalıktır’ı deneyimlemek, amorf’u sadeleştirip arındırmak, bu global köyde artık farzdır.

Aynı harfler, farklı dillerde yan yana gelince anlamları değişir, bir dilin seslerini oluşturan o uzun yolda, harflerin kapısını açmak, harflerin hafızasından görüntüler oluşturmak, çoğul bağlantılar kurmak, yeni vecd halleri edinebilmek, hareketin ritmini yakalamaya çalışmak gerekiyor. Tahmin ve illüzyon içinde, haza ve çocukça meraka kapı aralamak gerekiyor. Rezonans ve reveransın kılcal yollarından Açık Şiir’e ulaşmak.

Steril ve çöp -rağmen egemen ve rağmen ezen- çöküş ve çürüme gerçek zamanlı deneyimle ve eylemle birbirinden ayırt edilebilir. Bireysel şiir yazım anlayışını yeniden sorguluyor Açık Şiir. Şiiri ve şairi kendi merkezinden, çevresinden, kişisel tarihinden, egosundan kurtarmak için şiire bir karşı hamle yapmak için bir şans veriyor. Aynı zamanda malzemenin hakimiyetini, otoritesini de azaltmak için olanaklarla dolu.

Evrende her şey birbiriyle ilişkilidir, dışarısı yoktur.” diyor Bergson. Görünmez olanı görünür yapmak, meridyenler arası zaman farkını, sesin tınısını, ışığın hızını görünür kılmaya çalışmak… Görmenin bütün yükünü gözlere yüklemekten vazgeçmek. Şiirin kalbine zaman kazandırmak, ara yollar, damarlar açmak, cinsiyetli özneden sıyrılmak, sınırın ötesine geçmek, sesin-sözün-ritmin cinlerini yeniden görebilmek, deneyimleyebilmek için Açık Şiir, çağın beklentilerine değen güçlü bir alternatif…