Ana Sayfa Litera AĞAÇLAR AŞAĞI KALKAR

AĞAÇLAR AŞAĞI KALKAR

AĞAÇLAR AŞAĞI KALKAR

Altay Öktem’in onuncu şiir kitabı. İlk dört kitabı 90’lı yıllarda yayımlandı, bu bakımdan asıl neş’et ettiği toprak; sırayı bozan, yamuk bakan, alışkanlıkları sarsan bir şair olarak 1990’lardır diyebiliriz. Özerk bir ada kurmuştur kendine, şiirinin bütün ipleri kendi elindedir.  Sadece şiirde değil, şiiri kerteriz alıp Roman, deneme, öykü, inceleme sahalarında da bereketli ürünler verdi. Bir önemli cephesi daha var Öktem’in fanzinler odağında yaptığı çalışmalar, oluşturduğu arşiv. Kitaplarının hemen hepsi Bir bozumdan besleniyor, var olandan saparak. Böylece kendine mahsus, kimseye benzemeyen bir dil inşa ediyor. Bir vakitler şiire dair söylediği şu sözler, onun edebiyat serüvenini yakından izleyenler için hâlâ dipdiri ve ayakta: “ Şiir, ütülü pantolonuyla, elinde bir demet çiçek, yürüyen bir adamın paçasına sıçrayan çamurdur.” Sıçrayan yerine ‘sıçan’ da diyebilirdi elbet (!) Dergiler yayımladı, çok sayıda ödüle değer görüldü.  Bugün adı bilinen birçok ismi ilk kez bizimle tanıştırdı. Gençlerle yürüdüğü yol, şiirinin taze kalmasına katkı sunmuştur muhakkak. Manavgat’ta onunla Halk Şiiri’nin yerli  ırmağından sıçrayan sert taşlara karşı çarpıştık(!) Şiir Defteri’nde, Yasakmeyve’de,  Virüs’te yan yanaydık. Dokunduğu her harfin hakkını veren, dünyanın haksız yere aldıklarını, dünyadan sökerek almaktan vaz geçmeyen biri Altay.

Son kitabında bizim kadim kavramlarımız (aşk, yalnızlık, yabancılaşma) dışında -baştan beri Öktem şiirinde olan ironi eşliğinde- politik göndermelerle de dikkat çekiyor. Rahat konuşuyor, bu rahatlık, yaşantımızdaki sıkıntıların duvarlarına çarpıyor bizi: “ sanki kırgın, sanki kızgın, sanki acı bir alışkanlık bu ülke/ sıkılı bir yumruk oluyor, sığınıyor içimize” Şehrin kirletilmiş yüzünü, kirletenlere çeviriyor ve buradan kabaran sözcük ”yok” oluyor. Şiirlerdeki ses ve yapı uyumu şairin söylemek istediklerini ustalıkla nasıl kalıba döktüğünü görünür kılıyor. “senin için geldiğim bu şehirden/ kendim için gidiyorum. git meryem!”

Herkesin dolaştığı vadilerde, bulvarlarda, kimselerin bakmadığı gözlerle dolaşıyor Altay Öktem . Olanı, yeniden biçimleyip olduruyor. Yıkıyor ve bu yıkıntının taşından, tuğlasından bambaşka bir yapı yükseltiyor. Alay, dokundurma/ tariz şairin yamacından eksik olmuyor. Yazmak, karar vermektir. Çoğu zaman başkaları yerine de duyup düşünme isteğinin yansımasıdır; ama ‘ne(yi) yazmaman gerektiğine de kara vermeni bekler yazmak. Uzun bir yola çıkacaksan; ayıklaman, tasnif etmen, seçmen gerektiğini de söyler zamanla. Bütün bunları işte  ustalıkla yapıyor Altay Öktem. Günümüz şiirine sadece yazdıklarıyla değil, şiire dair yaptığı etkinlikler, hazırladığı buluşmalarla da zenginlik katıyor. Yaparken mürekkebine su katmıyor, bazen kanla bazen de kemikle yazıyor. Sözün katılaşıp zamanın şiddetini kayıt altına aldığı sert müziklere de tanık oluyoruz: “ saz söz kemençe ve dombıra/ taşla taharetlenenler devletlu çünkü/ bir yılan düşünün ki baş/ bir yılan düşünün ki başımızda”

Aşk, hayatla aramıza bir düğüm atar kopmayalım diye, ama bazen kopuşu da sağlar, yıkar. Toplumsal meseleler etrafında akıp giden uzun bir şiirden hâfızamıza vuran, bizdeki sözcükleri kabartan aşk odaklı ifadelerin olması tesadüf değil. Şiir de aşka benzer:  hazırlıksız, birden bire, şaşırtıcı biçimde kendini vermek bahsinde.   Ne diyor Altay Öktem, bir kitabı kapatırken sevmek bahsinde? Nasıl sade, yalın ve hakikatli söylüyor herkesin söyledim zannettiğini? “ben seni sadece sensin diye sevdim/ sensin diye, sadece”

Hemen her şiirden alıntı yapmak istiyor insan ama bu, mümkünsüz. Çok sevdiğim “Evrim” adlı şiirden bir alıntıyla selamlayalım dostumun bu güzel, yürekli, cesur kitabını. Ve okuyalım, okutalım ağzımızın tadı, kulağımıza vuran rüzgârın heyecanı yerine gelsin “ bardağı eğmezsen içindeki su akmaz/ ufacık bir rüzgâr çatıları uçurur da/ yaprak kımıldamaz ruhun estiği yerde/ kimse mecbur değil suretini sevmeye”

 

  • Altay Öktem, Ağaçlar Aşağı Kalkar (Şiir), Yitik Ülke Yayınları, Haziran 2022

 

HİÇ BİR ADIMI KAÇIRMAYIN

EK Dergi Mail Bültenine Katıl