yarım bir bestenin damarlarından
tuhaf bir rüzgârın ağıtlarına
geliyorum zihnimde kaybolarak
adımlarım zamandan geri kalarak
zincirlerin ötesindeki dünyaya hasret
ben melodilerle baş başayım,
nedir beni yakan – bu denli
yorgun yıldızlar mı,
yoksa suskun toprak mı?
nehir akıyor,
yalnız ve düşünceli
dedi ben yaşamıyorum,
yüreğimin yarısı ölümde,
yarısı hayatta…
_____
ERKAN KARAKİRAZ’IN YORUMU
Akasya Günsan, 2009 doğumlu; konservatuvarda nefesli çalgılar bölümünde korno enstrümanı öğrencisi. Aynı zamanda şiirle ilgileniyor. Gepegenç bir şair adayı. Daha şimdiden şiir meselesinin yapıtaşlarını çözmüş görünüyor. Gelecek vadeden bir yerden yakalıyor şiiri. Anabelle, şiirle yoğrulmuş, kendini okumalar, gözlemler, deneylerle bileyen bir zihnin katkısının izlerini taşıyor. Dize kurulumunu, dizeyi önemseyen, gücünü ele aldığı temaları -ki oldukça ağır konular: zaman, hayat, ölüm- anlamlandırma düzeneğine dönüştürürken takip ettiği yöntemden alan bir şiir Anabelle. Şiir, metaforlarla ilerliyor; tamamlanmayan, o arada kalmışlık duygusuna uğrayan ve en nihayetinde, varoluş sancısına bitişen bir seyir izliyor. Şiirin tabiatla, atmosfer hareketleriyle, yeryüzü şekilleriyle hayat arasında kurduğu ilgi, tıkır tıkır işliyor. Şiire bu hızla devam ettiği takdirde, Günsan’dan çok daha iyilerini okuyacağımız aşikâr.