ANI
Muhammed Şahab’dı
adı
Ataları
göçebe emirlerdi
yurdu yuvası yok diye
kendi canına kıydı
Tutkundu Fransa’ya
adını değiştirmiş
Marcel olmuştu
ama Fransız değildi
ve artık oturamazdı
atalarının
kahve yudumlanarak
Kur’an dinlenen
çadırlarında
Söyleyemezdi
artık
türküsünü
bırakılmışlığının
Otelci kadınla ben
yürüdük arkasından
soluk bir yokuştan aşağı
Paris’te kaldığımız
Carmes Sokağı’nın 5 numarasından
Ivry mezarlığında
yatıyor şimdi
her zaman
sökülmüş
bir panayır yerini andıran
Ivry Mahallesi’nde
Belki de
yalnız benim
yaşamış olduğunu bilen
ÖLÜRKEN
Ölmek, susuz tarla kuşları gibi
ılgımda
Ya da konduğu ilk dalda
denizler aşan
bıldırcın gibi
artık uçmayı
özlemediğinden
Ama yaşamamak
kör bir ispinoz gibi
acılar içinde
GIUSEPPE UNGARETTI
Şiir yazmaya 1914-18 savaşından önce başladıysa da, gerçek sesini savaş yıllarında, o yılların korkunç gerilimi içinde buldu. Sözcükleri yüzyılların yüklediği özentili çağrışımlardan ayıklayarak onlara yaşanan günün gerilimini anlatabilecek bir anlam yalınlığı ve keskinliği kazandı. İtalyan şiirinde bir beğeni devrimi yaptı.
Çeviren: Cevat Çapan