Ana Sayfa Ali Şimşek

Yazar: $ s (Ali Şimşek)

Yazı
Arif Dirlik’i okumak…

Arif Dirlik’i okumak…

1 Aralık’ta kaybettiğimiz Arif Dirlik’in anısına… İlk defa ismine, 90’lı yıllarda hızla Türkçeye çevrilen, modernizm-postmodernizm eksenli kitaplardaki dipnotlarda rastladığımı hatırlıyorum. Mutlaka, İngilizce referans bolluğunun arasında, tınısına aşina bir isim olarak dikkatimi çekmiş olmalı. Özellikle de o yıllarda yaygınlaşan Doğu-Batı, oryantalizm, kolonyalizm ve post-yapısalcılığı tartışan önemsediğim yazarların (Wallerstein, T. Eagleton, F. Jameson, P. Anderson ve E....

Yazı
Perihan Mağden Okuma Kılavuzu

Perihan Mağden Okuma Kılavuzu

90 sonrasının en güzel tarafı buydu; kendi yanlışlığımızı başka yanlışların eleştirisi üzerinden gizlemek. Eski ama hep güncel… Uzun süredir hırçın dilini özlediğimiz Perihan Mağden Taraf’ın arka sayfasıyla aramıza döndü. Hemencecik “besili apartman çocukları” üzerinden Survivor yarışmasıyla uzun süredir aç bıraktığımız bayağı kültür nefretimizi tekrar beslemeye başladı… O bir otomatik haklılık makinesi. İğneli, bizi hazdan kıpırtadan...

Yazı
Mahallenin “kıllı” rövanşı: İvedik

Mahallenin “kıllı” rövanşı: İvedik

Peki kimdir İvedik? O sanayiide sigortasız çalışan, ürününüzün barkodunu okutan kasiyer pizzayı evimize getiren motokurye, tostumuzu basan lise terk çocuktur, çakma marka giysilerine bakarak çoğu zaman Apaçi deyip küçümsediğimiz. Kısacası İvedik “mahalleye dönüş” mizahının tehlikeli de olabilecek ilk arızalarından biridir. 90’larda Türkiye mizahında oluşan kırılmayı, “bakan” küçük insanın “bakılan” olmaya ve yeni orta sınıfların gözünden...

Yazı
Biz ve Contemporary: 3. Dalga Gelir mi?

Biz ve Contemporary: 3. Dalga Gelir mi?

Art İnternational ve Contemporary İstanbul fuarlarını dolaşırken geçen yıldan itibaren bir kavram telaffuz ediyorum. Bazen samimi arkadaşlarla açılışlarda paylaştığım da oluyor. Ama bugüne kadar yazmaya pek fırsatım olmadı. Kavram “3. Dalga”… Son 10-15 yıla yayılabilecek bir 3. Dalga derken neyi kast ediyorum açayım: Türkiye sanatında, galericiliğinde ve de koleksiyoner profilindeki 1. Dalga 1980 sonrasıydı. Özalcı...

Yazı
Gentrification: Soylulaştırmayı Tasarlamak…

Gentrification: Soylulaştırmayı Tasarlamak…

Soylulaştırılmış bölgelerdeki mekan isimlerinde bol miktarda, geleneksel orta sınıfları “pozlayan” düzanlam isim yakalamak mümkün. Soylulaşan mekanlar aynı zamanda geleneksel küçük esnaflık mekanlarıyla beraber varolmak durumundalar. Mutenalaşma ya da soylulaşma kavramları 1990lar düşünüldüğünde sadece akademide belli kesimlerin kullandığı bir kavramdı. Bunun anlaşılabilir sebepleri var. Öncelikle, Türkiye ölçeğinde düşünüldüğünde bildiğimiz anlamda soylulaşmanın 1986 sonrası Ortaköy ve Kuzguncuk...

Yazı
En İyi Arkadaşım Performans Sanatçısı

En İyi Arkadaşım Performans Sanatçısı

G-20 zirvesindeki zombili performans insanları çok etkiledi. Sırf bundan dolayı performans diye bir sanatsal eylemin farkına varan insanlar oldu; şahidim. Aslında şirketlerin dünya üzerindeki sömürücü egemenliğine karşı politik bir protestoydu. Fakat estetikti; özellikle de 11 Eylül sonrası pıtrak gibi çoğalan zombi filmlerine bilinçli bir gönderme taşıyordu. Walking Dead… Mesaj çok açıktı: kapitalizm öldürür ve bizi...

Yazı
YENİ DERGİ FURYASI: ONURLANDIRILMIŞ GÜÇSÜZLÜK

YENİ DERGİ FURYASI: ONURLANDIRILMIŞ GÜÇSÜZLÜK

Türkiye’de edebiyat ve mizahı, “yüksek” kültür ile popüler kültürü harmanlayan böyle bir tarzın ilk örneklerini 1991 sonrası Leman dergisi çevresinde pişen Hayvan ve Öküz dergilerinde görüyoruz. Ot, Kafa, Fil, Bavul, Kafka… Listeyi uzatabiliriz. Mutlaka unuttuklarım vardır. Neşet Ertaş ile Mayakovski’nin, Ahmet Kaya ile Edit Piaf’ın, Tanpınar ile Proust’un, Acıların Kadını Bergen ile Oğuz Atay’ın, Turgut...

Yazı
Hiç’in Sınırı Mekan…

Hiç’in Sınırı Mekan…

Octavio Paz Latin Amerika’nın acılı damarlarını anlattığı “Yalnızlık Dolambacı” kitabında, hepimize dokunan çarpıcı bir detaydan bahseder. Eve gelmiştir, içeride hizmetçi çalışmaktadır; gayri ihtiyari seslenir: içeride kimse var mı? Aldığı cevap bu coğrafyaya da uzak değildir aslında. Hizmetçi Meksikalı şivesiyle cevap verir: Hiç kimse yok! Kendini hiç kimse ile kolayca yer değiştiren bir gölge kimlik. Kendini...

Yazı
YENİ SOLJENITSIN SENDROMU: AI WEIWEI

YENİ SOLJENITSIN SENDROMU: AI WEIWEI

Peki günümüzün yıldızı çağdaş sanata gelelim… Elbette bu alanın istisnasız tek bir Çinli yıldızı var. Hepimiz biliyoruz: Ai Weiwei! “Stendhal Sendromu” sanat yapıtları karşısındaki aşırı uyarılmayı ve baş dönmesini tarif eder. Stendhal, 1817’de Floransa’yı ziyareti sırasında, Michelangelo, Machiavelli ve Galileo Galilei’nin mezarlarının bulunduğu Santa Croce Bazilikası’nı gezmiş ve Giotto’nun freskleriyle süslü bazilikayı gördükten sonra kalp...