Ana Sayfa Emin Karaca

Yazar: $ s (Emin Karaca)

Yazı
CUMHURİYETİN İLK YILLARINDAN GAZETECİ  MANZARALARI

CUMHURİYETİN İLK YILLARINDAN GAZETECİ MANZARALARI

KAYBOLAN BABIÂLİ’NİN ARDINDAN: 5   Hüseyin Cahit Bey, İstiklâl Mahkemesi’nin Önünde Dikleniyor! Takrir-i Sükûn Yasası  yürürlüğe girdikten hemen sonra, “Tanin” gazetesinin sahip ve başyazarı Hüseyin Cahit (Yalçın) Bey de  Ankara İstiklâl  Mahkemesi’nin  önüne çıkarıldı. Suçu, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası İstanbul Şube binasında yapılan aramayı, gazetesi “Tanin“-de, “Baskın!” başlığıyla duyurmaktı. Halk arasında  “Üç Aliler Divanı”  olarak anılan...

Yazı
CUMHURİYET DÖNEMİNDE BABIÂLİ

CUMHURİYET DÖNEMİNDE BABIÂLİ

KAYBOLAN BABIÂLİ’NİN ARDINDAN: 4   İttihatçıların, kendilerini eleştiren gazetecileri öldürmeye kadar varan dehşetli terörünün altında Mütareke yıllarına kadar gelen Babıâli, bu kez imparatorluk başkentinin galip devletler tarafından işgaliyle karşılaştı. Başta İzmir olmak üzere Anadolu’nun pek çok bölgesinin de işgale uğraması üzerine, o bölgelerde, önce halkın inisyatifiyle başlatılan çete direnişlerinin, giderek Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğindeki bir...

Yazı
İttihatçılar ve Muhalif Gazeteciler

İttihatçılar ve Muhalif Gazeteciler

KAYBOLAN BABIÂLİ’NİN ARDINDAN: 3 23 Temmuz 1908’de, beklenen gün geldi. Abdülhamit, Meşrutiyet’in ilanını kabul etti. Günümüzde, basın kuruluşları, bu tarihten bir gün sonrasını, yani 24 Temmuz 1908’in yıldönümünü, her yıl “sansürün kaldırılışı” olarak kutlarlar. “Hürriyet”, “Eşitlik” ve “Kardeşlik” sloganlarıyla yola çıkan İkinci Meşrutiyetçilerin estirdiği hava kısa sürede yazı ve söz olarak ortalığı kapladı. Her köşe...

Yazı
KARANLIK İŞLER ÇEVİREN GAZETECİLERİN ATASI: “BABA TAHİR”

KARANLIK İŞLER ÇEVİREN GAZETECİLERİN ATASI: “BABA TAHİR”

KAYBOLAN BABIÂLİ’NİN ARDINDAN: 2   Birinci Meşrutiyet’in hemen ardından başlayan İstibdat Dönemi’ndeki gazete ve gazeteciliğe bakacak olursak neler görürüz? Öncelikle gazetelerin basıldığı matbaa, teknolojik olarak henüz çok ilkeldi. Bir sonraki dönem olan İkinci Meşrutiyet’in cesur ve muhalif kalemi Refik Halid Bey “Üç Nesil Üç Hayat” kitabında üç devirdeki gazete ve gazeteciliği ahlatırken; ilk dönemin baskı...

Yazı
“CERİDE”DEN MEDYA’YA: BABIÂLİ

“CERİDE”DEN MEDYA’YA: BABIÂLİ

KAYBOLAN BABIÂLİ’NİN ARDINDAN: Biraz da kaybolan Babıâli’nin ardına düşelim mi, ne dersiniz? 1990’lardan itibaren, eski Babıâli adım adım kaybolup gitti. Şimdinin en genç gazetecisini karşınıza alıp sorsanız; size hiçbir şey anlatamaz eski Babıâli’den…Kentin epeyce uzak semtlerindeki plaza’larda, center’lerde üslenmiş günümüzün gazetelerinden bahsedebilir ancak… Biz şimdi, ilk yıllara gidip, işin başlangıcına bakalım: Banliyö trenlerindeki, deniz hatları...

Yazı
EFLATUN NURİ’NİN ANILARINI NE YAPMIŞSINIZ BÖYLE?

EFLATUN NURİ’NİN ANILARINI NE YAPMIŞSINIZ BÖYLE?

KARİKATÜRÜ OYA GİBİ İŞLEYEN ADAM 1968 güzüydü… Orhan Müstecaplıoğlu’nun Laleli’deki atölyesine, ilk kez gördüğüm bir adam çıkageldi. Ufak tefekti, bir ayağı aksıyordu, gözlerinden muziplik okunuyordu, gözlüğü burnunun üstüne gelen yerden kırılmıştı, (iğreti şekilde tutturduğu kırılan yerini yaptırmak için beni gözlükçüye gönderdi), çizgilerinden imzasını tanıdığım karikatürist Eflatun Nuri’ydi bu… Orhan Müstecaplıoğlu ile gençlik arkadaşıymışlar. Sarıldılar, öpüştüler...

Yazı
AHMET MİDHAT EFENDİ’NİN TABANCASININ MARKASI NE İDİ?

AHMET MİDHAT EFENDİ’NİN TABANCASININ MARKASI NE İDİ?

  Mesleğinizin pirî, üstadı hakkında bir kitap görüp de nasıl heyecanlanmazsınız… Daha önceleri pek çok şeyine vakıfsınızdır aslında… Evvelki yüzyılda yayın yaşamına soktuğu Tercüman-ı Hakikat gazetesinin tam bir gazetecilik ve yazarlık okulunu olduğunu; Ahmet Rasim’i, Ahmet Cevdet’i, Ahmet İhsan’ı ve daha pek çok ismi yetiştirdiğini, Hüseyin Rahmi Bey’deki “romancılık” yeteneğini keşfettiğini, öğretmenliğinin ve eğiticiliğinin vurgulanması...

Yazı
SÖZ ÇETİN ALTAN’DAN AÇILMIŞKEN. PEKİ “ÜSTAT KILLI NURİ” KİMDİ?

SÖZ ÇETİN ALTAN’DAN AÇILMIŞKEN. PEKİ “ÜSTAT KILLI NURİ” KİMDİ?

Son iki yazıda Çetin Altan’ı, dolayısıyla 1950 sonlarından itibarenki Babıâli’yi ele aldım. Peki Çetin Altan ve benzeri gazeteci-yazarlar birbirleriyle polemik, daha halkçası “kalem kavgası” yapmazlar mıydı? Yapmaz olurlar mıydı, hem de nasıl! Vaktiyle onun da kitabını yazmış (Bkz. Türk Basınında Kalem Kavgaları/ “Ben Senin Cemaziyelevvelini Bilirim” adlı kitabım) biri olarak, 1960’lı yıllardaki bir kavgayı sizlere...

Yazı
“ÇETİN ALTAN KONUSU”NA DEVAM EDELİM Mİ?

“ÇETİN ALTAN KONUSU”NA DEVAM EDELİM Mİ?

  1986 ya 1987 yılıydı. Henüz daha basılı hiçbir kitabım yoktu. Aktüalitenin konular serabında geziniyor, ömrü yirmi dört saatlik bir gazete yaprağına, su üzerine imza atıyordum. Çalıştığım gazetenin tiryakilerinin dışında benim imzamın kimselerin dikkatini çekmemesi doğaldı. O günlerde yine; halkımızın, adalete, yargıya, bizdeki geçerli yargı sistemine duyduğu güvensizlikten söz ediliyordu. TRT kanallarında sıkça gösterilen Amerikan...

Yazı
ÇETİN ALTAN’IN MİLLİYET’TE “KÖŞE YAZARLIĞI” MACERASI…

ÇETİN ALTAN’IN MİLLİYET’TE “KÖŞE YAZARLIĞI” MACERASI…

BASIN TARİHİNDEN SAYFALAR: Kısa süre önce, bir internet sitesine basın tarihi üzerine yazılar hazırlarken eski defterleri karıştırmam gerekti… Son zamanlarda, medyanın yazılı basın bölümüyle ilgili umutsuz ve pek de iç açıcı olmayan haberler karşısında; 1950’li, 1960’lı, 1970’li yılların gazetelerini, okuyucularını gazeteden gazeteye sürükleyen çok etkin “köşe yazarları”nı anımsadım. Çetin Altanlar, İlhan Selçuklar, Refik Erduranlar, Hasan...

  • 1
  • 2
  • 5