Post-antroposofik yaklaşımları irdeleyecektim. Ama emojilere hapsolmuş “özgür” yaşamlarımız, ihtiyaçlar hiyerarşimizi yeniden sorgulamaya itti beni! Maslow amca yaşasaydı küplere binerdi herhalde bu müdahalemden. Asosyal medyadan bahsediyorum pek tabii. Polifonik bir etkinlikteyiz. “Ambivalent” bir bağlanmadan ne beklenir ki zaten! Dumura uğratır. Parçalar, böler, yakar, yıkar! Günlük rutinden, inanç sistemlerine… “Yüksek değerlere sahip bilge ve dengeli bir insan...
Son Yazılar:
Korku komedisi “The Menu” gurmece züppeliği irdeliyor
DÜNÜ, BUGÜNÜ, YARINIYLA AİLE
An Olarak Sahne, Hafıza Olarak Sinema: İki Aracın Ayrışan Estetiği
Masalların ve rüyaların yönetmeni: Leos Carax
Resim sanatının sokak çocuğu Rulez Duande Galeri’de
VEYSEL BATMAZ YOUTUBE KANALINDA ARİF DİRLİK’İ ANLATIYOR…
Kum Saatleri (Öykü)
ŞİİRDEN TABLOYA YANSIYAN “SİS”Lİ BİR BAKIŞ
İsla-Rokoko: Bir Çöküş Estetiği
Paul Tillich: Kategorilerin Ötesinde Bir Adam
Sineklerin Tanrısı: Güç Mücadelesinin ve Medeniyetin Kırılganlığının Alegorisi
Peki Amerika’daki Madun Konuşabilir mi? Kurtlarla Dans Filmi Üzerine Notlar
DÜNYA İŞÇİLERİNİN GENERALİ FRİEDRİCH ENGELS
Hepimiz o yırtıktan düşüverdik Yeraltı’na!
Abbas Kairostami: İslam Cumhuriyeti’nin Caudine Çatalları Altında Bir Kaleydoskop
Bir Parasız Yatılının Kuşatması
ARTANKARA 2024 ULUSLARASI ÇAĞDAŞ SANAT FUARI: BİR ELEŞTİRİ
Dil ve Kültürün Ayrılmazlığı: Speak No Evil
Bir “Yabancı”nın Sosyal İntiharı
Yazar: $ s (Jale İris Gökçe)
BİENALLER VE PARALELLER
Sıradan bir günün akşamında, gün batımına az kala, soluklandığım bankta, on dokuz suları, unutulmuş bir dergiyle birlikte oturduğumu fark ettim. Evirdim, çevirdim. Öteden beri kültür-sanat yazıları ilk göz attıklarımdandır. Küçük puntoyla yazılmış kısa bir yazı gözüme çarptı. … bienaline paralel bir sergi-etkinlik haberi kaleme alınmıştı bir sanat yazarı tarafından. Başka bir yerde, bir başkasından, neredeyse...
BİR ÖLÜM ŞARKISI MIRILDANMAK
Yaslı mıyım? Hayır! Sonsuz kere hayır! Hiç siz gördünüz mü, her an ölürken yas tutulduğunu? Cesaret istiyormuş bazı şeyler; yaşama sıkı sıkıya sarılmak, mücadele etmek, ilerlemek, kazanmak… Peki ya tersi? Bunların hiçbirisini yapamamak? Cesaretsizlik? Okunmaması esamesi cesaretin? Büyük bir özgürlük değil mi? Bütün bunlardan azade olmak… Düşünün; büyük bir krematoryumun önündesiniz. Birazdan mı...
Ehl-i tenkite dokunuyorum ve de kutsal “sanatçıya”. Affola!
Farkında mısınız? Son yıllarda uydurulmuş fiyakalı meslekler büyülüyor nedense. Altını doldurmadan, kaçarken göçerken, emek harcamadan sadece “ol!” denildiğinde oluveriyorlar. Bunları ‘olduranlar’ da yaşını başını almış kişiler olarak, başlarını yastığa koyup rahat uyuyabiliyorlar mı merak ediyorum! Büyük “sanatçı -ların” arzuhalciliğine soyunan sanat yazarlarının bazıları oturup düşünsünler ağlanacak hallerine. Karıştırıyorlar kendilerini herhalde arzuhalcilerin en büyüğü, en ünlüsü...
SUÂL İŞÂRETSİZ DAĞINIK YAZI
Suâl işâretsiz dağınık bir yazı yazmak istiyorum. Sadece kendime bir suâl işâreti koyarak:) Yazı; bana gülümsemeli:) Asık suratlı yazıları hiç sevmem. Mır mır etmemeli. Büyülemeli, süssüz bile olsa. Sahici. Soğuk sesli ve solgun değil. Canlı, capcanlı. Yazı, nihavent yalnızlıkta okunmalı. Almalı ellerine sesimi. Hissettirmeli kokusunu belli belirsiz. Yamuk bakmalı. Bağırmalı. Issız bir melankoli ...
SANATIN TERAPİSTİ KİM OLACAK?
Çok üzünçlüyüm. Anlatacağım… Ama önce Çengelliköyden kartona bir çay alayım. Başka bir şey de satmıyorlar burda zaten. Ne çaya batıracağım enfes kokulu bir bisküvi ne de başka bir şey. Gün işbaşı yapmak istemiyor sanki. ‘Lâcivert’te uyuyakalmış gibi. Hava sisli, sessiz. Gemiler de mahmur. Elimdeki eski kitabı rastgele açıyorum. “Nereye gidersen git, dertlerin de seninle gelir”...
CATTELAN’IN MUZU MAZİDE Mİ KALACAK?
Sansasyonel “sanatçı” Cattelan ile ilgili gerek Anna Sansom’un 8 Temmuz 2022, gerekse Gareth Harris’in 11 Temmuz 2022 tarihli haberleri önüme düştüğünde derin bir soluk aldım. Kısaca aktarayım: Konu Amerikalı sanatçı Joe Morford’un Miami’deki bir federal mahkemede sanatçı Cattelan’ın “Comedian”ının kendi eseri olan koli bantlı “Banana & Orange”ın telif hakkını ihlâl ettiği iddiası ile açtığı dava ...
ŞİDDETE RANDEVU!
E.E. Cummings’in “I Carry Your Heart with Me” adlı şiiri duruyor bir süredir önümde. Bu şiirle ilgili yazacaktım. Ülkemizin yetiştirdiği değerli bir kardiyoloğun ölüm haberini alıncaya kadar. Bir cinayet yine! Konya Şehir Hastanesi’nde. Kardiyoloji uzmanı Dr. Ekrem Karakaya bir güvenlik görevlisi tarafından, hem de bir başka hastane güvenlik görevlisi tarafından silahlı saldırıya uğradı. Bir ‘sağlık...
BAKIŞSIZ SONSUZLUĞA UZANMAK…
Ve orada kalmak hep… Ahh Selene! Seni giyecektim üzerime. Sonra da gidecektim. Soğukluklarda dinlenerek sürekli, sakin, “Selene” diyecektim. “Gölgeli yüzünü göstermiyorsun! Sakın yakın olmasın! Ve yapışkan. Karanlığa… Hem gölgelerini göremeyecek olanlar nereden bilsin, yapıştırdığını yüzünü karanlığa!.. Ah Selene! Sirenlerin eşliğinde… Pallas’ın büstünde daha önce kim oturdu?” (2) Ah Selene! Poe kovuyor beni izninizle. Çok kurcaladın beni...
senhiçSİZoldunmu (şiir)
aklına geldikçe bu duvardaki resme bakarak ve nüktedân ve bir acâib-ül mahlûkat ve bir ara nağme peşrev anlayanlarçün ne nadide eserlerdir bunlar KIYMET siz allâme-î CİHÂN ol-san uzun bir aradan gayri tabii peşrevi GEÇ ve akabinde YOLDA cihân OLL _____ ERKAN KARAKİRAZ’IN YORUMU Jale İris Gökçe, senhiçSİZoldunmu başlığını verdiği şiirinde, eski söyleyişlerle yeni olanaklar inşa...