Ana Sayfa Dosya Bedbaht Bir Romantik: DANTE GABRIEL ROSSETTI

Bedbaht Bir Romantik: DANTE GABRIEL ROSSETTI

Bedbaht Bir Romantik: DANTE GABRIEL ROSSETTI

Müstesna bir şahsiyet ve bedbaht bir romantik olan Rossetti aynı zamanda sanatta akademizme karşı çıkan ve şövalye tarzı bir hareket başlatan “Rafael Öncesi Kardeşlik” adlı estetik akımın kurucuları arasında yer almaktadır.

Viktorya dönemine damgasını vuran İtalyan asıllı İngiliz şair, illüstratör, ressam ve çevirmen Dante Gabriel Rossetti 12 Mayıs 1828 yılında Londra’da doğdu ve 9 Nisan 1882’de 53 yaşında Kent’de öldü. Sembolizme esin kaynağı olan Rossetti, filozof Afrikan Spir, okültist Austin Osman Spare, ütopist William Morris gibi esrarengiz bir sanatçıdır. Sanatçı bir aileden gelen Rossetti’nin, “Cin Pazarı” [“The Goblin Market”] adlı şiiriyle bilinen kız kardeşi Christina Rossetti de ünlü bir şairdir. Erkek kardeşi William Michael Rossetti eleştirmen ve diğer kız kardeşi Maria Francesca Rossetti de Dante’nin Gölgesi adlı bir eser kaleme almış olan bir yazardır.

Rossetti’nin babası Dante’yi çok sevdiği için oğluna Dante adını koymuştu. Rossetti de daha sonra Dante’den çeviriler yapacak, Dante üzerine şiirler yazacaktı. Rossetti’nin özellikle “Dante Verona”da adlı uzun şiiri, Dante’nin sürgün edildikten sonra Verona’da geçirdiği sürgün yıllarının hayali bir tasvirini yapmakta, “adımlarının sürgün olduğu yolu izlemektedir.” Rossetti şiirlerinde sone, balad gibi klasik tarzları kullanmıştır. Konuları genellikle tarihten ve mitolojiden alınmıştır. Geniş bir kelime haznesine sahip şiirlerinin estetik açıdan neo-klasik bir tarzı vardır. Üslubu zengin, anlatımı akıcıdır. Şiirlerinde monologlara ve diyaloglara yer vermiştir. Rossetti’nin eserlerinde tarihsel ve mitolojik karakterler kendilerine yeni bir ses ve modern bir söylem bulurlar.

Resim ve Şiir Arasındaki Benzerlik

Rossetti’nin, sanat tarihinde ‘çifte eser’ [‘double work’] kavramıyla tanımlanan eserleri ressam-şairin bir resminden ve o resme dair yazdığı bir şiirden oluşuyor. Rossetti, resimlerindeki kompozisyonu şiirle bütünleştirirken renk ve kelime planındaki ahenk yoluyla resim sanatı ile şiir sanatı arasındaki benzerlikleri daha yakından görmemizi ve anlamamızı sağlıyor. Resim ve şiir, ortak paydaları olan İmge’nin aynasında iç içe geçerek kendi sanatsal yansımalarını yaratıyorlar. Modelleri arasında sevgilileri de bulunan Rossetti’nin fırçası ve kalemi, ustalıkla kullandığı estetik yanılsama sayesinde ideal güzelliği özgün bir üslupla tuvale ve dizelere taşımaktadır.

Özellikle şiir söz konusu olduğunda, bir tür yeniden yazma olan ‘çeviri edimi’ni yaratıcı bir uyarlama ve özgün bir yorum olarak görüyorum. Ve hattâ ‘çeviri edimi’nin Derrida’nın değindiği edebiyat edimleri arasında sanatsal değeri en yüksek, en yaratıcı edim olduğuna inanıyorum.

Rafael Öncesi Kardeşlik” ve Sanatta Estetizm Hareketi

Müstesna bir şahsiyet ve bedbaht bir romantik olan Rossetti aynı zamanda sanatta akademizme karşı çıkan ve şövalye tarzı bir hareket başlatan “Rafael Öncesi Kardeşlik” adlı estetik akımın kurucuları arasında yer almaktadır. Viktorya döneminde resim akademileri Rafael’in mükemmeliyete varan kusursuz tablolarını idolleştiriyorlardı. Rafael taklit edilmesi gereken büyük bir ustaydı ve tek model olarak alınıyordu. Yüksek Rönenans’ın üç büyük ressamı Rafael, Mikelanj ve Da Vinci arasında Viktorya döneminde öne çıkan ve akademik çevreler tarafından örnek alınan ressam Rafael’di. Usta ressamın mezar taşındaki yazıtta yer alan satırlar ne kadar yüceltildiğini göstermektedir:

O şanlı Rafael ki yaşarken

Doğa korkardı onu fethetmesinden;

O şanlı Rafael ki ölürken

Ölüm bile korktu kendisinden!”

Akademizmin neredeyse dogmatizme dönüştüğü böyle bir ortamda “Rafael Öncesi Kardeşlik” adlı estetik hareket bir başkaldırı olarak doğmuştur. Bu hareket, Oscar Wilde’ın Viktoryen anlayışın katı ahlâk kurallarına bir reddiye olarak edebiyatta başlattığı Estetizm hareketiyle koşutluk taşımaktadır. Rafael aşılamayacak kadar büyük bir usta ise, Rafael sonrası dönemde ressamlar daima onun gölgesi altında kalacaklardır. Rafael’in gölgesinden kurtulmanın tek yolu Rafael öncesine dönmektir! Bu başkaldırı elbette ki Rafael’in sanatına ve büyüklüğüne değil, onu dogmalaştıran ve dayatan kısır akademizme karşıdır. Picasso bile şu sözleriyle sonradan bu başkaldırının bir parçası olmuştur: “Rafael gibi resim yapmak üç ayımı aldı. Ama bir çocuk gibi resim yapmak için ömrümü verdim!”

Aktör’ Olarak Çevirmen

Çevirmen ile aktör arasında da benzer yanlar var. Tıpkı oynayacağı karaktere bürünen bir aktör gibi, çevirmen de çevireceği yazarın / şairin ruh hâline ve düşünce dünyasına girmelidir. O şair veya o yazar ‘gibi yaparak’ metne yeni bir doku kazandırmalı ve özgün bir yorum getirmelidir. Hamlet’i canlandıran aktörün Hamlet olmadığını hepimiz biliriz. Fakat iyi oynadıysa ve bizi bir anlığına dahi Hamlet olduğuna inandırdıysa o oyuncuyu başarılı sayarız. Hamlet’i oynayan aktör David Garrick olduğunda Hayalet sahnesinin ardından tiyatro salonunda kulakları sağır eden bir alkış kopması bu başarının işaretidir. Çeviride de aynı tiyatrodaki gibi estetik bir yanılsama söz konusudur. Sahnede aktörün vücut diliyle yaptığını, çevirmen metin üzerinde evrensel bir tür ‘göz lehçesi’yle yapmaktadır.

Çevirmen uzun bir süreç olan çeviri edimi boyunca Rossetti’nin kılığına bürünmüştür. Rossetti’nin üslubunu ve sesini taklit etmektedir. Şair bedbaht bir romantikse, çevirmen de bedbaht bir romantik olacaktır. Şair şövalye ise, çevirmen de şövalye gibi davranacak, dahası şövalye gibi yaşayacaktır. Bununla birlikte, kendisi dâhil herkes onun Rossetti olmadığını bilir. Çevirmen tıpkı bir aktör gibi, rolünü iyi oynarsa izleyicilerini/okurlarını bir anlığına Rossetti olduğuna inandırabilir. Sanatın göz kamaştıran sonsuz parıltısını taşıyan bir andır o. Estetik yanılsamasını tam anlamıyla gerçekleştiren her sanat eseri başarılıdır. Bu nedenle, başlı başına bir sanat eseri olan çeviri de estetik yanılsamasını tam anlamıyla gerçekleştirmişse başarılı sayılmalıdır.

SIR.

(Bir Desen’e Dair.)

I.

Zaman’ın yüzü kadar derin oyuklu bu deniz

Kaybolan Ay’ın hayaletini yansıtır.

Yükselen sivri tepeler sarar lagünü;

Zirvenin sarp kayalarına doğru zahmetle tırmanır,

Gençlik, Olgunluk ve Yaşlılık’ın pandomim üçlüsü.

Ve gizemli bir runik alfabenin ritmiyle

Nasıl yüklenir dalgalar uğultulu kayalara,

Duy rüzgârın yankılanan sesiyle.

Nedir aradıkları? İşte kayalara yükselen

Sfenks Zaman’ın gözle görülür sessizliği

Çıkık alınlı, ruh kanatlı, kartal tüylü kubbesi.

Ah! Kilidi açıldığında bu ebedi dudakların

Ve çözüldüğünde kadim sırrı dünyanın bulunacak neyin nesi,

Nedir sonu bu bitimsiz aramanın?

II.

İşte üç dağcı! Önce Gençlik atıldı ileri

Bulmak için Bilinmeyen’i

Fakat Sfenks gibi gömüldü Zaman’ın toprağına,

Hiçbir aşk merak duymaz genç ölmenin sırrına.

Bilgiye fena halde aç, feci susuz

Bu defa Olgunluk düştü peşine Hakikat’in

Faltaşı gibi açılmış gözlerle, kalana kadar yorgun ve bitkin

Zayıf Yaşlılık yineler durur aynı soruyu sonuçsuz.

Ah! Neydi cevap? Kederli kıyısından denizin

Geceyarısının büyüsüyle bakar gözleri Sfenks’in

İnsanın ezeli meselesi teskin edilemeyen:

Tahtının etrafındaki taş basamaklar üzerinde yüzer,

Dalgalandırır rüzgâr zayıf halkalarını insanlığın

Görünmez sırrı saklar gökler.

DANTE GABRIEL ROSSETTI

Tercüme: 2016, Volkan Hacıoğlu

HİÇ BİR ADIMI KAÇIRMAYIN

EK Dergi Mail Bültenine Katıl