Ana Sayfa Kritik Bir Bilgi Aracı Olarak Fotoğraf: Sosyal Medya & Manipülasyon

Bir Bilgi Aracı Olarak Fotoğraf: Sosyal Medya & Manipülasyon

Bir Bilgi Aracı Olarak Fotoğraf: Sosyal Medya & Manipülasyon

Bir kitap yalnızca çarpıcı giriş cümleleriyle değil sonuç bölümüne iliştirilen geniş ifadelerle de bazı sınırları zorlayabilir. Sosyal medyadaki manipülasyonların imgelerle olan ilişkisinin temellendirilmesiyle başlayan Ersin Berk’in son kitabı “Bir Bilgi Aracı Olarak Fotoğraf: Sosyal Medya & Manipülasyon” ‘’Eleştiri, son sığınaktır!’’[1] diye bitmektedir. Araştırma sorularının dar bir koridordan başlayıp genele yayıldığı bir kitabın böyle bir cümleyle bitmesi, manidar olmasının yanı sıra bünyesinde bulunduğu alana bir ‘canlılık’ getirmek gayesinde olduğu da aşikardır, kanımca.

Ersin Berk –kitabında da sıklıkla vurguladığı üzere- Türkiye’deki oturmamış ‘atıf kültürü’nden şikayetçi, eleştirellikten uzak gözlere serzenişlidir. ‘’Niçin’’ sorusuna inildiğinde bilginin karanlık dehlizlerinde ‘’fildişi kuleye’’ hapsolmak istemeyen bir ‘’akademisyen’’ profili çizmek istiyor gibidir. Cemil Meriç[2]’ten referansla su götürmez bir gerçektir ki tıpkı Türk entelijansiyasının mağrur bir cimriliğe ya da –bazı kisveler için- cimri bir mağrurluğa sahip olduğu gibi bazı akademisyenler de benzer yaklaşımları sergilemektedir. Kimileri unvan kaygısına düşüp ‘kavganın’ arasında bulunmak veya öğrencileriyle kaynaşmak istemez ya da bilginin sağladığı kibir içinde boğulur. Ersin Berk, tıpkı derslerinde olduğu gibi kitabında da ne alıyorsa vermeye çabalamaktadır. Kalemi bir iğneden farksız, düşünsel dünyası çok katmanlıdır. Bu metninde de çomağını esirgememiş kovandan. Okura balın çıkması için arının işlemesinin şart olduğunu hatırlatmaya çabalamış durmuş.

Alışılmışın dışında, basmakalıp lakırtılardan uzak bir önsöz ile başlayan kitap ‘Mimesis ve Gerçeklik’ üzerine titiz bir metinle ilerliyor. ‘Mimesis’ kavramını her yönüyle ve her bakış açısıyla ele alan yazar, kendi düşüncelerini de esirgemiyor bizden. Hakkındaki söylemlerden eylemlere, aynı görüşlerden farklı görüşlere kadar her şeyi, bize titiz bir çabayla sunarken bu kavramın izafiyetini de harf aralarından gösteriyor. Aynı zamanda, gerçekliğin kaygan bir zemin olduğunu hatırlatıyor.

Türkiye’de fotoğrafla alakalı yayınlanmış teknik metin çok. Teorik taraf ise hep aksak. Olanın da dilini anlayabilene aşk olsun. Kitap okurla arasındaki uçuruma akademik soğukluğa düşmeden bir köprü kurmak istediğini açıkça ifade ediyor. Yazar metniyle benzer konularda yazılmış diğer nitelikli çalışmaların hakkını teslim ederken bazı yazarların henüz ‘literatür bilinciyle hareket etmediği’ düşüncesini henüz kitap başlamadan okura fısıldamayı da ihmal etmemiş. Kitabın kapağını tasarlarken ortaya konumlandırdığı ince uçlu antik kalem adeta bu serzenişin cisimleşmiş hali.

Çalışma ‘’Fotoğrafın gerçeklikle ve manipülasyonla olan ilişkileri nelerdir?’’ ve ‘’Sanat, fotoğraf ve gerçekliğin tarihsel değişimi nasıldır?’’ gibi sorularla temellendirilse de içerik bakımından günümüze, sosyal medyaya kadar uzanacak kadar zengin ve en ince ayrıntısına kadar hesaplanan bir çabanın sonucuna işaret ediyor. Fotoğrafik manipülasyonların ve gerçeklik algısının ‘nasıl’ının yanı sıra ‘niçin’ine de odaklanarak inşa ettiği çalışmadaki bu yöntemi Fernand Braudel[3]’den referans aldığını belirtiyor Ersin Berk. Ardından düşüncelerini kültür tarihçileri, fotoğraf eleştirmenleri, psikanalistler ve felsefecilerle beslediği tartışmalarla desteklemiş.

‘’Manipülasyonun en etkili iki aracından biri olan ‘yazı’yı’’ oluşturan kelimeleri etimolojik olarak, ortaya çıkış biçimlerine kadar açıklamak; çalışmaya titiz bir önem atfetmekle beraber yazarın ciddiyetini ortaya koyuyor. Bu yaklaşım teoride kalan bir gelişimden ziyade pratikte uygulanan ve gelişimi kolektif kılmak isteyen bir tecessüse işaret etmekte.

Modernitenin Batılı toplumlarda basamak basamak ve her basamağın olması gerektiği şekilde sağlamlaştırılarak inşa edildiğini vurgulayan Berk’e göre her türlü gelişimin yegâne anahtarı bu temel itkiyi kavramakta gizli sanki. Kitabında büyük bir istikrarla edindiği tüm bilgileri eleştirel perspektifinden geçirerek etrafına damıtmak istiyor; tıpkı sınıfında, biz öğrencilerini yüreklendirmek isterken ki tavrıyla. Üstelik muhit, bilginin ışığından gözlerini kaçırıp karanlıkta saklanmak isterken.

Verileni anlayamayan bir güruh değiliz. Ama verilenin içinde; iki kavram arasında ince ama önemli bir çizgi varsa, diken üstünde bekleyen ön yargı, o çizgiye zifiri bir gölge düşürüyor. Ersin Berk’in kalemi, en çok da o çizgilerin üzerinde dolaşmış: Matbaanın bulunuşuyla modern matbaanın icadı arasındaki,fotoğrafın icadıyla vefotoğraf makinesinin yaygınlaşması, gerçek ve üretilmek istenen gerçeklik arasındaki o ince çizgide özellikle.

Bütünselleştirecek olursak, ‘’Bir Bilgi Aracı Olarak: Fotoğraf: Sosyal Medya ve Manipülasyon’’ aslında okuyucuya incelemekte olduğumuz konuların izafiyetini sunuyor. Eleştirel bakışın tutarsız görünen yanından sesleniyor gibi görünse de aslında gerçekliğin dengeli çizgisinde bir yolculuk vaad ediyor. Metin bir paragrafta tamamen karamsar görünürken iki paragraf  sonrasında gelecekten ümitli olduğunu tekrar tekrar vurguluyor. Bu bağlamda Ersin Berk, kitabında aslında her şeyin değişken olduğunu, bir tavrın meselenin izafiyetine göre tam aksi yönde bile değişebileceğini ifade ettiği oldukça açık. ‘’Fotoğraf, hakikati gerçeklik süsüyle örten bir karmaşanın sadeleştirilmiş halidir.’’ cümlesinden referansla Ersin BERK’in“ Bir Bilgi Aracı Olarak Fotoğraf” adlı kitabı ‘’hakikati gerçeklik süsüyle örten bir karmaşanın eleştirel bir sığınağı’’ olma iddiasını ziyadesiyle karşılıyor.

[1] Ersin BERK (2021)Bir Bilgi Aracı Olarak Fotoğraf: Sosyal Medya & Manipülasyon, Duvar Yayınları

[2]Cemil Meriç (1985) Bu Ülke İstanbul, İletişim Yayınları

[3]Braudel, F. (1996). Uygarlıkların Grameri. Ankara: İmge Kitabevi.

 

HİÇ BİR ADIMI KAÇIRMAYIN

EK Dergi Mail Bültenine Katıl