Biblo Hayat”, “üryan” ve şimdi de “Bisturi – Huzursuz Metinler”.

Şair-Yazar Metin Aydın, okuyanın omuzlarından tutup onu “acımasızca” sarsmaya devam ediyor.

Kitabı bir oturuşta bitiriyorsunuz ama kendinizi pek çok yerde -şu sayfaya bir kez daha bakmalıyım- derken buluyorsunuz.

Çünkü burada ben varım; benim kaygım var, benim hesaplaşmam, öfkem var…

Huzur bulmayacaksınız! Yemin ederim ki huzur bulmayacaksınız!

Belki de salt öylesi daha kolay oluyor diye görmezden gelip, adeta derimizin altına bir şırınga (umursamazlık şırıngası) yardımıyla sakladığımız baş ağrılarını Bisturi; eti “derinden” keserek ortaya çıkarıyor yeniden.

Yazar Bisturi’yi kullanırken acımıyor, “zevk alıyor” adeta:

Foyamız açığa çıktı en sonunda… Hepimiz iflah olmaz birer korkağız. Yalandan olma bir dünyası olan meczuplar ordusu.”

Peki, ne yapmalı bu yazar/yazmaza?

Dost acı söyler” deyip başımızı bir aşağı bir yukarı ağır ağır sallayacak mıyız, yoksa sırf bizi rahatsız etti diye ona düşman mı kesileceğiz?

Ortası yok çünkü.

Öyle okuyup, “tamam adam fikrini yazmış” diyebileceğiniz türden bir kitap değil Bisturi.

O kadar kolay değil.

Yüzleşmeye zorluyor bizi, hesaplaşmaya…

Yazar sorgulamaya kendisinden başlayıp; ailesi, yaşadığı sokak, şehir derken evrene ulaşıyor.

Bu da Bisturi’yi maceraperest küçük bir pınara benzetiyor.

Önce sızdığı kayaya dokunuyor sonra bir nehre dökülüp yoluna devam ediyor.

Orada da fazla durmuyor; koca bir denize ve nihayet uçsuz bucaksız okyanuslara ulaşıyor.

Yürek istiyor Bisturi’yle sevişmek; bir yara almanız kaçınılmaz.

Yani demem o ki; kim olursanız olun, bir yerinizi keseceksiniz işin sonunda.

Nihayetinde hepimizin taşıdığı kaygılar var Bisturi’de.

Ama durun!

Öyle her kahve masasında oturup da anlatılacak türden kaygılar değil bunlar.

Karanlık bir şehrin en derin sokaklarında ancak konuşulabilecek türden kaygılar bunlar.

Kendimizden sakladığımız kaygılar bunlar.

Kendimize yasakladığımız kaygılar…

İzin verin şunu da söyleyelim:

Kölesi olduğunuz yargılarınız varsa şayet ve ola ki onlarla yüzleşmeye hazır değilseniz; hiç okumayın Bisturi’yi, çünkü huzurunuz kaçacaktır.

BİSTURİ – Huzursuz Metinler, Kaos Çocuk Parkı Yayınları, s. 115

Metin AYDIN: 1971, Mardin/Kızıltepe’de doğdu. 1990 yılından bu yana, yerel ve ulusal ölçekte gazete ve dergilerde, yazı ve şiirler yayımladı. İlk şiirlerini, “Kırmızı” adıyla fanzin (2002) şeklinde dağıttı. “Perspektif” adıyla, 5 sayı çıkabilmiş, matbu bir kültür-sanat ve fikir dergisi çıkardıktan sonra, dergiciliği internet üzerinden (2006) 5 yıl sürecek, edebiyat-sanat ve fikir ağırlıklı “www.yeniperspektif.com” sitesinin kurucu editörlüğünü yaparak sürdürdü. “Biblo Hayat” isimli ilk kitabı (2010, Deneme, Babil Yayınları) yayımlandı. Altı yıl sonra, “üryan” (2016, şiir, Lethe Yayıncılık) isimli ikinci kitabı çıktı. Bisturi – Huzursuz Metinler (2018, deneme, Kaos Çocuk Parkı Yayınları) üçüncü kitabıdır.