Ana Sayfa Video Byung-Chul Han: Gözetim Toplumu ve Özgürlük Üzerine | Türkçe Altyazılı

Byung-Chul Han: Gözetim Toplumu ve Özgürlük Üzerine | Türkçe Altyazılı

Byung-Chul Han: Gözetim Toplumu ve Özgürlük Üzerine | Türkçe Altyazılı

Son dönemlerde Byung-Chul Han’ın adını sıkça sağda solda duymuşsunuzdur. Tabii duymamış olma ihtimaliniz de var, sonuçta hayat bu, bir sürü derdi var, uğraşısı var, işi var, gücü var, sabah yola çıkması, okulda veya işte başarısız olması, eve dönünce yorgun olması, bir şeyler okuyacak ya da izleyecek gücü kendinde bulamaması var. İşte Byung-Chul Han, toplumun içinde eriyen bu bireylerin, başarılı olmakla koşullanmış ve başarısızlık durumunda toplumu değil de kendini suçlayan insanları ele alan, inceleyen, kendisinden önceki düşünürlerin bu meseleler üzerine neler söylediğini bir araya getiren ve bu bağlamda bir kültür eleştirisi öne süren günümüz düşünürlerinden biridir. Adından da anlaşılacağı üzere Güney Kore asıllı olan düşünürümüz, Kore’de başladığı metalürji eğitimini yarıda bıraktıktan sonra Almanya’ya gelmiş ve felsefe üzerine aldığı eğitimini burada tamamlamış ve şayet yanılmıyorsam kendisine ün kazandıran 2010 tarihli Yorgunluk Toplumu adlı kitabını da Almanca yazmış.

Şu anda da Berlin’de yaşamını sürdürmektedir. Tabii böyle anlattığıma bakmayın, kapsamlı bir Han biyografisi okumuş değilim, ancak geçenlerde “Müdigkeitsgesellschaft: Byung-Chul Han in Seoul/Berlin” adlı 2015 tarihli bir belgesel seyrettim, orada Han kendi ağzından hayatının bir kısmını ve temel görüşlerini parça parça ifade ediyordu. Nedendir bilmem, belgesel epey bir hoşuma gitti ve belgeselden çeşitli parçaları kesip bir kenara koydum. Şayet her şey düşündüğüm giderse ki, genelde gitmez, bunları bir seri olarak 3 veya 4 parça halinde art arda kanalda yayınlayacağım. Yayınlamayı seçtiğim ilk kısımda, Byung-Chul Han’ın fikirlerinin temel direklerinden biri olan güçlü bir toplumsal eleştiriyi görüyoruz. Han, sosyal mecraların özgürlük fikri arkasında bizleri gönüllü olarak kendimizi ifşa etmeye davet ettiğini, diğer bir deyişle, kendimizi gözleyecek bir sisteme (panoptikon) bilerek ve isteyerek kendimiz hakkında her şeyi sunarak gözlenmeyi ve dolayısıyla da kontrol edilmeyi mümkün hale getirdiğimizi ifade ediyor. Peki, ne demek bu? Olağan şart ve hal içerisinde, bizlerin anbean ne yaptığını, nerede olduğunu ve ne düşündüğünü bilen bir sistemin içerisinde olmak, bizler için neredeyse bir hapisteymişiz izlenimi verir. Ancak sosyal mecra içerisinde kendimizi ortaya dökme, fikirlerimizi, hizlerimizi, ilişkilerimizi, yaşantılarımızı adım adım ve hatta hiç çekinmeden sergileme istekliliğimiz, aslında bizlerin kontrol altında tutulan bir kitleye dönüşmesine yol açıyor. Özgür olduğumuz, her şeyi özgürce paylaştığımız hissiyle beraber, ortalama bir kontrol sistemi içerisindeki halimizden daha fazla bilgi saçıyoruz kendimiz hakkında. Foucault’nun ifade ettiği disiplin toplumunun bir adım ötesine geçiyor Han. Bu özgürlük yanılsamasıyla birlikte kendi kendimizi sömüren varlıklara dönüştüğümüzü ifade ediyor. Sözde özgürlüğümüzü sürdürme adına içerisinde psikopolitik şiddet içeren bir sistemi inşa ettiğimizi, bu sistem içerisinde hem mağdur hem de fail olduğumuzu iddia ediyor. Burada söz konusu olan şiddetin esas unsurunu da “aşırılık” oluşturuyor. Aşırı iletişimin kurbanı olan bizler, kendi benliğimizden adım adım uzaklaşmaya başlıyoruz ve yaşamdaki gayemizi doğru bir biçimde konumlandıramaz hale geliyoruz. Byung-Chul Han’ın çevirmeyi planladığım diğer parçalarında, aşırı iletişimin ve başarı odaklı aşırı çalışmanın birey üzerindeki zararlarını daha açık bir biçimde görebileceğimizi umuyorum. Bir nevi girizgah olması adına bu ilk parça ile Han serimize başlıyoruz. Sağlıcakla kalmaya çalışın, ama şansınızı da fazla zorlamayın.

*** Çeviri: Ümid Gurbanov

Blog: http://birnevidipnot.blogspot.com

Patreon: https://patreon.com/umidgurbanov

HİÇ BİR ADIMI KAÇIRMAYIN

EK Dergi Mail Bültenine Katıl