Ana Sayfa Kritik ÇAKMA SANATSEVERLİK

ÇAKMA SANATSEVERLİK

ÇAKMA SANATSEVERLİK

Sanatseverliğin temel olarak sanatı beğenme yanında sanatı koruma fonksiyonun da olduğu oradadır. Gerçekten sanatsever olarak adlandırdıklarımız bilerek veya bilmeyerek sanatı korumanın aksine ona zarar verecek eylemlerde bulunurlarsa onlar sanatsever demeye devam edilmeli mi?

Sanat dünyası; sanatla doğrudan bağlantılı, konum ve etkinlik düzeyleri farklı sanatçı, sanatsever, sanat eleştirmeni, sanat öğreticisi, küratör, galeri sahibi, sanat koleksiyoneri, müze yöneticisi ve sanat tarihçisiler başta olmak üzere çeşitli bileşenlerden oluşur. Her birinin sanata katkısı, etkisi ve fonksiyonları konumları itibariyle farklıdır. Sanatsever; sanatı koruyan, tutan ve beğenen, sanatseverlik de; bu şekilde yaşayan ve düşünen kişi anlamına gelir.

Bu listede bulunan sanat bileşenlerinden sanatseverler hariç diğerleri için her türlü eleştiriyi yapmak doğal ve hatta zorunluluk olarak kabul edilirken, nedense sanatsever ve sanatseverlik üzerine hiçbir şekilde eleştiri yapılamaması dikkat çekmemektedir. Sanatseverlik üzerine eleştiri getirenler çok büyük karşı eleştiri altında kalmaktadır. Adeta sanatseverliğin eleştirilemez, hatasız, saf, masum ve kutsal bir yapıya sahip olduğu konusunda ortak bir kanaat oluşmuştur. Sanatsever ve sanatseverliğin eleştirilmesi halinde sanatın doğrudan çok ciddi zarar göreceği, sanatın tüm sihrinin kaybolacağı ve sanatseverin kayıtsız şartsız her konuda korunması gerektiği atmosferi yaratılmaktadır. Bu eleştiriyi de yapan kişi de adeta sanattan anlamayan ve sanat haini gibi değerlendirilmektedir. Bazı sanatçılar ve galeriler tarafından kimin, neyin ve neden eleştirildiğine bakılmadan sanatseverlik hemen koruma altına alınmaktadır. Sanat dünyasından bir kişinin; sanatseverlik hakkında yüksek sesle bir şeyleri seslendirilmesini bırakınız, en alçak sesle fısıldasa sanki sanat dünyası çökeceği imajı mevcuttur. Sanatseverin her ne şartta korunması gerektiği düşüncesi gerçek değil, sadece işin ticari cephesinde çakma sanattan yararlananlarca yaratılan yanıltıcı bir imajdır.

Eleştirilen sanatı koruyan ve kollayan sanatseverler değil, sanata zarar veren sanatsever olmayan çakma sanatseverlerdir.

“Herkes eleştirilebilir, ama sanatsever kesinlikle eleştirilemez. Onlar kutsaldır! “ Bu düşünceye katılmamaktayım. Sanatseverliğin eleştirilmezliği iddiasında bulunanların; öncelikle eleştirilemeyeceği imajı yaydıkları o sanatseverliğe daha dikkatli bakması, Sanat ve sanatseverlik nedir? Nasıl sanatsever olunur? konuları üzerinde daha detaylı düşünerek, sanatseverliğe gereken önemi vererek konu hakkında yeterli bilgi sahibi olması gerekir.

“Sanatseverlik için hiçbir şey gerekmez, sadece sevmiş olmak yeterlidir.” gibi aldatıcı bir genelleme bulunmaktadır. Dünyada sanatseverlik gibi hiç bu kadar kolay elde edilen, elde edilmesi için de hiçbir donanıma ihtiyaç duyulmayan ve bu unvan nedeniyle de hiçbir sorumluluk gerektirmeyen bir yapı olamaz. Yaşadığımız ülkede her kişi gibi her birimiz o ülkenin bir vatandaşıyız ve ülkeye ve devlete karşı vatandaşlık sorumluluğumuz bulunmaktadır. Oysa bu ülkede “Ben de sanatseverim!” diyorsanız hiçbir sanatsever olmaktan kaynaklanan hiçbir sorumluluğunuz yoktur mu? Sanatı sevip sanatsever olmanız yeterli sayılacak mıdır? Sorumsuz sanatseverlik de kandırmaca ve sorumluluktan kaçmaktan başka bir şey değildir.

Sanat dünyasında her an karşılaştığımızı sanat niteliği tartışma konusu bile olmayacak dekoratif çalışmaları birileri üretiyor, birileri pazarlıyor ve birileri de alıyor. Bu sanatsal niteliği olmayan çalışmaları alanlara da sanatsever dememiz şart mı? “Biri üretiyor, diğeri alıyor, sanat piyasası ayakta kalıyor, sana ne” diyen de çıkabilir. Ortada niteliği tartışmalı çalışmalara karşılık sadece alıma odaklı ve seçme özelliğinden uzak hevesli sanatseverlerin yarattığı tezat ortadadır. Bu tezata karşılık sanat dünyasında yaşanan suskunluğun temelinin sanatın/sanatçının değil hak etmeyenin kötü yolla finansmanı olduğu gizlenmektedir.

Sergi sergi gezerken ortaya konulanın sanat eseri niteliğini inceleme zahmetine girmeden yetersiz sanatseverlik fonksiyonuyla niteliksiz çalışmaları alan ve sadece sürekli alım yaptığı için sanat piyasasında önemli sanat alıcısı olarak yer alan çok sayıda çakma sanatseverler bulunmaktadır. Satın aldığı o önemli sanat eserlerin (!) önünde gururla poz veren bu alıcıların fotoğraflarını sosyal medyada kolayca görmek mümkündür. Ne satın aldıklarını bilseler o çalışmaları satın almayı bir kenara bırakan poz bile vermezlerdi. Bu kişiler ne aldıklarını ve neye para bağladıklarını dahi bilmemektedirler. Bu çakma sanatseverlerin çok ciddi bir göz boyaması altında oldukları ortadadır. Bu kişiler gerçek sanatçı yerine çakmacılara sağladığı para desteğiyle; sanata, sanatçıya, sanat dünyası ve sanat piyasasına yarar yerine çok büyük zarar vermektedir. Satın aldığı çalışmanın niteliğini araştırmak bir tarafa hayranlıkla onları çok önemli ve otorite sanatçı sayarak göğe çıkaranlar bu defa haksız rekabete zemin hazırlamaktadır. Sanat adına emek veren ve alın teri döken yaratıcı kişileri yok sayarak çakmacılara/aşırmacılara prim veren çakma sanatseverler kadar bu çakma sanatseverleri sanatseverlerin önüne çıkaran galerilerin ve fuarların suçu çok büyüktür. Bu çakma sanatseverlere yönelik “Aldanmasaydılar!” veya “Alan razı, satan razı!” diyen de çıkabilir. Böyle düşünen kişilerle sanat konuşmanın anlamı yoktur.

Çakma sanatseverlere sanat eseri adıyla çakılanlar için örnekleri aşağıdaki sayfada bulmak mümkündür. Bunların tamamına yakını çakma sanatseverlerce satın alınmıştır.

https://www.facebook.com/benzer.isler Bazı galerilere ve fuarlara gitmeden sosyal medyadan çakma sanatseverleri ve çakma sanat eserlerini(!) hemen görebiliyorsanız, estetik görsel hafızaya sahipsiniz. İşin sırrı burada yatıyor.

Ortada bir ressam, bir de resim varsa buna bakan izleyen ve değerlendiren olacaktır. İzleyen resimle ilgili yeterli temel kültüre sahip değilse, daha çok görünürde resmin ön planında yer alan biçimsel ve renksel düzenlemelere bağlı olarak sadece güzel ya da çirkin gibi beğeniyle fikrini açıklayacaktır. Bir resmi sadece beğeniyle tanımlamak yetersizdir. Güzel yada çirkin sözcüğü boyanın ve lekelerin yüzeyde oluşturduğu sanatsal zenginliği asla ifade etmez. Tüm izleyiciler açısından da bir resmi tamamen anlamak ve yorumlamak da mümkün değildir. Her resmin, farklı, açık ve gizli yönleri vardır. Sanatseverlik; tam bu noktada bir görsel sanat çalışmasına konu, biçim, öz ve içerik olarak ayrı ayrı ve birlikte bakabilmekle başlar.

Resim; karşısındaki izleyene az da olsa yerinde bir şey ifade etmiyorsa, her şeyden önce izleyicinin resimsel duyarlılığını geliştirmesi gerekir. Bu sadece bir eğitim problemi değildir. Buraya kadar sorun yok! Esas sorun sanatı, resim sanatını, resmi anlamaya çalışmadan sadece beğeniyle yapılan alımların yarattığı olumsuzluğa işaret etmekteyim.

Bir sanatsever olarak resmi görmek ve okumak, okuma yazma öğrenmek gibi göz hafızasına dayalı bir eğitim ister. Resimsel alfabe ve sözcükler çok okuyarak ya da başkalarından dinleyerek bir derecede öğrenilebilir. Aşama aşama resimleri görüp anlayabilmek için kişisel bilgi, deneyim ve görsel hafızayı geliştirmek gerekir. Aksi takdirde güzel ve çirkin kavramlarının dışına çıkamayan kısır döngü içindeki çakma sanatsever sözcüğüyle yetinmek zorunda kalırsınız.

Bir sonraki aşamada çakma sanatseverler kendini yetersizliğinin farkına bile varmadan hızla koleksiyonerliğe doğru yaptıkları geçişle; yaptığı niteliksiz satın almalarıyla hak etmeyenlere önemli sponsorluk sağladığı gözlenebilmektedir. Bu toplayıcı kişilerin sanatsal nitelik endişesi olmadığı için ellerindeki sayısı yüksek eserlerle ( 2.000-3.000) önemli sanatsever olarak ortada gezinmektedir. Sanatsal endişeleri olmadığı için sanat zararlarının farkında bile olamazlar.

Ekonomik ve siyasi geçiş döneminde ortaya çıkan geniş maddi imkânlara sahip olan yeni zenginler; etraflarında oluşan övgü ve gurur basıncı etkisiyle çakma galerici, müzayedeci, küratör, sanat adamı vs… gibi kişilerin etki ve yönlendirmeleri ile sanat niteliği yetersiz kişilerin çalışmalarını alırlar.

Koleksiyon yapma amaç ve hedeflerini belirlemeyen çakma sanatseverler bilardo topu gibi oradan oraya savrulmaktan başka bir şey yapmaz. İşin daha kötüsü bu kişilerin çakma sanatsever olduklarının farkında değildir. Daha da kötüsü bu çakma sanatseverliklerinin farkında olmaması, olmaması için yapılan tüm uyarıları dikkate almamasıdır.

Duvarına sanat eseri diye astıklarını söyle, ben de sana ne tür sanatsever olduğunu söyleyeyim!

HİÇ BİR ADIMI KAÇIRMAYIN

EK Dergi Mail Bültenine Katıl