9 Eylül 1984 devrimci sanatçı Yılmaz Güney’in yaşamını yitirdiği tarih;her 9 Eylül Yılmaz Güney’e dair yeterince düşünülmemiş sağ ve sol liberal ithamların egzersiz günleri. Sosyal medyada peşi sıra atılan mesaj ya da postlarda Yılmaz Güney’e “maço”, “katil” “maganda” denildiğine tanık oluyoruz.. Otuz yılı bulan eylülist furyanın ekinleri toplumsal alanda hayat bulması devrimci solun dağınık ve...
Son Yazılar:
Korku komedisi “The Menu” gurmece züppeliği irdeliyor
DÜNÜ, BUGÜNÜ, YARINIYLA AİLE
An Olarak Sahne, Hafıza Olarak Sinema: İki Aracın Ayrışan Estetiği
Masalların ve rüyaların yönetmeni: Leos Carax
Resim sanatının sokak çocuğu Rulez Duande Galeri’de
VEYSEL BATMAZ YOUTUBE KANALINDA ARİF DİRLİK’İ ANLATIYOR…
Kum Saatleri (Öykü)
ŞİİRDEN TABLOYA YANSIYAN “SİS”Lİ BİR BAKIŞ
İsla-Rokoko: Bir Çöküş Estetiği
Paul Tillich: Kategorilerin Ötesinde Bir Adam
Sineklerin Tanrısı: Güç Mücadelesinin ve Medeniyetin Kırılganlığının Alegorisi
Peki Amerika’daki Madun Konuşabilir mi? Kurtlarla Dans Filmi Üzerine Notlar
DÜNYA İŞÇİLERİNİN GENERALİ FRİEDRİCH ENGELS
Hepimiz o yırtıktan düşüverdik Yeraltı’na!
Abbas Kairostami: İslam Cumhuriyeti’nin Caudine Çatalları Altında Bir Kaleydoskop
Bir Parasız Yatılının Kuşatması
ARTANKARA 2024 ULUSLARASI ÇAĞDAŞ SANAT FUARI: BİR ELEŞTİRİ
Dil ve Kültürün Ayrılmazlığı: Speak No Evil
Bir “Yabancı”nın Sosyal İntiharı
Kategori: Kritik
Ölüm, Hastalık ve Metaforlar Üzerine
Hikâyeleri tamamlamanın sonsuz yolu vardır. Elbette yaşamak, doğumla ölüm arasında sıkışan vakti öldürmek olarak görülmediği gibi, gayesi hikâye yazmak olan yazar için de bu gaye “tamamlamak” biçiminde adlandırılamaz. İster doğum ve ölüm yaşamın, ister yaşam doğum ve ölümün bir eklentisi-getirisi biçiminde ele alınsın hemen hemen tüm hikâyeler yalnız bir doğumla başlar ve yalnız bir ölümle...
Kamusalın Çöküşünün Bağrında: “Baba”ların Demokrasisi
1 Machiavelli’nin büyüklüğünü, Gramsci ve Althusser’in sürekli ve sürekli ona referans vermesini sağlayan şeyi, hatırlatarak başlayalım. Machiavelli bize şunu söyler: Siyaset, etik ya da bir başka alanın müdahale içeriğinden bağımsız bir formdur. Siyasetin bu anti-etik formu sıklıkla yanlış anlaşılmış ve bu devrimci hakikatin, “Makyavelist” tabirinin göndermede bulunduğu, kinik post-ideolojik öznenin araçsal aklını meşrulaştırdığı varsayılmıştır. Burada...
Şahsiyet aslında kimdi?
Türkiye’nin modernleşme sürecinde, ne Hristiyan Batı ile din/inanç uyuşmazlığı, ne de yaşantı farklılığıdır ayağımıza değen ilk taş. Açmazın temelinde, kadın meselesi olduğunu düşünürüm. Modernleşme, yontusuz tarifiyle tebayı birey kılmaktır. Birey olma hadisesi, yalnız erkek için değildir öte yandan; kadın da payını alır bu yeni dünya ganimetinden. Hal böyle olunca, erkeğin kadın üzerindeki mülkiyet hakkı da...
SAMİR AMİN’DEN BİZE NE KALDI?
Türkiye’de “eşitsiz gelişim”, “Avrupamerkezcilik eleştirisi” gibi kavramlarıyla büyük ilgi görmüş olan Samir Amin (1931-2018) yaşamını yitirdi. Aslen Mısırlı olan Samir Amin, Bağımlılık Okulu olarak bilinen, “bağımlı ülkelerin büyüme kapasitesinin bağımsız olamayacağı”nı savunan ekolün neo-Marksist düşünürlerinden biriydi. Türkiye solunun farklı kesimlerince izlenen Samir Amin, “emperyalizm”, “sömürgecilik”, “siyasal İslamcılık”, “Avrupamerkezcilik”, “eşitsiz gelişim” alanlarından dikkate değer tartışmalarda yer...
MARTIN BERNAL: Kara Athena’yı Düşünmek…
Martin Bernal, üç ciltlik eseri “Black Athena” ile Batı medeniyetinin Afrika ve Semitik soyunun, dönemin ırkçı anlayışına saplanmış 18. ve 19. yüzyıl tarihçileri tarafından Antik Yunan’ın kayıtlarından temizlendiğini savunarak akademik bir tartışmayı ateşledi. 1957 yılında King’s College, Cambridge’den mezun olan Bernal, 1960’da Pekin Üniversitesi’nden Çin dili diploması aldı ve 1963’te Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley’de ve 1964’te...
220. Doğum Yıldönümünde Fransa’nın Tarihçisi: JULES MICHELET
“İngiltere bir imparatorluktur, Almanya bir millet, bir ırk; Fransa bir kişidir.”1 1851’de College de France’daki hocalık görevinden ikinci ve son kez uzaklaştırılmadan önce Jules Michelet genç bir öğrencisine şöyle demişti: Bizim bugünkü çabamız kristal bir şişenin içine kapatılmış bir insanın yaptığına benziyor. Kişi kendi sesinin gayet güçlü duyulduğunu zannediyor çünkü sesi iç duvarlara çarpıyor ve...
SINIF SAVAŞI, TEORİ VE TARİH BİLİMİ
Popüler olanın ve onu izleyen yüzeyselliğin etkinlik kazandığı koşullarda elbette ki teorik olana verilen önem azalır. Ancak entelektüel dünyada çoğu zaman günceli ve yüzeyseli aşan, teorik tartışmalara olanak veren çalışmaların bir adım öne çıktığı görülmektedir. Matt Perry’nin Marksizm ve Tarih (İletişim Yayınları , 2010) adlı çalışması bunlardan birisi. Perry çalışmasında #Marx’ın ve Marksistlerin tarih görüşünü açıklarken aynı...
Ahlat Ağacı: Herzenciliğe Giriş!
‘‘Olay, suçlu olanların açığa çıkarılamaması nedeniyle Allah’a, dosya ise halledilmiş sayılarak arşive havale edildi. Tutanak’’i (Herzen’in Suçlu Kim romanının girişi) Nuri Bilge Ceylan’ın son filmi Ahlat Ağacı’nı ele alacağım bu yazıda ilk iş olarak başlığı açıklamak durumundayım. Neden ‘‘Herzencilik’’ dedim? Hayli kişisel bir mesele… Daha doğrusu öznel bir çıkarsama… Kış Uykusu’nu izledikten sonra hislerim arafta...
AKIL, AKILCILIK, KAPİTALİZM VE ÖTESİ
Türkiye’de ve Dünya’da liberal-faşist felaket kör gözleri bile uyaracak şekilde bütün hışmıyla ve geri dönüşü olmamacasına düşünce ve siyasi hayatın gündemine çöreklenince muhalif cephede en keskin görünen kılıçlar çekilmeye başlandı. İkinci Dünya Savaşının sonundan beri dillerden düşmeyen “koruyucu Devlet-Ana” ve/veya “barış içinde geçiş”, “zıtların birliği” türküleri yerini, uzlaşmaz çelişkilerin “ya hep-ya hiç” ile tempo tutulan...