“Sigara içerken yine uyumuşsun Hilda, böyle olmayacak. Ne desem kalbin kırılacak şimdi. İzmarit bu sefer telefon rehberini ucundan tutuşturmuş. Yanan telefon rehberinin başına çöküp beni arayacağını biliyorum. Çünkü ben söylemiştim, hep bir telefon araması kadar uzağında olacağımı.” Hilda uzun uzun çaldırdı numarayı. Kimsenin cevap vermediğini dehşetle fark etti. Hilda sessiz bir kızdı. Babaannesi Hilda’ya konuşmayı,...
Son Yazılar:
György Lukács’ta Devrimci Öznelliğin Marksizmi
Korku komedisi “The Menu” gurmece züppeliği irdeliyor
DÜNÜ, BUGÜNÜ, YARINIYLA AİLE
An Olarak Sahne, Hafıza Olarak Sinema: İki Aracın Ayrışan Estetiği
Masalların ve rüyaların yönetmeni: Leos Carax
Resim sanatının sokak çocuğu Rulez Duande Galeri’de
VEYSEL BATMAZ YOUTUBE KANALINDA ARİF DİRLİK’İ ANLATIYOR…
Kum Saatleri (Öykü)
ŞİİRDEN TABLOYA YANSIYAN “SİS”Lİ BİR BAKIŞ
İsla-Rokoko: Bir Çöküş Estetiği
Paul Tillich: Kategorilerin Ötesinde Bir Adam
Sineklerin Tanrısı: Güç Mücadelesinin ve Medeniyetin Kırılganlığının Alegorisi
Peki Amerika’daki Madun Konuşabilir mi? Kurtlarla Dans Filmi Üzerine Notlar
DÜNYA İŞÇİLERİNİN GENERALİ FRİEDRİCH ENGELS
Hepimiz o yırtıktan düşüverdik Yeraltı’na!
Abbas Kairostami: İslam Cumhuriyeti’nin Caudine Çatalları Altında Bir Kaleydoskop
Bir Parasız Yatılının Kuşatması
ARTANKARA 2024 ULUSLARASI ÇAĞDAŞ SANAT FUARI: BİR ELEŞTİRİ
Dil ve Kültürün Ayrılmazlığı: Speak No Evil
Kategori: Litera
Sineklerin Tanrısı: Güç Mücadelesinin ve Medeniyetin Kırılganlığının Alegorisi
Yüzyıllardır birbirimize anlattığımız kötücül büyük hikâyenin kahramanlarını ve anti-kahramanlarını William Golding 1954 yılında yazdığı romanla[1], küçük bir adada bir araya getirdi. Golding adayı güç mücadelesinin vahşi arenasına çevirdi. Issız bir adaya düşen gençlerin arasında oluşan klancı bölünme, atalardan kalan bir sosyal modeli yeniden üretiyor. Bu gençler klanının bir kaşık suda boğmaya çalıştığı biri var ki,...
Zaman Toprağı (Şiir)
Saat 03:00, saniye çubuğu (göstergesi?, kolu?) 1’in üzerinde. Akrep ve yelkovan her zamanki gibi. Zaman içinde zaman sunacak. Portakalı soydum, baş ucuma koydum (girişi böyleydi, mantık aramadan). Önün, arkan, sağın, solun; sobe. Saklanmayan ebe. Gel ve ne yapmam gerekiyor söyle. Mantıklı bulmuş olarak. İki tam tur yaptı akrep, yelkovan ise yirmi dördüncü turunu tamamlamak üzere....
Kırmızı-beyaz Hâle (Öykü)
İçindeki onca keder yüküyle iskeleye tam yanaşırken fena halde yalpalayan bir vapuru andırıyordu. Dalganın çukuruna biriken, kiri, çöpü, bekleyişi ve zamanın yağımsı köpüğünü seyretti. Eve giden kilometrelerce yolu ışık hızıyla katettiğini fark etti. Balkonun korkuluklarına dayandı sonra. Her zamanki seyrindeydi sokak. “İçin için yanan yerden ayrılıp, kuytularına sığındığım yere geldim; benim için ne hazırladığını bilmeden...
Kim Bilir Neler Yaşanıyor Şu Işığın Ardında Dediğiniz Pencerelerden Biri Çamlıca’da (Şiir)
Kim Bilir Neler Yaşanıyor Şu Işığın Ardında Dediğiniz Pencerelerden Biri Çamlıca’da “Sanki Ayrı şehirlerde oturuyoruz, Şuradan şurası.” Diyordu, “Ne zaman Geleceksin?” Eve gitmeden önce; Sürekli uğradığı, Ev yemekleri yapan Bir lokantaya girdik. Biraz yoğurtlu patlıcan ezmesi, Biraz atom, Biraz börülce salatası, Biraz kabak tatlısı aldık; Kışın ortasıydı. Kabak tatlısını Hiç sevmem;...
HAYATI BİR YERE KOYMAK İÇİN DEĞİL (ŞİİR)
unut seni bunun için bir b planı yapalım ani manevraların masuraya sarılması olabilir aynı akşamların aynı meyhane masasına sıkışması seni almadıysa beni alabilir zamanla şimdiye dek kaç yol geçtin kaç ağaç saydın giderken anlatma saçma bir sebep olur sormam orada olurum neresiyse çılgınım çünkü seni unut unut seni çünkü seni büyük bir yere koyuyorum oradan...
ANASON (ŞİİR)
Gök gürültülü sağanak rakılı bir geceye hazırlanırken haziran akşamında kara delik açacak gibi kaçıp gidecek gibi ya da doğacak gibi Asfaltların sıyrıldığı şenlikli bir yağmur şöleni köpükledi, köpükledi ve içine aldı ağaçları sanki taşları sanki çıplak bedenleri sanki Bahçeler saklı arka sokaklarda yeraltı şehirlerinde, sözde ya da sanat müziğinde yaseminler...
SEVGİYE KURŞUN (ŞİİR)
rast gelmesin anneler yuvası yolunda boynu inci bir kuğu, rengini rüyalarından almış bakışları kasvet dolu ..çocuklar kalbine, rast gelmesin ilkel aynalardan artakalmış bu sürek avı yıllar yılı her yanı kurşun yarası yurdum. rastgelmesin yoksullar mahallesi çocukları yüzüne namlusundan fırlayıp hedefini arayan mermi, rast gelmesin anneler büyükşehir saat kulelerinden...
KIRMIZI GÖMLEK (ŞİİR)
her rüya gördüğünü gizliyor bir başkasının limon ve sirkelerini en beklenmedik kişiler kaybeder gölgesini ağını atıyorsa deri değiştirenler bir mum da sen yak, ince kâğıda basılmış ateşe dayanamaz, yanar böylesi kör gözüm parmağına alışmış kopar beni, dersi tekrar et dikenli teller atlayarak bulayım seni ben kapalı alemlerde büyümüş bir çocuğum tek kale maçına döndürme...
N A B I Z (ŞİİR)
Sıcak, kalın bulamacında batnın Bula bula kimi buldu yakamoz Kaskatı kalktıysa horoz Bir hücum tetiklenmiştir birden Sevgiyle, nefretle baygınken zevce Boşluğa doğru tek el, evet tek el sadece Bu nabzı bir saat daha uzatmak – İlk vuruşu damarın doksan sekiz yıl önce – Namustur, onurdur bizce Diyor uykusuz bir kamar Çırpınan gövdeye hızla inerken ...