Hiçbir şey hiçbir zaman hiçbir yere Gitmedi, gitmez, gitmeyecek Ve bilinmeyecek ıslak dudakların arası Kaç santim. Yok olacak bütün yıldızlar, Yalnızca yenilerini doğurmak için Ve doğduklarında onlar bir ışık huzmesinden Gayya geri dönecek, milyon yıl sonra Ve her şey daimi devinir, Hiçbir şey hiçbir zaman hiçbir yere Gitmedi, gitmez, gitmeyecek. Azalacak gündüz...
Son Yazılar:
György Lukács’ta Devrimci Öznelliğin Marksizmi
Korku komedisi “The Menu” gurmece züppeliği irdeliyor
DÜNÜ, BUGÜNÜ, YARINIYLA AİLE
An Olarak Sahne, Hafıza Olarak Sinema: İki Aracın Ayrışan Estetiği
Masalların ve rüyaların yönetmeni: Leos Carax
Resim sanatının sokak çocuğu Rulez Duande Galeri’de
VEYSEL BATMAZ YOUTUBE KANALINDA ARİF DİRLİK’İ ANLATIYOR…
Kum Saatleri (Öykü)
ŞİİRDEN TABLOYA YANSIYAN “SİS”Lİ BİR BAKIŞ
İsla-Rokoko: Bir Çöküş Estetiği
Paul Tillich: Kategorilerin Ötesinde Bir Adam
Sineklerin Tanrısı: Güç Mücadelesinin ve Medeniyetin Kırılganlığının Alegorisi
Peki Amerika’daki Madun Konuşabilir mi? Kurtlarla Dans Filmi Üzerine Notlar
DÜNYA İŞÇİLERİNİN GENERALİ FRİEDRİCH ENGELS
Hepimiz o yırtıktan düşüverdik Yeraltı’na!
Abbas Kairostami: İslam Cumhuriyeti’nin Caudine Çatalları Altında Bir Kaleydoskop
Bir Parasız Yatılının Kuşatması
ARTANKARA 2024 ULUSLARASI ÇAĞDAŞ SANAT FUARI: BİR ELEŞTİRİ
Dil ve Kültürün Ayrılmazlığı: Speak No Evil
Kategori: Litera
DUT AĞACI (ŞİİR)
Geniş Bir pencereden görünür Enkaz yığınlarının içinden Bir gelin gibi süzülür bakışları Dağılır yapraklarının Arasına Yalnızlığa kafa tutarken dallarından akar Paslı dünyanın kiri Nice anılar biriktirilir gövdesinde Elleri yüzleri boyanırken çocuklar Tahta eski bir sandalye kalır Geriye Gölgesine sığınan Yoldan geçenlerin silüetleri belirirken Hiçe sayılmanın gürültüsü Uyanır kabusuna Yerde Piremus’un kanı Tispe’nin gözyaşları Aşkın temsili...
“SIRASI GELEN DÜNYAYI YESİN” ÜZERİNDEN OSMAN ERKAN ŞİİRİ
Okuduktan sonra beğendiğim, üzerine dikkat çekmek istediğim, konuşulmasını umduğum eserler hakkında “elimden gelen budur” diliyle bir şeyler yazmaya çalışıyorum. Okuma yaşı aldıkça da insanın -en azından benim- beğeni çıtası yükseliyor. Önceki yıllarda kitap içinden bir dize bile beğenmiş olsam hemen bütünlük hakkında yazmaya koyulurdum. Tanıtımın hafif ötesine geçen bu fiil de beni hayli yorardı....
Bir Konser Kaydı: Cenk Taner (Karga)
Zamanın donduğu bir uzamdayım. Oysa ne kadar zordur, böyle bir sözcüğü kurmak. Ve ne kadar tuhaf ve metafizik bir algı-anı başka uzaylarda. Ama burası Kadıköy, hala ilk gençliğimizdeyiz, kulağımın hemen kenarında nereden çıktığı belirsiz bir sivilce.(üstelik hiç tanışmasak daha iyi olurdu) Kusura bakma yaram çok diyor, Cenk Taner ve ben donmuş bir zamanın keyfini Karga’da...
Tutuşturulan Küçük Bir Yığın İçinde Bulamazsınız Bazı Mektupları Haliç Çimlerinde (Şiir)
Ben şehirden Tamamen ayrılmadan Birkaç gün önce Görmüştük birbirimizi, Tam rast gelmeyecekken… Şimdi iki yıl sonra Birdenbire Çıkıyordum karşısına. “Düşündüğüm şeyi Söyleyeceksin değil mi, Söyleme!” Heyecanlıydı. “Seni nasıl düşündüğümü Anlatacağım.” “Seni dinlerim Ama ben ne söylerim Bilmiyorum.” Sesler daha kulağına varmadan, Gözleriyle dudaklarımın Hareketlerini tamamlayarak Okuyordu uzun konuşmamı. “Bir cevap vermeni...
Benbirbaş (Şiir)
Portakal rengi denizde, Sertleşen yosunlar, karışıyor Sonsuz bireşimle güç besinlerine Ölümsüz kırk kuşun Sorgusuz yeşeren, öylesine Kentleri burgulanır, Sırf biri istedi diye. Tırtıllar yağ bıraktı, Yolundu, değişti, aşındı Yüce bir yaprak bir çınara sığınır Hortumda sürüklenen çekirgeyi Seçebiliyor musun? Görüyorsunuz, “En zengin ırmaklar çoraklaştı” Kurtlar bir inip bir şişen göğüsleriyle: Yu-yu-yu! Gör bu kurtuluşta pişen...
HORAIRE (ŞİİR)
toparlan yola çıkıyoruz servis öncesi kontrollerini mekanik aksamın bakımını yap gerekli önlemleri al sukulent fazla su istemez gönlünü kaptırma çalıştır ve yol boyu hareket emirlerinden tarifelerden dışarı çıkma şair kılıklı adamlardan uzak dur işaretçinin ve personelin verdiği sinyallere uy sukulent radyasyonu azaltır rahat ol hareketleri kontrol et diğer çalışanları denetle çok su verirsen çürür çok...
KAFSİNYA’DAN BANDO MIZIKA (ŞİİR)
71’İ BÖL İKİ’YE, 3500’LE TOPLA BAYAT TOPLA ÇEYREK SAAT OYNAMAM DEMİŞ YA KAYPAK HECİN YAKIVER MEKTUPLARINI ISITSIN ÇÖLÜNÜ O DÖNEK CİN’İN JEDDAH MÜHÜRLÜ AÇIK ADÜLTER İKİYÜZLÜ AHİZEYİ DEMİŞ YÜZÜNE KAPATSIN RAKIMI DAMASCUS’DA ÖLÇSÜN HALEFİM ADLER Resim: Asger Jorn _____ NOT ELEŞTİREL KÜLTÜR (EK Dergi) sitesinin edebiyat editörü Erkan Karakiraz’ın seçtiği eserler, sitenin edebiyat bölümü Litera’da...
RİZOM (ŞİİRLER)
Havaya uçuran bir düşünce besledin akla yakın şeyler büyüdü ağzı süt kokan günahkârlar betonlardan fışkıran otlar yürüdü güçlü dediğin acı yelkovanı kıramadı şimdi bu kayıklar trajik su değmemiş bir balıkla evcilleşmeyen gök arasında nefes almak zorunda üslubun işkencesinde körpe kelam yankısına aşkla düşkün itiraf edelim itaat bir evrim hatası beni o köke geri götüremezsin de...
DENEME ÇEKİMİ, XIV (ŞİİR)
İç avludan falan bahsediyor, uğultulardan göğüslerden kafeslerden virgülsüz listelerden Vapurlara kıl payı yetişmişken jeton bulurum hevesiyle ceplerini karıştırma telaşlarını hatırlayıp durduğundan Gölgeli, sağır bir avluymuş, göğsündeki uğultuyu Kanın pompalanışını duyabildiğinden gözleri doluyor, ter birikiyor şakaklarına Kırk sekiz yaşındaymış, itiraf ediyor, sevmiyormuş beni, pfff sevmesin zaten Ilıklık, gümbürtü, günbatımıymış hissettiği seyrek sakalında, hoşuma gidiyor...