Ana Sayfa Litera

Kategori: Litera

Yazı
BİR TÜRK ROMANI NİÇİN YOKTUR?

BİR TÜRK ROMANI NİÇİN YOKTUR?

  Tanpınar, “Bir Türk romanı niçin yoktur?” diye sorduğunda yirminci yüzyılın başlarındaydık. Henüz 29 yaşındaydı ve kendisinin de ifade ettiği gibi, bu suali ilk soran değildi. Doğurgan konulardandır bu… Magazine yakınlığı, gıybete müsaitliği, iştahını kabartır vasatların ve dahi çaylakların. Eskimez de üstelik, her daim günceldir; sağına soluna bir iki sözcük eklenir ve “Türk edebiyatında klasik...

Yazı
ARKADAŞ(IMIZ) Z. ÖZGER

ARKADAŞ(IMIZ) Z. ÖZGER

“Kalbim! elimden tut elimden tut sensiz bir şey yapamam.”[1] ‘Aşkla Sana’, ‘Gezgin’, ‘Ferhat’, ‘Sevdadır’, ‘Adak’, ‘Beyaz Ölüm Kuşları’, ‘Bir Gün Sevişmeyi Bana’, ‘Eski Bir Gün İçin Şiirler’, ‘Günler Perişan’, ‘Her Şey Tekrardır Biraz’, ‘Hüzün Mevsimi’, ‘Merhaba Canım’, ‘Orman’, ‘Pencere’, ‘Sakalsız Bir Oğlanın Tragedyası’, ‘Sığıntı Kuşu’, ‘Yeryüzü Ağacı’, ‘Kan Reçetesi’ndeki dizelerinden anımsayacaksınız Onu… “alnını/ dağ ateşiyle...

Yazı
Çekilmiş İki Hançer Arasında

Çekilmiş İki Hançer Arasında

Öncesi sonrası yok bir akşam bıraktın bana sonsuzluk böyle bir şey olmalı, bir başına çekilmiş iki hançerin arasında, ama korkusuz büyüyen bir yürek, son kez kendine saldıran. Kimsenin bilmediği bir akşam küle dönüşüyor dokunduğum her kitap gözümün önünde bir bir gidiyor son kırlangıçlar kanatlarında uzaklığın rüzgârı insan avından dönenler var zaten kan var herkesin elinde...

Yazı
WERTHER’İN UZLAŞMAYAN DİRENCİ, YAŞLANMAYAN ACILARI

WERTHER’İN UZLAŞMAYAN DİRENCİ, YAŞLANMAYAN ACILARI

Genç Werther’in Acıları başlığı bize ne anlatıyor? Birincisi, Werther’in genç olduğunu; ikincisi, Werther’in acı çektiğini; üçüncüsü de Werther’in bir değil birçok acısı olduğunu. Bir gencin acıları ne demektir? Orta yaşını geçmiş birine, tanıdık bir delikanlının acıları olduğunu söylediğimizde şu iki yanıttan biriyle karşılaşmamız muhtemeldir: 1. “Gençlikte acı mı olurmuş?” 2. “Gençlikte olur öyle şeyler, hangimiz...

Yazı
Nâzım Hikmet’in hiçbir yerde yayımlanmayan beş şiiri bulundu

Nâzım Hikmet’in hiçbir yerde yayımlanmayan beş şiiri bulundu

Yapı Kredi Yayınları’nın iki aylık edebiyat dergisi kitap-lık’ın Temmuz – Ağustos sayısında Nâzım Hikmet’in şu ana kadar hiçbir yerde yayımlanmayan beş şiiri yer alıyor. Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlanan kitap-lık dergisinin 210. Sayısının (Temmuz – Ağustos) dosya konusu Nâzım Hikmet’in bilinmeyen şiirleri… Yapı Kredi Yayınları editörlerinin TÜSTAV Komintern Arşivi’ndeki çalışmaları sırasında bulunan Hikmet’in “İstanbul’da 1...

Yazı
İKİRCİKLİ BİR İZMİR ÜTOPYASI: DELİBO – I

İKİRCİKLİ BİR İZMİR ÜTOPYASI: DELİBO – I

Delibo aceleci bir roman. Telaşlı bir koşturmaca içerisinde, kayıp kahramanı Delibo’yla beraber kendi kendisini de arayan. Anlatının mekânında bir yere çıkmayacağı belli olan ara sokaklara girip girip geri dönen, bazen durup soluklanan, kimi zaman yatağını bulup aksa da sonra yine yolundan sapan. Biraz kederli, biraz öfkeli, biraz da gamsız bir “sarhoş metin”. Romantik birisi olsam...

Yazı
Korku-yorum

Korku-yorum

Korkumuzu gizlemeden, üstüne üstlük bu korkuda tek başına kalmadan yaşadığımız anlarımız var artık. Burada yalnızlığı ve tek başınalığı birbirinden ayrı tutmam, yalnızlığın baki olduğuna inanan ruha övgülerimdir. Tek başınalık, Poe’nun Kalabalıkların Adamı öyküsündeki kalabalıkları duvarın içinden geçercesine yararak tek başınalığını sürdüren, “kalabalıklardan uzak kalmayı başaramayan” tipin kendisidir. Eski Yunancada phóbos sözcüğünden gelen “korku”, Moğol dilinde “sığınmak, saklanmak” anlamındaki korguda ve “kuşatmak, kapamak,...

Yazı
MATRUŞKA HAYAT

MATRUŞKA HAYAT

I. Hayatın İçinden Çıkan Cennetin İçinden Çıkan Cehennemin İçinden Çıkan Hiçlik Cehennem: şu hayatı zerre umursadığım / Cennetse senin gözlerindir sevgili. Sen kimsin peki? Sık değişen bir hiçlik mi?   II. Onlarcasının İçinden Çıkan Birin İçinden Çıkan Yarımın İçinden Çıkan Hiçlik Bir nehir: Seyhan ya da Porsuk Bir kadın: esmer ya da sarışın Bir hayat:...

Yazı
Sus Ağaçları (Şiir)

Sus Ağaçları (Şiir)

başaklarla kuşlar akıyor hayatın kasıklarından çiviler ve yılanlar akıyor bunlarla geçiyor gecenin kirli öpüşmeleri bunlarla delik deşik olmuş izlek ve sabah atlarla koştuk seherine gam kasavetin kıvırcık saçlarını okşadık bir yarın’ın bir güneş aradık da savaştık, ellerinde kâbusun. kâbusun dehşetiyle bileyledik kılıcı taşı tuttuk bundan, bunaldık da usandık sustuk ama ne uzun, sustuk sancı, perişan...