OKU-YORUM Künyesinde çevirmen, editör ve eğitimciliğin yanı sıra deneme ve araştırma yazarlığı da bulunur Tozan Alkan’ın. Yabancı dillerden kazandırdığı kitaplar ve derlediği antolojiler de vardır. Dergilerdeki yazıları, özellikle çeviri alanında değişik kuruluşlara kurucu ve üye olarak verdiği katkılar, çeviri ve çevirmenlik temelli yürütülen tartışmalar içinde yer alışı tek bir bağlamda olmuştur: Şiir. Tüm yukarıda saydığım...
Son Yazılar:
György Lukács’ta Devrimci Öznelliğin Marksizmi
Korku komedisi “The Menu” gurmece züppeliği irdeliyor
DÜNÜ, BUGÜNÜ, YARINIYLA AİLE
An Olarak Sahne, Hafıza Olarak Sinema: İki Aracın Ayrışan Estetiği
Masalların ve rüyaların yönetmeni: Leos Carax
Resim sanatının sokak çocuğu Rulez Duande Galeri’de
VEYSEL BATMAZ YOUTUBE KANALINDA ARİF DİRLİK’İ ANLATIYOR…
Kum Saatleri (Öykü)
ŞİİRDEN TABLOYA YANSIYAN “SİS”Lİ BİR BAKIŞ
İsla-Rokoko: Bir Çöküş Estetiği
Paul Tillich: Kategorilerin Ötesinde Bir Adam
Sineklerin Tanrısı: Güç Mücadelesinin ve Medeniyetin Kırılganlığının Alegorisi
Peki Amerika’daki Madun Konuşabilir mi? Kurtlarla Dans Filmi Üzerine Notlar
DÜNYA İŞÇİLERİNİN GENERALİ FRİEDRİCH ENGELS
Hepimiz o yırtıktan düşüverdik Yeraltı’na!
Abbas Kairostami: İslam Cumhuriyeti’nin Caudine Çatalları Altında Bir Kaleydoskop
Bir Parasız Yatılının Kuşatması
ARTANKARA 2024 ULUSLARASI ÇAĞDAŞ SANAT FUARI: BİR ELEŞTİRİ
Dil ve Kültürün Ayrılmazlığı: Speak No Evil
Kategori: Litera
SARI SICAK: VİYANA (Öykü)
Neden beni görmezden geliyorsun? Neydi beni kağıtlara yazmama sebebin? Sözcüklerinde misafir etmeyişin. Handiyse adımı söylemek güç geliyor diyeceğim. Ama değil. Güç olan nasıl veda edeceğini bilememektir. Çünkü veda tanımlamaya ihtiyaç duyar. “Ben seni tanımlayamadım Viyana!” *** Küçük kız eldivenlerine sarınarak topladığı bahşişleri elleriyle hissedemeden cebine doldurdu. Ellerinin saatlerdir hissettiği sadece deli bir soğuktu. Bir an...
8 Mart’ta Annemi Anmak
ulasbasar@gmail.com Onu yıldızlara uğurladığımızdan beri, her 8 Mart’ta annemi anımsarım. Aslında hep anımsıyorum. Hem bilgisayarımda masaüstümde hem de çalışma masamın baş köşesinde aynı fotoğraf, yetmişlerin sonu ile seksenlerin başından bir fotoğrafımız var siyah beyaz; tam da renkli fotoğrafçılığın yaygınlaşmasının öncesi… Herkes bir parça anımsar annesini 8 Mart’ta (elbette, anne kızgınlığıyla söyleyelim bunu, başkalarından yer kalıyorsa!);...
STEFAN ZWEIG JOSEPH ROTH’U ANLATIYOR
Zweig’ın anı konuşması, 23 Haziran1939, Conway Hall, Londra Çeviri: Ahmet Arpad “Son yıllarda sık sık yaşadıklarımız bizlere sevdiğimiz bir insana veda etmek gibi güç ve üzücü bir gerçeğin altından kalkabilmemizi öğretti. Başka ülkelere sığınmış, dışlanmış sayısız dostumuza, kendimizi adadığımız çevreye, evimize, mülkümüze ve güven içindeki bir yaşama her geçen gün gittikçe daha çok veda etmiyor...
Sahibinin Sesi: Sanatın Sağaltır
1 Mart 2019 Cuma akşamı saat 7’yi 5 geçeye kadar, aklım hafta içi gittiğim doktora derslerinde ne kadar sıkılmış olmamla o kadar meşguldu ki, akşam saat 8’deki oyuna biletim olduğunu unutmuşum. Beyin nasıl bir organsa, oyuna 55 dakika kala, içerden bir zile bastı ve ben elimde telefon “instagramda takılırken” birden hazırlanıp çıksam, oyuna yetişebilirim, dedim....
ÖLÜLER (Öykü)
ÇIKMAYALI OTOMOBİL MARKALARI DEĞİŞMİŞ dedi Romeo: HAH HAH HA Q Residence’ın cam kapısı önünde-Juliet’e başıyla caddeden geçen bir otomobili göstererek. Ellerini cebine attı-aslında kasanın anahtarını arıyordu- cebinden bir bozuk para çıkarıp: HOOP deyip, havaya attı: PARA BİRİMLERİ DE DEĞİŞMİŞ MİDİR? Juliet: BAKSANA ROMEO DEDİ YAĞMUR YAĞIYOR, ASIL ÇIKMAYALI YAĞMUR BAŞLAMIŞ- dua eder gibi iki...
MEKÂN ALGISI VE ŞİİRSEL MEKÂNIN KAYBI
İLETİ Dört duvar arasına kapatılmış (kuzeyde, bilmeme kristali, icat edilecek manzara güneyde yansımalı bellek doğuda ayna batıda taş ve sessizliğin ezgisi) cevapsız mesajlarımı yazıyordum. Octavio Paz Mekân kavramının daha çok roman, öykü, tiyatro gibi tahkiyeye dayalı yazınsal türler için kurucu bir unsur olarak ele alındığını, bu türler üzerinden ayrıntılı, derin yorumlara konu olduğunu biliyoruz....
Savaş Eskidikçe Askerler Gençleşiyor
Sırf bu, başlıktaki veciz cümleyi okumak, sonra tekrar okumak için size bir roman tavsiye edebilirim. Türk romancılığının afacan yazarı M. Altar Kaplan, zoru deneyen bir üslupla yazılmış ama okuru tarafından sular seller gibi okunacak görünen son romanıyla tekrar karşımızda… İki Nehir Arası başlıklı romanı II.Dünya Savaşında Rusya bozgununa uğrayan Alman Ordusunu anlatıyor; daha fazlasını aktarıyor....
Erich Maria Remarque -“Barış Savaşçısı”
Bundan 90 yıl önce, 31 Ocak 1929 tarihinde ilk kez basılan “Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok” romanı 20. yüzyılın Alman dilinde yazılmış en başarılı eseridir “Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok” romanı bundan 90 yıl önce 31 Ocak 1929’da yayımlandığında; 20. yüzyılın Almanca yazılmış en başarılı eseri olacağını ne yazarı Erich Maria Remarque ne...
Westeros’ta Kadın Olmak
Ortaçağın farkı bir versiyonunda geçen Buz ve Ateşin Şarkısı, insanların, toplulukların ve örgütlerin birbirleri arasında olan günlük ve sosyal ilişkilerini bulunduğu yerin ortamına bağlı olarak işlerken bu kişilerin ve kurumların özüne göre de bir hikaye örgüsü verir. Bu yazıda bizim bildiğimiz ortaçağın aksine önemli rolleri olmayan ve cahil, kavgacı, erkek egemenliğinde ikinci planda kalan kadınlar hepimizin hayranlıkla...