Anlamlı sessizlikler Masada karşılıklı oturuyorduk. Mutfakta. Yanımızdaki açık pencereden aşağıda uzanan sokağı ve elimizi uzatsak yapraklarına dokunabileceğimiz ağacı görüyorduk. Ağacın iki tarafına dizilmiş, farklı boylarda üç ağaç daha vardı. Çocukları doğdukça diktiği ağaçlar. Yeşilin türlü tonları parıltılarla dalgalanıyordu ağaçlarda. Beyaz saçlı adam yorgun bakışlarıyla akşamı bekliyordu sebepsizce, o yaz gününün öğle sonrası. Arada bir şeyler...
Son Yazılar:
György Lukács’ta Devrimci Öznelliğin Marksizmi
Korku komedisi “The Menu” gurmece züppeliği irdeliyor
DÜNÜ, BUGÜNÜ, YARINIYLA AİLE
An Olarak Sahne, Hafıza Olarak Sinema: İki Aracın Ayrışan Estetiği
Masalların ve rüyaların yönetmeni: Leos Carax
Resim sanatının sokak çocuğu Rulez Duande Galeri’de
VEYSEL BATMAZ YOUTUBE KANALINDA ARİF DİRLİK’İ ANLATIYOR…
Kum Saatleri (Öykü)
ŞİİRDEN TABLOYA YANSIYAN “SİS”Lİ BİR BAKIŞ
İsla-Rokoko: Bir Çöküş Estetiği
Paul Tillich: Kategorilerin Ötesinde Bir Adam
Sineklerin Tanrısı: Güç Mücadelesinin ve Medeniyetin Kırılganlığının Alegorisi
Peki Amerika’daki Madun Konuşabilir mi? Kurtlarla Dans Filmi Üzerine Notlar
DÜNYA İŞÇİLERİNİN GENERALİ FRİEDRİCH ENGELS
Hepimiz o yırtıktan düşüverdik Yeraltı’na!
Abbas Kairostami: İslam Cumhuriyeti’nin Caudine Çatalları Altında Bir Kaleydoskop
Bir Parasız Yatılının Kuşatması
ARTANKARA 2024 ULUSLARASI ÇAĞDAŞ SANAT FUARI: BİR ELEŞTİRİ
Dil ve Kültürün Ayrılmazlığı: Speak No Evil
Kategori: Manşet
TANRI’MIZI KAYBETTİK. HÜKÜMSÜZDÜR (ŞİİR)
Ruhumuzda bin sarmaşık ölüm Kirpiklerin altı gece açılan yurt mezarlığı Bakışlarımız iç çıkışlarımızda yokluk Ağır toprağımız görülmesin Ağaçların yanık dibine bıraktı anne Sevgi küllerinden ömürlük harçlık çıkardık Baba, şanslıysak en korundan ateş lalesi Bir ömre iki kez düşen ay tutulması Koca evren içimizdeki boşluğu yutamadı Eşyalar yalnız nefere bir çift gözün yedeği Yaşam tekrar eden...
ÖLÜLER KENTİ (ŞİİR)
can kaybı yaşanmasın kül barajında umutsuz olanlar cehennemin içinde kalsın ben senin saçına takılan karanfil kapı değiştiriyorum, pencere açıyorum toza bulanan etraf havalansın, çadırlar bize kalsın seni çileden çıkaran usanmaz kavgacı aynı zamanda bağışlayan kendini, affettirmiş büyüklere artık gecedir, saatini sarsılmaya ayarlamış bizler artık gecedir, cep saati rüzgârlı cümle aynaya akseden kuşlardan söz ediyorum yemek...
Çavdar Tarlasında Çocuklar’ı Bir Yetişkin Olarak Yeniden Okumak
Holden Caulfield’dan Ayrılmak “Bu da kısmen doğru ama tamamen doğru değil. İnsanlar her zaman bir şeyin tamamen doğru olduğunu düşünür.” ...
BİR YAZ YANGINI İÇİN (ŞİİR)
ismine bakıyor ince bir ‘dil’ suyu bileğinden yakalıyor gece gemiler yalpa yalpa kederinden uzak denizlerin uğrak limanlarında gece her cam’da kaba bir sevişme sesi soyunan yaslı vücutlarıyla kırılgan kadınlar/ sana bakıyorum : her şeyi, acılı gözlerimin ay’ı bileğinden yakalıyor gece ışıl ışıl yangın yangın şehrin bütün merdivenleri burada karanlıkta bir yerde bütün iyilikler katledildi sevgili...
Kalbim çırılçıplak: Antoine Emaz şiirinde yapıcı karamsarlık
Şiirin kendisini büsbütün lirizmin yardımından mahrum bırakması, sinirleri alınmış bir yazı dandizmine yol açıyor. Antoine Emaz şiirinin yeraltı haritasını çıkarmak bu şekilde epey zor oluyor. Kendi öznelliğinin bir tezahürü olarak Emaz üslubu Fransız edebiyat çevrelerinde geniş yankı uyandırdı. O, aşırı tarihselleştirilmiş donuk üsluba diyalektik olarak karşı çıkan bir yol lehine seçim yaptı. Emaz, metnin gelişiminde,...
Körebe (şiir)
Gel birlikte tutalım bu yası bu yük bana çok ağır bıktım bir başına körebe oynamaktan gözler kapalı kulaklar sağır Çekemedim denizin dibine attığım ağları düşündüm durdum ben niye bir harabeyim niye deviriyorum sıra sıra dağları her şeyim vardı oysa: devrim, aşk, telaş devrik bir sandal yosun tutmuş taş ne zaman başladı bilmiyorum ruhumdaki sıtma neden...
ANLAŞMAYAN ESTETİK
Uyumsuzluğun kendisine özgü bir kuralı ve düzensizliği vardır. Sanat belki de bütün bilinen değerleri reddetmek için var olan, ama yeni değerler üretmeyi amaçlayan bir yapıyı özler. İnkar bilinci korkusuzdur, hiçbir maddeyi önemsemez, tükenişle var oluş arasındaki ince ve korunaksız çizgiyi her an aşabilir. Nietzsche de Foucault da, Simone de Beauvoir da kalabalığın yasalarına karşı çıkarken...
SEKİZ ŞİİR
DÜNYALAR İçine girdikleri dünyada kalabildiler, sırrı bu onların. – Bir dünyaya giremeyenler ve girdiği dünyada kalamayanlar onlara kör ve sağır. Birbirlerine erişemez, birbirlerini bilemez onlar. Boşlukta cirit atıyor temassız yazgılar. DEVAM Bıraktığı yerden alabiliyor: bazen bir kaya, bazen bir dönemeç, bazen rüzgârlı bir yankı. Giden bedenin arkasından bakıyor zamana. Projektör tutuyor...
Zeytin dalı: Bir sembolün uçsuz bucaksız destanı
Hristiyanlar 28 Mart Pazar günü Palmiye’yi kutladılar. Palmiye Pazarı, bize, İsa’nın çarmıha gerilmeden önce son kez Kudüs’e girişi sırasında halkın yollara çıkıp zeytin dallarını (bir anlatıya göre palmiye) sallayarak coşkusunu gösterdiği tarihsel ânın kutlaması olarak öğretildi. Barışı, zaferi, sadakati, vefayı, ölümsüzlüğü, bolluğu, bereketi, gücü, bilgeliği, sabrı, cesareti ve dayanıklılığı sembolize eden zeytin dalı, binlerce yılın...