Kalbim, burda dağlar denize feyk uzanıyor Çöl kumunu arıyor şehirlerde Her evde ışıksız bir gövde, her evde Fiilsiz boğuşmalardan geriye kuzgun bir muhasebe Alıp karşıma fersude gözlerinin sabah karanlığını Çizdim yalnızlığıma kırmızı soluğumla geçenlerde Yemyeşil susmanın anlamını içe kapanmış sözcüklerle Gece suya inen bir babayı bana kimse anlatmamıştı İki uzatılmış kanatla çok kere...
Son Yazılar:
György Lukács’ta Devrimci Öznelliğin Marksizmi
Korku komedisi “The Menu” gurmece züppeliği irdeliyor
DÜNÜ, BUGÜNÜ, YARINIYLA AİLE
An Olarak Sahne, Hafıza Olarak Sinema: İki Aracın Ayrışan Estetiği
Masalların ve rüyaların yönetmeni: Leos Carax
Resim sanatının sokak çocuğu Rulez Duande Galeri’de
VEYSEL BATMAZ YOUTUBE KANALINDA ARİF DİRLİK’İ ANLATIYOR…
Kum Saatleri (Öykü)
ŞİİRDEN TABLOYA YANSIYAN “SİS”Lİ BİR BAKIŞ
İsla-Rokoko: Bir Çöküş Estetiği
Paul Tillich: Kategorilerin Ötesinde Bir Adam
Sineklerin Tanrısı: Güç Mücadelesinin ve Medeniyetin Kırılganlığının Alegorisi
Peki Amerika’daki Madun Konuşabilir mi? Kurtlarla Dans Filmi Üzerine Notlar
DÜNYA İŞÇİLERİNİN GENERALİ FRİEDRİCH ENGELS
Hepimiz o yırtıktan düşüverdik Yeraltı’na!
Abbas Kairostami: İslam Cumhuriyeti’nin Caudine Çatalları Altında Bir Kaleydoskop
Bir Parasız Yatılının Kuşatması
ARTANKARA 2024 ULUSLARASI ÇAĞDAŞ SANAT FUARI: BİR ELEŞTİRİ
Dil ve Kültürün Ayrılmazlığı: Speak No Evil
Kategori: Manşet
Guy Debord Çılgın Toplumumuzu Çoktan Öngörmüştü
Gösteri Toplumu 1967’de görüntüye doymuş, medyatik zamanlarımızın ürkütücü derecede doğru bir portresini sunuyordu. “Modern üretim koşullarının hüküm sürdüğü toplumlarda, tüm yaşam muazzam bir gösteri birikimi olarak karşımıza çıkar. Doğrudan yaşanmış olan her şey bir temsile dönüşmüştür.” Guy Debord’un 1967’de yayınladığı modern insanlık durumu üzerine incelemesi Gösteri Toplumu, Marx ve Engels tarafından yazılan en keskin düzyazıların...
DALİN (ÖYKÜ)
“Bir bebek özleminde seni aramak var ya…” Ali Çınar Benziyor. Güveçten burku ağız tadımla bir, taşları parmak uçlarımdan emerek dolaşırken tesadüfleşiyorum. Tanımamazlıktan gelmek çocukça. İnsanın bakışı değişmiyor. Göz rengi, rakı kırmayınca yaşlanmıyor sanırım. Önce ben gülümsüyorum. Ayna çarpıyor. Meşhur bir kahvesi varmış buranın, her yerde solunduğu hâliyle, kum közünde. Sigarası değişmiş. Sigaralar değişti....
ÇETİN BALANUYE İLE YENİ BİR ONTOLOJİ VE ETİK-POLİTİK MESELELER ÜZERİNE SÖYLEŞİ
Ahmet İlhan: Değerli Çetin Hocam, felsefi düşüncenizin teknik boyutuna çokça girmemeye, daha çok güncel reel-politik boyutuyla ilişkili içeriğine değinmeye çalışacağımız bir söyleşi olsun istiyorum. Bu bağlamda, son kitabınız “Naturans, Yeni Etik Politik” merkezinde olmasını düşündüğüm, ancak diğer kitaplarınızı da yoklayacak olan bu söyleşiyi kabul ettiğiniz için teşekkür ediyorum. Spinoza felsefesine özel bir ağırlık verdiğiniz kendi...
MATEMİN İZİ
6 Şubat 2023’te yer yüzü bizi sarsarak uyandırdığında, nasıl bir felaket ile karşı karşıya olduğumuzu tam olarak anlayamamıştık. Ama sonrasında, kendi “adamızda” bile mateme çekilme lüksümüz yoktu artık! Toprak ana “Matemin izi kalsın yüzünde!” demişti. Üç, yedi, kırk gün değil, ömür boyu… Enkaz altındaki canlarımızı hiç tanımadığımız insanlar çıkardılar. Bölgemizde can pazarı yaşanırken, sadece “kendini...
Andre Breton Hakkında Az Bilinen 7 Gerçek
Sürrealizm akımının kurucusu ve kendisinden sonra gelen Soyut Dışavurumculuk dönemine öncülük eden Andre Breton, yazar, şair, sanat koleksiyoncusu ve her yönüyle çok ilginç bir adamdı. 30’lu ve 40’lı yıllarda pek çok sanatçıyı ve siyasi grubu etkileyen Breton, psikoloji ile sanatı yeni yollarla harmanladı. İşte Breton hakkında şiir severlerin ve sürrealizmden etkilenen herkesin bilmesi gereken yedi...
AŞK… EV… (ŞİİR)
-Işıklı Balkon’a- Siz bu ev için oldukça önemlisiniz bayan aşk Ellerinde kolonya kokusu sözcüklerin, Kimsesiz bütün dudaklara dokunuyor Siz bu aşk için oldukça önemlisiniz bay ev Çıplaklığına tutkuyu...
POLVO: QUAD ERAT*
Evrensel Ordo İdearum ve Kartezyen’e karşı estetik dili gündeme taşımak, eski suretleri geride bırakıp yeni anlamların form kazanmasını sağlamak, ani oluşu nedeniyle şimşek gibi inen estetik ilhamla zaman dışı olanı ve toplumsal skalayı sorgulama Polvo’nun estetiğine giriş kapılarıdır.Düşünür Ennoble’ye göre sanatın işlevi maddeyi ve maneviyatı soyutlaştırmaktır. Şöyle ki ; kavramlaştırma anlamına gelen gerçekliği...
Gaspar Noé’nin “Aşk”ı: “Sapıkça Bir Şey Yapmıyoruz”
Tartışmalı erotik film, bilinmeyen oyuncular ve gerçek seks sahneleri kullanarak ilişkileri kelimenin tam anlamıyla çıplak bırakıyor. Filmin genç yıldızları, hepimizin bu kadar alıngan olmayı bırakmasının zamanının geldiğini düşünüyor. Gaspar Noé’nin kışkırtıcı yeni filmi Aşk‘ta Karl Glusman tarafından canlandırılan hevesli film yapımcısı Murphy, “Kan, sperm ve gözyaşından film yapmak istiyorum,” diyor. “Hayalim, duygusal cinselliği gerçekten tasvir...
Öyleydi, Neşeli Sular Gibi (Şiir)
Ben de öyleydim eskiden Bulgur pilavının yanına mum yaktığım olmuştur Akşam çökene kadar bir kitaba dalıp Işık yakmak için bile başından kalkmadığım Eski çatılarda biten bir papatyayı kendime örnek aldığım Sokaklarda hiçbir şey içmeden sarhoş gezerek Yağmurla yarıştıklarım var, karlı şubatlarda kibritle ısındığım Minik şeylere sevinirken küçük bir kız olduğum Yaşamayı ciğerlerime doldurduğum, güneşi, çiçekleri...