“çoklu anlam” dedi içinden kuyuya taş attım siz çıkarın gerçekliğe giderken farklı sonları olan. hem diri, hem ölüdenklemi kurdu yeniden isim “şüphe”mi yaratıyor gerçek bahçe mecazi bahçe başka bir yerde “düş” kurguluyor sola gittiğinde “daire” tamamlanıyor bütün olasılıkları hesaplamak takıntı. yokluğa dönüşürse “ölüm” imgede zihinde boş belge “şüphe” içinde “bilgi” sonsuz dilin hafızası gün ışığında...
Son Yazılar:
György Lukács’ta Devrimci Öznelliğin Marksizmi
Korku komedisi “The Menu” gurmece züppeliği irdeliyor
DÜNÜ, BUGÜNÜ, YARINIYLA AİLE
An Olarak Sahne, Hafıza Olarak Sinema: İki Aracın Ayrışan Estetiği
Masalların ve rüyaların yönetmeni: Leos Carax
Resim sanatının sokak çocuğu Rulez Duande Galeri’de
VEYSEL BATMAZ YOUTUBE KANALINDA ARİF DİRLİK’İ ANLATIYOR…
Kum Saatleri (Öykü)
ŞİİRDEN TABLOYA YANSIYAN “SİS”Lİ BİR BAKIŞ
İsla-Rokoko: Bir Çöküş Estetiği
Paul Tillich: Kategorilerin Ötesinde Bir Adam
Sineklerin Tanrısı: Güç Mücadelesinin ve Medeniyetin Kırılganlığının Alegorisi
Peki Amerika’daki Madun Konuşabilir mi? Kurtlarla Dans Filmi Üzerine Notlar
DÜNYA İŞÇİLERİNİN GENERALİ FRİEDRİCH ENGELS
Hepimiz o yırtıktan düşüverdik Yeraltı’na!
Abbas Kairostami: İslam Cumhuriyeti’nin Caudine Çatalları Altında Bir Kaleydoskop
Bir Parasız Yatılının Kuşatması
ARTANKARA 2024 ULUSLARASI ÇAĞDAŞ SANAT FUARI: BİR ELEŞTİRİ
Dil ve Kültürün Ayrılmazlığı: Speak No Evil
Kategori: Manşet
Ülkemiz daha da nefes alınmaz olacak
6 Kasım 1880 tarihinde Klagenfurt’ta dünyaya gelen Robert Musil 20. Yüzyıl Avusturya edebiyatının en önemli romancı, hikâyeci ve deneme yazarlarındandır. Dünya politikası 1933 yılında Nazilerin işbaşına gelmesiyle karışır, on binlerce sol görüşlü insan kamplara sürülür. Aradan daha birkaç ay geçmeden sayısız yazar gibi Musil’in de yapıtları ateşlere atılır. Fakat Robert Musil her şeye karşı direnir,...
Poslední Stanice (Şiir)
“in nomine patris et filii et spiritus sancti” bana kimse “nasılsın?” diye sormuyor artık kanasın diye nehirde yalpalayan eski sular gittim kendime ucuz papatyalar topladım öyle düşündüm, ne yapayım kafam coğrafyaya pek basmıyor artık eski defterlerime ay ile yıldız çiziyorum kanamalı bir eti, eski bir bıçakla, paslanan yerlerinden kesiyorum bana kimse “nasılsın?” diye sormuyor artık...
Ehl-i tenkite dokunuyorum ve de kutsal “sanatçıya”. Affola!
Farkında mısınız? Son yıllarda uydurulmuş fiyakalı meslekler büyülüyor nedense. Altını doldurmadan, kaçarken göçerken, emek harcamadan sadece “ol!” denildiğinde oluveriyorlar. Bunları ‘olduranlar’ da yaşını başını almış kişiler olarak, başlarını yastığa koyup rahat uyuyabiliyorlar mı merak ediyorum! Büyük “sanatçı -ların” arzuhalciliğine soyunan sanat yazarlarının bazıları oturup düşünsünler ağlanacak hallerine. Karıştırıyorlar kendilerini herhalde arzuhalcilerin en büyüğü, en ünlüsü...
YOLDA (ŞİİR)
yüzünü düşürmüş birisi utanmasını kaybetmiş bir şarkıydı ve bu yüzden hüzün altındaydı bütün geçmiş. Sayıların altında eziliyor söz sınırların, duvarların bil cümle rakamların altında. İşaretler yükseklerde saklıdır yağmurda ıslanmayı bilmezdi ve bu yüzden kibirli bakışları görünürdü bütün. Acınacak bir şey vardı elbette kim kime, neyi nasıl bilinmez bir tavırdı. Parmak ucunda bir sevgi kırgınlığı avuçları...
ÇOCUKLUĞUN GÖLGELİ ZAMANLARI (ÖYKÜ)
Yaşlıca bir adam. Karısı ondan da yaşlıca. Herkesin bir şeyi olur kendisi, kocaman gözlü, kocaman dudaklı, kocaman elli, koyu turuncu bir puşi taşır başında hep yaz kış, hiç çıkarmaz, yatarken bile. “Sakallı” derler, mahallenin, cümle üveyliklerin zorbası. Kimine düpedüz karanlık biri gibi gelir, kimi için basbayağı esenlik bilgisi… Beni ve benden iki yaş büyük ablamı...
Godard’ın Ardından
2. Dünya Savaşı’ndan acı hatıralarla ayrılan ve Hitler’in Eyfel önündeki meşhur pozunu unutmak isteyen Fransızlar için bunu başarmanın en önemli yolu yeniden sanata ve en çok da dönemin en kitlesel dışavurum aracı olan sinemaya sığınmaktı. Bu bağlamda gündeme gelen Yeni Dalga (Nouvelle Vague), aralarında Alain Robbe Grillet, Michel Butor, Claude Simon gibi yazarların bulunduğu bir...
dünya böyle işte (şiir)
sen gerisinde kalırsın bazı şeylerin o sana gelir neler dayatır bir kalbin başkasını içine nasıl aldığı mesela onsuz nefes alamadığın günlerin seni yaşlandırdığı öyle bir mühür, çarpan yüzüne nereye gitsen geçmiş zaman adını ne koyarsa koy, geleceği yok beklemek dediğin gölgesidir inanmanın göğsümü genişleten yollar, şuncacık gökyüzü, son bakışın ağzında hayatı yeryüzünün felaketi insan yanında...
PAUL KLEE: EVRENSEL OLUŞUM İÇİNDE OLUŞTURUCU DÜŞÜNCE
Klee, yaşadığı yüzyılın önemli sanat ve bilim olaylarını araştırmış, kuramsal olarak resimde biçim ve renk problemlerine çözüm üretmeye çalışmıştır. Freud’un psikanalizleri ve Einstein’ın Rölativite gibi önemli fikir hareketlerini incelemiş, kuramsal araştırmalarında faydalanmıştır. Bauhaus’ta dersler verdiği dönemler için ve renk teorileri üzerinde çalışmalarına sürdürmüştür. 1912’de Kandinsky ile birlikte Der Blau Reiter grubuyla eserlerini sergilemiştir. Naziler 1933’te...
Walter Benjamin: Önemli Bir Hayat
Çeviren: Suat Kemal Angı Alman Yahudisi eleştirmen ve filozof Walter Benjamin (1892-1940) günümüzde Avrupa modernitesinin en önemli tanıklarından biri olarak kabul edilir. Yazma kariyerinin görece kısalığına rağmen –ki hayatı Nazilerden kaçarken İspanya sınırında erkenden sona ermişti– ardında derinliği ve çeşitliliğiyle akıllara zarar bir külliyat bıraktı. Romantik eleştiri, Goethe ve Barok Trauerspiel (ya da Yasoyunu) üzerine...