Ütopya kavramı, Thomas More’un «ou-topos (yer-ötesi) dediği «hiçbiryer» ine keskin göndermeler içeriyor. Ancak hiçbir yere gidebilmek için önce bir yerin olması gerekiyor. «Gerçek şeyler dünyasında mı yoksa simüle edilmiş hayali bir gerçeklikte mi yaşadığımızı nasıl bilebiliriz?» sorusu bu bağlamda önem kazanıyor Deneyimlerimiz bize maddi şeylerden oluşan bir dünyanın varlığından söz ediyorlar ve bu materyal dünyanın...
Son Yazılar:
Korku komedisi “The Menu” gurmece züppeliği irdeliyor
DÜNÜ, BUGÜNÜ, YARINIYLA AİLE
An Olarak Sahne, Hafıza Olarak Sinema: İki Aracın Ayrışan Estetiği
Masalların ve rüyaların yönetmeni: Leos Carax
Resim sanatının sokak çocuğu Rulez Duande Galeri’de
VEYSEL BATMAZ YOUTUBE KANALINDA ARİF DİRLİK’İ ANLATIYOR…
Kum Saatleri (Öykü)
ŞİİRDEN TABLOYA YANSIYAN “SİS”Lİ BİR BAKIŞ
İsla-Rokoko: Bir Çöküş Estetiği
Paul Tillich: Kategorilerin Ötesinde Bir Adam
Sineklerin Tanrısı: Güç Mücadelesinin ve Medeniyetin Kırılganlığının Alegorisi
Peki Amerika’daki Madun Konuşabilir mi? Kurtlarla Dans Filmi Üzerine Notlar
DÜNYA İŞÇİLERİNİN GENERALİ FRİEDRİCH ENGELS
Hepimiz o yırtıktan düşüverdik Yeraltı’na!
Abbas Kairostami: İslam Cumhuriyeti’nin Caudine Çatalları Altında Bir Kaleydoskop
Bir Parasız Yatılının Kuşatması
ARTANKARA 2024 ULUSLARASI ÇAĞDAŞ SANAT FUARI: BİR ELEŞTİRİ
Dil ve Kültürün Ayrılmazlığı: Speak No Evil
Bir “Yabancı”nın Sosyal İntiharı
Kategori: Manşet
Mustafa Aydoğan’la Söze Dair Üzerine
Eleştiri konusu eseri elime aldığımda bunun bir röportaj olduğunu biliyordum. Kendim bir hikâye ve roman yazarı olarak röportajlara çok da ilgi duyan biri olmadığımı söylemekte fayda görüyorum. Çünkü birçok röportajda, kişinin kendini olduğundan farklı yansıttığını, bunu bir tür reklam aracı olarak kullandığını, eserleri için tanıtıma bir malzeme yapmaya çalıştığını gördükçe röportaj okuma hevesim kaçalı çok...
“Bir Rüyanın Ölümü”ya da yazılmamış bir öykünün “karamsar” analizi
İnsanlık, kapitalist modernitenin yıllar önce öngörülen felaketleri karşısında abartılı tepkiler veriyor. Oysa bu felaketler malumun ilamından öteye bir anlam taşımıyor. Tabii burada asıl felaket içsel olanıdır. Yabancılaşmanın anaforunda kaybolanlar bu içsel felaketin ayırdına varmadan hayatlarını sürdürüyorlar. Farkındalıkları gelişmiş olanlarda ise kendini takip etmek için bitmeyen bir istek uyanıyor. Bunu, kendine karşı acımasız bir sürek avı...
GESTALT KURAMI: ALGI VE ALGIDA ÖRGÜTLENME
İnsan beyni, mantığı, yapıyı, kalıpları gözlemleyebilecek şekilde yapılandırılmıştır. Dünyayı algılamamıza yardım etmektedir. İnsan duyusu ile birlikte algı, günümüze kadar gelen modem gelişmelerin ışığında gelişme ve değişme göstermektedir. İnsanlar, herhangi bir nesneyi düşünürken ya da bir düşünce süreci analiz edilirken genellikle ögelere ayrı ayrı odaklanmazlar, büyük bir bütünün varlığı olarak görmektedirler. Gestalt teorisi, bu tür insan...
GÜLSEREN MUNGAN İLE SÖYLEŞİ
“UMUDU VE KARARLILIĞI ELDEN BIRAKMAMALI” biblohayat@hotmail.com Yazar Gülseren Mungan’ı ve sanatsal çalışmalarını okurla buluşturmak temel gayem olsa da dikenli sahalarda sarf edilen kimi “radikal söylemlerin” maksadımızı aşabildiği hatta karşıtına dönüşme riskini de barındırdığı muhakkak… Sayın Mungan’a, “bağrış çağrış”, “Kadınların mağduriyetlerine baş müsebbip şeklinde hedef tahtasına konulan erkeklerin yerine geçerek onlara benzemek neyi halledecek?”...
SUÂL İŞÂRETSİZ DAĞINIK YAZI
Suâl işâretsiz dağınık bir yazı yazmak istiyorum. Sadece kendime bir suâl işâreti koyarak:) Yazı; bana gülümsemeli:) Asık suratlı yazıları hiç sevmem. Mır mır etmemeli. Büyülemeli, süssüz bile olsa. Sahici. Soğuk sesli ve solgun değil. Canlı, capcanlı. Yazı, nihavent yalnızlıkta okunmalı. Almalı ellerine sesimi. Hissettirmeli kokusunu belli belirsiz. Yamuk bakmalı. Bağırmalı. Issız bir melankoli ...
RADİKAL AVANT-GARDE: BÜYÜK SAVAŞTAN BÜYÜK DEPRESYONA ÇÜRÜMENİN KARŞI-ESTETİĞİ
“Yıkılan biziz – duvar değil” Paul van Ostaijen, İşgal Altındaki Şehir, 1921. İlgi çekici eseri Window Shopping’de, görsel sanatlar eleştirmeni Anne Friedberg “avant-garde” için “baş ağrıtan üçüncü kavram” der; diğer ikisi, tahmin edilebileceği üzere, “modernizm” ve “postmodernizm”dir.[1] Fransızca askeri terminolojide “öncü birlik” anlamına gelen avant-garde (avangard), on dokuzuncu yüzyılın gelişkin sanat dünyasında yeni sanatsal...
Düzen Adamı: Normalliğin Yumuşak Patikası
“Ama Marcello, hepimiz masumduk… Ben de masum değil miydim? Hepimiz şu veya bu şekilde masumiyetimizi kaybediyoruz. Normallik böyle işte.” (Alberto Moravia, Düzen Adamı, s. 315, çev. Leyla Tonguç Basmacı, Kolektif Kitap) Normal olduğunuzu düşünüyor musunuz? Peki bunu hissediyor musunuz? Bana kalırsa normallik kavramı üzerine düşünmek dahi başlı başına bunun dışına itilmiş olduğumuzun bir göstergesi. Küçük...
SİZ HANGİ KUŞAKTANSINIZ?
Kuşaklar ve kuşak çatışmaları her zaman güncelliğini koruyacak olan bir konu. Her türlü iletişim yetersizliğinin kuşak çatışması olarak değerlendirilmemesi gerekir. Kuşaklar arasında fark kaçınılmazdır. Nasıl olmasın ki? Sürekli değişim ve gelişim bir diyalektik yasası olduğuna göre, insanoğlu da hayat da sürekli değişecek ve gelişecektir. Sosyal medyada son zamanlarda sıkça rastlanan “ok boomer” sözü “sen eski...
Solcu Nietzsche
Hakikat arayışı söz konusu olduğunda, Foucault dışında, Nietzsche gibi sofistike bir akıl yürütme tarzını teşvik eden çok az filozof vardı. Güç ve bilgi arasındaki ilişkinin Foucault’çu analizi, Nietzsche’nin felsefi soykütüğüne dayanmakla birlikte, bana kalırsa, Foucault, Deleuze ve müritleri, Nietzsche’nin savlarını ters yüz eden bir yanlış anlama pahasına, onu çarpıtarak yorumladılar. Nietzsche’nin güç istencinin iki karakterizasyonu...