Yenilgiye uğrayan asi köylülerin anısına bir zafer anıtı dikilmek istenseydi, muhtemelen şu talimatnameye uygun araç gereçler kullanılırdı: Bir fit (0,3 m) yüksekliğinde ve yirmi fit (6 m) uzunluğundaki dörtgen taş bir levha üzerine on fit (3 m) genişliğinde ve 4 fit (1,2 m) yüksekliğindeki dörtgen taş bir bloğu yerleştirin. Oluşan çıkıntının dört köşesi üzerine çalışmaktan...
Son Yazılar:
György Lukács’ta Devrimci Öznelliğin Marksizmi
Korku komedisi “The Menu” gurmece züppeliği irdeliyor
DÜNÜ, BUGÜNÜ, YARINIYLA AİLE
An Olarak Sahne, Hafıza Olarak Sinema: İki Aracın Ayrışan Estetiği
Masalların ve rüyaların yönetmeni: Leos Carax
Resim sanatının sokak çocuğu Rulez Duande Galeri’de
VEYSEL BATMAZ YOUTUBE KANALINDA ARİF DİRLİK’İ ANLATIYOR…
Kum Saatleri (Öykü)
ŞİİRDEN TABLOYA YANSIYAN “SİS”Lİ BİR BAKIŞ
İsla-Rokoko: Bir Çöküş Estetiği
Paul Tillich: Kategorilerin Ötesinde Bir Adam
Sineklerin Tanrısı: Güç Mücadelesinin ve Medeniyetin Kırılganlığının Alegorisi
Peki Amerika’daki Madun Konuşabilir mi? Kurtlarla Dans Filmi Üzerine Notlar
DÜNYA İŞÇİLERİNİN GENERALİ FRİEDRİCH ENGELS
Hepimiz o yırtıktan düşüverdik Yeraltı’na!
Abbas Kairostami: İslam Cumhuriyeti’nin Caudine Çatalları Altında Bir Kaleydoskop
Bir Parasız Yatılının Kuşatması
ARTANKARA 2024 ULUSLARASI ÇAĞDAŞ SANAT FUARI: BİR ELEŞTİRİ
Dil ve Kültürün Ayrılmazlığı: Speak No Evil
Kategori: Manşet
İKİRCİKLİ BİR İZMİR ÜTOPYASI: DELİBO – II
Delibo incelemesinin ilk bölümünde İzmir’in post-Kemalizm sonrası dönemin sosyal yapısı için çeşitli öneriler içeren ikircikli bir ütopya olarak tanımlamış fakat bu ütopyayı program olarak önüne koyacak solun temsilinin problemli olduğunu belirtmiştik. Şimdi bunun detaylandırmasına girelim. Hangi Sol? Delibo’da, yazarının sol müktesebatı doğrultusunda, “sınıfsız imtiyazsız kaynaşmış bir kitle” olarak sunulmuyor İzmir. Konya-İzmir arasındaki kültür savaşına saplanıp...
José Ortega y Gasset: “İnsanın Vazifesi” / “Tarih Kavramı” (Türkçe Altyazılı)
İki parçadan oluşan bu kayıtta İspanyol filozof José Ortega y Gasset “İnsanın Vazifesi” ile “Tarih Kavramı” üzerine konuşmaktadır. Çeviren & Hazırlayan: Mehmet Sait Şener Twitter: @dolgwol “El quehacer del hombre” (1932) “Concepto de la historia” (1932) Madrid Centro de Estudios Históricos, Archivo de la Palabra. BNE.
Kitapları Yakmanıza Gerek Yok, Çünkü Kimse Okumuyor!
Belki de şöyle başlamalıyım sesli konuşmaya, sistemin hafızaları silmesine gerek yok, kimse düşünmüyor; hatırlamıyor. Ölülerin ardından hep ‘unutmayacağız’ diye haykırılan bu çöl ülkesinde. Ancak bir düşünce çölünde hep ‘unutmayacağız’ diye kendi kendimiz manipüle edilir. Bir avuç insanın ‘unutmayacağız’ amentülerinden fışkıran hüzün, bozuyor dengemi; yön duygum birden yitiyor. Saklı İlk gençliğim, 80’li yılların sonu, 141-142’den...
BİR TÜRK ROMANI NİÇİN YOKTUR?
Tanpınar, “Bir Türk romanı niçin yoktur?” diye sorduğunda yirminci yüzyılın başlarındaydık. Henüz 29 yaşındaydı ve kendisinin de ifade ettiği gibi, bu suali ilk soran değildi. Doğurgan konulardandır bu… Magazine yakınlığı, gıybete müsaitliği, iştahını kabartır vasatların ve dahi çaylakların. Eskimez de üstelik, her daim günceldir; sağına soluna bir iki sözcük eklenir ve “Türk edebiyatında klasik...
Grinin Keşfi
Gri belirsizdir, sis gibi tedirgin eder, soğuktur, davet ettiği sakinlik bulutlar gibi patlamaya hazırdır, bazen balgamın rengiyle hastalığın solgun belirtisidir… Ya da Goethe’nin çok alıntılan sözleriyle “Sevgili dostum, bütün kuram gridir, Ve yeşildir yaşamın altın ağacı.” Elbette birçok söz daha edilebilir. 1830’lardan itibaren resimde başlayan modernizmi bir tarafıyla gri rengin (ve düz rengin) keşfi olarak nitelendirmek çok...
Kurucu Bir Romanın Yeniden Yorumlanması: Michel Tournier-Pasifik Arafı
Bir Okuma Girişimi/İnsan Kuruluşunun Bir Veçhesi Olarak Roman 1- Tournier, Pasifik Arafı’nda Defoe’nun Crusoe’sini eksen alarak insan varlığının temel meselelerine yeniden bakma ve başka yorumlar getirme imkânlarını araştırır. Bilindiği üzere Defoe’nun Crusoe’si, yeni bir sınıf olarak ortaya çıkan burjuvazinin ve onun önerdiği birey olma biçiminin eğilim ve yönelimlerinin sanat tarafından bitmeyen keşfedilmesinin ilk basamak noktalarından...
Çekilmiş İki Hançer Arasında
Öncesi sonrası yok bir akşam bıraktın bana sonsuzluk böyle bir şey olmalı, bir başına çekilmiş iki hançerin arasında, ama korkusuz büyüyen bir yürek, son kez kendine saldıran. Kimsenin bilmediği bir akşam küle dönüşüyor dokunduğum her kitap gözümün önünde bir bir gidiyor son kırlangıçlar kanatlarında uzaklığın rüzgârı insan avından dönenler var zaten kan var herkesin elinde...
Sentetik Portreye Karşı Anlık Fotoğraf
Bir defasında fotografın resmedilmiş bir portrenin yerini alamayacağı gerçeği üzerine bir sanatçıyla tartışmak durumunda kalmıştım. Gayet emin bir biçimde, fotografın bir şans anı, oysa resmedilen portrenin gözlemlenmiş anlarının toplamı, dahası, niteliklerinin tasviri olduğunu söylüyordu. Sanatçı hiç bir zaman gerçek yaşamdaki bir insanın objektif sentezini eklememişti ama bireyselleştirmişti, idealize etmişti ve düşleyip aktarmıştı – sanki kişisel...
TZARA VEYA BRETON: ISLAK KÂĞITTAN KAPLANLAR
Edebiyat tarihinin sayfalarından bir origami misali yapılmış bu kaplanların güneşlerinin battığını haber veriyorum. Tabii, henüz düşlerin en nemli saatinde, sizi tarihçelere boğmayacağım. Bırakalım ılık yaz sabahlarının meltemiyle kurusunlar. Onlar, kısa ömürlü ancak uzun vadeli her düş gibi acı içinde öldüler. Sanatın otoriter, doktriner, yapısal ve açıklamacı, kısacası betimleyen ve tasdik eden her alanından uzak durmak...