Samplerman mahlasını kullanan Yvan Guillo’nun tumblr sayfasında hakikaten -çizgi romanı güzel sanatlar ve tasarımla ilişkilendiren- bir çizgi roman devrimi sahneleniyor. Guillo çizgi romanlardan aldığı görüntüleri kullanarak -bunların çoğu Digital Comics Museum, Comic Book Plus gibi ücretsiz sitelerde bulunuyor- bu zamana dek internet ağında mahsur kalmış imgelerden nefes kesici, oyunbaz kaleydoskopik imgeler yaratıyor. Street Fight Comics’i...
Son Yazılar:
György Lukács’ta Devrimci Öznelliğin Marksizmi
Korku komedisi “The Menu” gurmece züppeliği irdeliyor
DÜNÜ, BUGÜNÜ, YARINIYLA AİLE
An Olarak Sahne, Hafıza Olarak Sinema: İki Aracın Ayrışan Estetiği
Masalların ve rüyaların yönetmeni: Leos Carax
Resim sanatının sokak çocuğu Rulez Duande Galeri’de
VEYSEL BATMAZ YOUTUBE KANALINDA ARİF DİRLİK’İ ANLATIYOR…
Kum Saatleri (Öykü)
ŞİİRDEN TABLOYA YANSIYAN “SİS”Lİ BİR BAKIŞ
İsla-Rokoko: Bir Çöküş Estetiği
Paul Tillich: Kategorilerin Ötesinde Bir Adam
Sineklerin Tanrısı: Güç Mücadelesinin ve Medeniyetin Kırılganlığının Alegorisi
Peki Amerika’daki Madun Konuşabilir mi? Kurtlarla Dans Filmi Üzerine Notlar
DÜNYA İŞÇİLERİNİN GENERALİ FRİEDRİCH ENGELS
Hepimiz o yırtıktan düşüverdik Yeraltı’na!
Abbas Kairostami: İslam Cumhuriyeti’nin Caudine Çatalları Altında Bir Kaleydoskop
Bir Parasız Yatılının Kuşatması
ARTANKARA 2024 ULUSLARASI ÇAĞDAŞ SANAT FUARI: BİR ELEŞTİRİ
Dil ve Kültürün Ayrılmazlığı: Speak No Evil
Kategori: Röportaj
Sinem Sal: Geçtiğimiz Altı Ayda Çok Şey Oldu
“… olaylar kalbimde geçiyordu nezaketen susmayı, mecburiyetten konuşmayı tedbirden açılmamayı öğreniyordum. ismini önemsemediğimiz organların hayati tehlikemize olan etkisini böyle günlerde anlıyordum. olaylar kalbimde geçiyordu bir iğneydin kanımda ilerlemeni bir türlü engelleyemiyordum” (Sinem Sal -Geçtiğimiz Altı Ayda Çok Şey oldu- sayfa 106) Sinem’le oturduğumuz gezegenler komşu. Ara sıra rüyalar vesilesiyle iletişim kurarız onunla. Kalbinin galaksisinde geçtiğimiz...
Okan Yılmaz’la Söyleşi
Okan Yılmaz Kadıköy’de doğdu. 2017’de Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun oldu. Şiirleri, yazıları ve söyleşileri Varlık, kitap-lık, yasakmeyve, Mühür, yeni e. gibi dergilerde yayımlandı. Şiirleri İngilizceye, Arapçaya, Almancaya, Rumenceye çevrildi. Uluslararası şiir festivallerinde performanslar sergiledi, yurtiçinde ve yurtdışında çeşitli antolojilerde yer aldı. Stüdyo Angarya’da senaryo çalışmalarına devam ediyor. Yeni...
Onur Akyıl ile söyleşi
Birçok dergide şiir, öykü ve eleştiri çalışmalarıyla yer alan. Birgün gazetesinde yazılar yazan, Rıfat Ilgaz Jüri Özel Ödülü (2006), Ergün Günçe Övgüye Değer (2008), Ali Rıza Ertan Şiir Ödülü (2008), Nihat Akkaraca Öykü Ödülü (2013), Necati Cumalı Şiir Ödülü (2014), ödüllere değer görülen , şiir kitaplarının yanı sıra yakın zamanda Can Yayınlarından çıkan romanı “Proleterler İçin Patafizik Dersleri...
Evren Barış Yavuz: “Anti-faşist olmayı değerli buluyorum”
“Kuşlar süvariyi ne bilir… Bilmesinler, zaten kalabalıklar onlar için dövüşenleri bilmezler… Bilmezler kuşlar yuvalarını koruyanı, sapanları kıranı, tuzakları bozanı, yeri geldiğinde rüzgârı bile küstüreni bilmesinler… Ben, bunları anlatmak için hayatta kaldım, anlatıcıyım vesselam.” Kelimeleri tanıdık geliyor Evren Barış Yavuz’un. Evet, onu da yakından tanıyor olmalısınız. Tıpkı Carola gibi, aynı insanlık ailesinin, “başka türlü bir dünyanın”...
Yazarını aradığımız romanlar
Türkçe edebiyatta polisiye ve casusluk romanı eksikliği bir hayli hissediliyor. 19.yüzyılın İngiliz kentleşme sürecinde ortaya çıkan dedektif romanlarına, sır küpüne girmiş cinayetleri çözen bizden akıllı roman kahramanlarına nedense bizim sosyolojimizde pek rast gelinemiyor. Türkçe yayınlanmış eserlerimiz arasında, hiç kuşkusuz pek çok örnek var … Piraye Şengel, Şebnem Şenyener, Pınar Kür polisiye türüne ilgi gösteren kadın...
SEZER BANA GÖRE HÂLÂ ÇOK TEKİL BİR KİMLİK OLARAK DURUYOR
Tam yirmi yıl önce, 17 Mart 1998’de kaybettiğimiz Sezer Tansuğ, Cumhuriyet döneminde sanat dünyamıza damgasını vurmuş, Türkiye’de “sanat eleştirisi” kavramıyla adeta özdeşleşmiş en sıra dışı karakterlerden biri. Sanat tarihçisi ve eleştirmen kimliğiyle, yaşarken yazdığı her metin muhatabı için bir dönüm noktası ya da bir tartışmanın ilk kıvılcımı olmuştur. Yaşamının, birincil uğraşı olan sanat tarihi araştırmaları...
Yelda Karataş ile “Hüznün Kısa Tarihi”
Yazdığı şiirlerle kalbimize dokunan şarkı sözleriyle kendi güzel, kafası güzel , kelimeleri güzel ve yakın zamanda Karakarga Yayınlarından çıkan “Hüznün Kısa Tarihi” kitabıyla yeniden ben buradayım diyen şair Yelda Karataş’la söyleştik. Garip şey bu hayat; insan, ruhundaki körlükle başlıyor nefes almaya, yaşamaya. Onu aydınlatmak için çeşitli uğraşlar veriyor. Penceresini açıp dışarıyı gösteriyor ona. Ruhuna görmeyi...
Orhan Onuk’la (Oto)Portre Üzerine
The Circle, Pre işbirliğiyle, Ahmet Ergenç’in küratörlüğünde yapılan “Keşif” sergilerinin ilki olan “(Oto)Portre”de Orhan Onuk, pentürle portre ve otoportre geleneğine yaslanıyor, ustaları olarak gördüğü Schiele, Picasso ve Rembrandt gibi birçok ressamdan el alarak kendi yüzünü ve yeni yüzleri yaratmanın peşine düşüyor. Ermeni ressam Ashille Gorky’e saygı duruşuna bulunarak portrenin “siyasi” ve “coğrafi” yönüne vurgu yapıyor....
Cenk Çalışır: Polisiye sonuçta bir denklem işidir
“Beria” adlı romanınız bir mülteci sorunundan yola çıksa da hem karakterleri hem de olay örgüsü açısından oldukça zengin. Katmanları olan bir öykülemeyi paralel kurgu olarak sunmuşsunuz. Bu yazım şekli üzerine neler söylemek istersiniz? Beria’dan önce işleyeceğim temanın trajik olmasına karar vermiştim. Dramatik bir roman olacaktı. O dönemde polisiye öykülere rehberlik edecek notlar almaya başlamıştım. O...