Ana Sayfa Art-izan ÇİRKİN HAKİKAT: ÇİRKİNLİĞİN GÜZELLİĞİ

ÇİRKİN HAKİKAT: ÇİRKİNLİĞİN GÜZELLİĞİ

ÇİRKİN HAKİKAT: ÇİRKİNLİĞİN GÜZELLİĞİ

 Londra National Gallery’deki en popüler resimlerden biri 16. yüzyıl  usta Flaman ressam Quentin Matsys’e ait, Çirkin Düşes’dir; kemik düzensizliği hastalığı modelin yüzünde korkunç deformasyona sebep olmuştur. National Gallery mağazasında Çirkin Düşes kartpostalları en az Monet’in Nilüferler’i kadar satar.

Güzellikten hepimiz zevk alırız. Ama bunun için çirkinliğin hakkını da vermek gereklidir. Güzel ve çirkin birbirine karşı değil, aynı şeyin farklı cephelerden görülmesidir. İnsanların eviniz hakkında ne düşündüğüyle çok mu ilgilisiniz? Partnerinizin daha iyi görünmesini mi dilersiniz? Güzelliği, biz, diyet yaparken, tenimizi bronzlaşrırken ya da jimnastiğe giderken, bir weimaraneri bir barınak köpeğine tercih ederken, bir sergiyi ziyaret ederken ya da Batıyakasında alış veriş yaparken, bize kişisel rekabet avantajı sağlaması için edinmeye uğraşırız. Ama yine de kaygılanmayın çirkin hissedenlerdenseniz: Algılar değişir.

1969 yılında Londra merkezli bir reklamcılık grubundan insanlar, sektörlerinin geleneksel söylemlerinden bıkıp The Ugly Modelling Agency’i (Çirkin Modellik Ajansı) başlattılar. Ve daha sonra karakterli yüzler peşinde ordular müstakbel mükemmel yüzler yerine. O zamanın fotoğraflarına bakarsanız dertlerinin ne olduğunu anlarsınız. Müşterileri arasında Diesel ve Calvin Klein’in de olduğu bu ajans Ugly Models(Çirkin Modeller) adıyla varlığını sürdürüyor. Diğer taraftan, Francophile Nancy Mitford deyişi popülerleştirdiğinden beri, artık bir jolie-laide(tatlı-çirkin) fikrine de sahibiz, aynı anda hem çirkin hem de çekici olan kadın fikri. Mitford’un kendisi de buna bir örnekti. Jeanne Moreau da aynı şekilde.

“Güzellik” artık tanımı her ne olursa olsun, illa ki çekici değildir. Ve çirkinlik de daima itici. Ayrıca tatlar da değişir. Tatların med ceziri gerçekten de gelgitlerle dalgalanıp, estetik kesinlikleri silip süpürür. Ve bu öylesine rahatsız edici bir hakikat ki sanat üzerine bir çok kanımız yıkıcı şekilde ve aniden baltalanabilir. Örneğin, bitmesinden iki yıl önce, Paris’te zamanının harika entelloları Eiffel Kule’sine karşı gazetelere mektuplar yazıp kulenin parlatılmış tenekeden kolonları ve çirkinliği aleyhinde kampanyalar yürüttüler. Ne var ki, orası bugün tabiki dünyanın en sevilen kulelerinden biri.

John Ruskin de, Victorian dönemde doğa güzelliğinin yılmaz taraftarı, Lake District’in el değmemiş sakin halini bozacağını düşündüğü çirkin demiryolu inşasına çılgınca karşı çıkmıştı. Kendi entelektüel oyun alanı gördüğü asil Viyana’ya vaporetto‘nun gürültüsünün gelişini de hor görerek karşılamıştı. Bugün, bu makelerin her birini zarif ve sevimli hatta güzel buluyoruz. Dahası, Ruskin’nin güzel olduğunu düşündüğü aynı doğa itici de olabilir. Bugün, Alpler’e hayran olmakta ikna olmaya alışmış gibiyiz ama bir zamanlar bu dağlar iğrenç olarak görülürdü: tehlikeliydiler, korkunçtular ve iblislerin ve eşkiyaların mekanıydılar. Doğa çirkin olabilir! Bütün bitkiler mesela güzellik standartlarına uymaz: Amorphophallus Titanum örneğin kocaman, türler ürpertici, çok kötü kokan fallusü andıran şeyiyle. Bu çiçek işte ceset çiçeği olarak bilinir.

GÜZELLİK BELASI

Darwin “güzelliğe” olan ihtiyacımızı çekici bir çocuk doğurmanın hayati bir karakteristik olduğu söyleyerek açıklar: ben, örneğin genetik yapımın sizinkiyle uygun olduğunu hissetmeliyim ki insanlık aynı iyi bir çizgide evrilebilsin. Ama biyolojik olduğu kadar güzelliğin standartlarının matematiksel bir boyutu da olabilir. Eski Yunanlılar şuna inanırdı: Güzellik sayılarla ifade edilebilir. Klasik dönemin heykelleri katı oranlar üzerine temellenmişti ve klasik dönemin mimarisi de hoşluk uyandırıdı çünkü ölçüleri insan gözünün görüş alanı üzerinden temellenirdi.

Ölçünün yanında bir de algımızı değiştiren diğer bir ek de zamandır. “Aşinalık güzellik için zalim, çirkinlik içinse nazik bir büyücüdür.” Victorian dönemi Romancısı Maria Louise Ramé’ye göre. Ve bu aslında kulağa ilk geldiği gibi çılgınca da olmayabilir. Bir ölçüler öznesini dehşete düşürebilecek kadar kırılgan ve geçici olan güzelliktir çünkü. Bir şeylere aşina olmaya başladığımızda onu daha katlanılır bulmaya başlarız ve bu tahammül daha sonra sevgiye de dönüşebilir. Hem Serge Gainsbourg’un belirttiği gibi: “Çirkinlik güzellikten üstündür çünkü daha uzun sürer güzellikten.” Ve belki de çirkin bir şey sonsuza dek sürecek bir neşe kaynağıdır böylece.

“Çirkin(ugly)” sözcüğünün kökeni eski Norveççede “saldırgan” anlamına gelen ugga sözcüğünden gelir. Sözcüğün taşıdığı bu şiddet anlamı olmalı ilk anda rahatsızlık verici olan, ama bu çirkinliğin içinde çok daha çeşitlilik ve sürpriz olduğu anlamına da gelir. Güzellik öngörülebilir, sakinleştirici ve kışkırtıcıdan çok yatıştırıcıdır. Ama sakinleşmiş ve yatıştırılmış olmanın tahrik edilmiş olmaktan dahi iyi olduğunu kim söyleyebilir.

Garip olan gerçek çok fazla güzellik katlanılmaz olur, titizlikle kırpılmış çimenlerin ve sert ketenlerin korkunç dünyası gibi. Güzelliğin geçici tadından ancak aktif bir çirkinlik konsptine sahipsek zevk alırız. Cennetin cehenneme ihtiyacı vardır. Bu argümanı sonuca giden şekilde takip ettiğinizde de bir çirkinlik ölçütünün iştahımızı canlı tutmak için gerekli olduğunu göreceksiniz. Öyleyse peki, dünyamızda ne kadar çirkinliği korumalıyız? Onun üretimini gerçekten de teşvik etmeli miyiz? Çirkinliğe en uygun maruz kalma sınırı nedir? Ve bir kotası olmalı mı bunun?

Daha da ilginç gerçek çirkinlik cezbeder. Londra National Gallery’deki en popüler resimlerden biri 16. yy Flaman usta ressam Quentin Matsys’e ait, Çirkin Düşes’dir, kemik düzensizliği hastalığı modelin yüzünde korkunç deformasyona sebep olmuştur. Ve National Gallery mağazasında Çirkin Düşes kartpostalları en az Monet’in Nilüferler’i kadar satar.

Çirkinlik anlaşılmayı hak eder, ama onu sorgulamaya başladığınızda bu fikir de kaybolur. Üzerinde duman tüten dolup taşmış bir çöplük alanında garip bir güzelliği olan bir şey bulmamız da oldukça mümkündür. Havadan A38/M6 otoyol kavşaklarına bakın ve onlarda kesinlikle aşkın bir güzellik bulacaksınız. Çirkin arabalar bir zamanlar üreticilerin cehalet ve beceriksizliğiyle açıklanırdı. AMC Gremlin ve Morris Marina sadece yakın tarihin iki örneklerinden, ama bugün o kadar çok tasarım yetkinliği var ki motor endüstrisinde güzellik yaratmak kolay. Bu nedenle, muhteşem otomobil heykelinin altında imallata kusursuz kendine özgü detaylar yatan Ferrari, uzunca bir süre güzel otomobiller yapmadı: ve onun imza eğrileri koreliler tarafından çalındı.

Yolun sonunda, böylece, Ferrari tasarımı bir yüzleşme arayışında. Renault geniş otomobil pazarına girdiğinde, endüstrinin normu Alman Gute Form’u ile rekabete girmeyip, kendini bilinçli olarak çirkin Vel Satis’le sunmaya karar verdi. Ürünlerde diğer taraftan örreneğin, İphone’un başarısı daha fazla rafine edilemeyecek fiziksel çağrının tadı ve kıvamına dayanır. Her ne payarsa yapsın, bu nedenle Apple’dan daha güzel olmak mümkün değildir.

Güzelliğe saplantımız ve çirkinlikten korkumuz, diğer bir çok “gelenek” gibi – kriket ve devlet okulları, örneğin – 19 yüzyılın ortalarına gider. Bu, John Ruskin’in çağdaşı Lewis Carroll’un rahatsız edici bularak endüstrinin olmaya zorladığı kasaba ve şehirde gerçekleşen değişiklikleri tanımlamak için “çirkinleştirme” terimini bulduğu zamanlardı. O zamandan beri, neyin iyi ve neyin kötü olduğuna karar vermek bize bir tür dert oldu. Hoşunuza gitsin ya da gitmesin hepimiz estetik üzerine süre gelen bir tartışmanın içindeyiz. Peter Schleldahl, Amerika’lı sanat eleştirmeni şunu diyor: “Güzellik çok büyük olay değildir ama olmayışı onun öyle.” Belki de, herşey güzel olsaydı… Hiçbir şey de artık olmazdı.

Türkçesi: Selman Akıl

Kimdir:

Best-selling kitaplardan olan Ugly: The aesthetics of Everything (Çirkin: Herşeyin estetiği) kitabının yazarı, Stephen Bayley İngiliz gazeteci, tasarım ve kültür eleştirmeni, danışman ve eski bir küratör’dür.

Kaynak : The Architectural Review, Ocak 2013

https://www.architectural-review.com/rethink/viewpoints/the-ugly-truth-the-beauty-of-ugliness/8641754.article

HİÇ BİR ADIMI KAÇIRMAYIN

EK Dergi Mail Bültenine Katıl