Günümüz bilimkurgu ve distopyaya ilgi anlamda neredeyse bir altın çağ yaşıyor. Kitaplar, sinema, oyunlar ve diziler… Emre Aktuna uzun yıllardır bilimkurgu ve distopya çizimleri ve tasarımları ile uğraşan genç bir sanatçı. Sanatçıyla distopya ve ilüstrasyonu konuştuk.

Uzun zamandır bilimkurgu çizimleri yapıyorsunuz… Kendinizi tanıtır mısınız?

Çocukluk dönemimden beridir elimden kalemi düşürmeden çizim yapmaktayım. Çizgi filmlerle, animasyonlarla ve video oyunlarla büyüdüm. Bir süre sonra geleceğim konusunda karar vermem gereken döneme yaklaştıkça endüstriyel tasarım okumaya karar verdim. Haliyle bilimkurguya az-çok merak sarmaya, esinlenmelerimi bilimkurgu yapımlarının dizaynlarını takip ederek geliştirmeye başladım. Üniversite sırasında Görsel Sanatlar okurken yan dal olarak Endüstriyel Tasarım ile devam ettim. Bir yandan ilüstrasyonlar yapıp diğer yandan Endüstriyel Tasarım üzerinde çalıştıkça dünyevi sınırlarından yavaş yavaş çıkış yapıp Concept Design ile uğraşmaya karar verdim. Bu sebeptendir bilimkurguya olan merakım bir hayli fazla. Şu sıralar onu üzerimden biraz olsun kaldırıp fantastik edebiyata ve bilimkurgunun diğer çeşitli alanlarına (özellikle retrofüturistik tarafına) yönelmeye başladım.

Son yıllarda hem dizi hem de sinemada bilimkurgunun yükselişi yaşanıyor. Ne düşünüyorsunuz?

Bilimkurgunun yükselişinin bilimin popülerleşmesi ve daha fazla insan tarafından tüketilmesiyle ile aynı oranda hızlanmakta olduğunu düşünüyorum. Kalite çeşitliliği tartışılır tartışılmasına lakin Alien Covenant ve Blade Runner 2049’un son zamanlarda gördüğüm en keyifli bilimkurgu yapımlar olduğunu düşünüyorum bu yapımları görsel ve concept art yönünden incelersek. Diziler konusunda biraz durumlar karışık zira Altered Carbon’u konusu yönünden sevmiş olsam ve bir cyberpunk yapımın dizi endüstrisine adapte olması gayretini takdir etsem de görsel anlamda serinin yeni bir şeyler kattığını düşünmüyorum cyberpunk evrenine. Bir İngiliz bilimkurgusu olan Humans uzun süredir gözümde çok daha yüksek yerlerde. Her eve yardımcı olarak alınan ve insan hayatında artık yer edinmiş androidlerin aslında ilişkilerimize nasıl etki edebileceğini detaylı ve oldukça somut bir biçimde ele alıyor. Safkan, içine eser miktarda fantezi karıştırılmış bilimkurgu olarak ise The Expanse’i öneririm.

Etkilendiğiniz yazar ve çizerler kimler?

Çizerlerden etkilendiklerimi minimumda tutmaya çalışsam da Mike Hill, George Hull benim için film ve oyun endüstrisinde endüstriyel tasarımı oldukça başarılı şekilde entegre eden tasarımcılar. Biraz daha klasiğe yönelirsek Moebius, Ralph McQuarrie kült sanatçılar benim için. Bir süredir kitap okumaya zaman ayıramıyorum lakin Dune serisini okuyup epey etkilendiğimi, kendi halimde Omnithopter, Spice Harvester tasarımlarıyla uğraşıyordum farklı öncelikler araya girmeden önce. Politika ve post füturizmin müthiş bir harmanı Dune. Müzik konusunda da Synthwave’e çok sardım son birkaç yıldır. Carpenter Brut, Perturbator favorim. Özellikle Carpenter Brut’un sinematik albümleri tekrara alınıp gün içerisinde onlarca kez dinlenebilecek albümler ve insanı bulunduğu gerçeklikten koparıp biraz 80’ler slasher filmlerine, biraz da distopik bir şehrin soğuk ve yağmurlu sokaklarına sokuyor. Sahne performansları da eğlencelidir.

Distopya günümüz sinema ve romanının neredeyse temel dili..

Aynen öyle. Ancak gerçekten elle tutulur, ortaya yeni şeyler koyabilen yapımlar bir hayli az.

Ancak geçtiğimiz sene OATS isminde bir stüdyo kurdu Neill Blomkamp ve çok güzel distopik yapımlara sahip. Bilimkurgu-fantastik yapımların görsel kalitesinin yanında üzerinde düşünülen konseptler kısa film endüstrisinin dolu içeriğini koruyor ve muazzam seyir zevki sunuyor. Film ve oyun sektörü ile iç içe ilerlemek gibi planlara sahipler. Blomkamp’ın uzun metraj yerine bu tip girişime yönetimesi daha mantıklı geliyor filmografisi göz önüne alınırsa.

 Şu an neler çalışıyorsunuz?

Görsel Sanatlar’dan mezun olduktan sonra Vancouver Film School’a Animation Concept Art eğitimi için gittim. 1,5 sene sonra geçici bir dönüş yaptım ve şu an portfolyomu güncellemek ve freelance işlerle uğraşıyorum. Yaklaşık bir haftadır Dungeons and Dragons senaryoları için 3 boyutlu printerdan çıkartılmak üzere asset dizaynları üzerinde çalışmaktayım. Oyun ve film sektöründe çalışmaya devam edeceğim.

İşlerim için “artstation.com/emreaktuna” ve “theartofemre.com” linkleri takip edilebilir.

Görseller: Emre Aktuna

TEILEN
Önceki İçerikAhmet Yıldız’dan Alçaklık Öyküleri
Sonraki İçerikOnay Akbaş: Kıyısız Dalgalar
1970, Gaziantep doğumlu. Marmara Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesi’nde ve İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde okudu. Çeşitli yayınevlerinde editörlük yaptı. Yazıları Pasaj, Evrensel Kültür, Yeni Sinema, Yeni Film, soL, Cumhuriyet, Varlık, Sanat Eylemi, Üç Nokta, Bağımsız’da yayınlandı. 2008-2012 yılları arasında BirGün gazetesinde kültür sanat editörlüğü yaptı ve yazılar yazdı. Yurt Gazetesi Kültür Ek yayın yönetmenliğinde bulundu. 2004-2012 yılları arasında Bilgi Üniversitesi Sosyoloji ve Kültürel Çalışmalar Yüksek Lisans programında ve İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde medya, küreselleşme, popüler kültür ve sinema üzerine dersler verdi. AICA-Uluslararası Sanat Eleştirmenleri Derneği üyesi.