Ana Sayfa Kritik Dünyada Kadın-Erkek Uçurumu Kapanıyor mu?

Dünyada Kadın-Erkek Uçurumu Kapanıyor mu?

Dünyada Kadın-Erkek Uçurumu Kapanıyor mu?

Eğitim, Sağlık, Ekonomi ve Siyaset Göstergeleri Üstüne Notlar

Dünyada kadın-erkek uçurumu kapanıyor mu? Çeşitli nedenlerle eleştirel bir mesafeyle ilişkilendiğimiz Dünya Bankası verileri bu soruyu yanıtlamak için yardımcı olabilecek nitelikte (bkz. The Little Data Book on Gender 2019.

https://openknowledge.worldbank.org/handle/10986/31689).

Dünya genelinde eğitim düzeyi artıyor. Ortalamada cinsiyet temelli eğitim farkı kapanıyor gibi görünüyor, fakat ayrıntılara inilince bunun doğru olmadığını görüyoruz. Sağlığa geldiğimizde, kadınların her zaman ortalamada erkeklerden daha uzun yaşadığı biliniyor. Günümüzde de bu tablo değişmiyor. Genel olarak doğum öncesi, sırası ve sonrasında sağlık hizmeti alabilen annelerin oranı yükselişte ve doğum sırasındaki ölümler düşüşte, fakat tümüyle ortadan kalkmış değil. Genel doğurganlık oranı da ergen doğurganlık oranı da düşüşte.

Ekonomik göstergelere geldiğimizde, kadınların iş gücüne katılımı düşüşte. Genel olarak tarım istihdamının düşüşüyle hizmet istihdamının yükselişine kadınların daha yüksek oranda hizmet kesimlerinde, erkeklerin ise daha yüksek oranda endüstri kesimlerinde çalıştırılması eşlik ediyor. İşletmelerin yalnızca üçte birinin sahibi kadın ve yine işletmelerin yalnızca beşte birinde bir kadın yönetici en tepede. İşsizlik oranlarında kadınlarla erkekler eşitlenirken, genç işsizliğinde oransal olarak daha fazla kadın işsiz söz konusu… Bir bankada ya da eşdeğer bir finans kurumunda hesap sahibi olma noktasında ve para biriktirebilme açısından ise kadın-erkek uçurumu sürüyor. Politikada yaklaşık dört milletvekilinden ve yaklaşık olarak beş bakandan biri kadın. Bu konularda geçmişe göre ilerleme var; ancak daha fazla ilerlemek için de önümüzde uzun bir yol var. Bundan sonrasında, her bir bölge ve birkaç ülke için dünya ortalamasından farklılaşan sonuçlara odaklanıyoruz.

Doğu Asya ve Pasifik

Doğu Asya ve Pasifik’te, ortaöğretim ve yüksek öğretimde, kız öğrenci oranı erkek öğrenci oranını geçiyor. Bölgede, dünya ortalamasının tersine, kadınların iş gücüne katılımı yükselişte, ancak hâlâ erkek katılımının gerisinde. İşletmelerin yaklaşık yarısı kadınların mülkiyetinde ve üç işletmeden birinde bir kadın yönetici var. Öte yandan, işsizlik, banka hesabı sahipliği ve para biriktirebilmede, kadın-erkek uçurumu görülüyor. Bölgede beş milletvekilinden biri, sekiz bakandan biri kadın. Bu da, dünya ortalamasının altına karşılık geliyor. Dolayısıyla, Doğu Asya ve Pasifik bölgesi, kadın-erkek eşitliği göstergelerinde kendi içinde tutarlı, türdeş bir nitelik taşımıyor. İleri olduğu noktalar yanında geri olduğu noktalar da var ve bu, çok doğal, çünkü bölge ülkeleri ataerki açısından aynı noktada zaten değiller.

Avrupa ve Orta Asya

Avrupa ve Orta Asya bölgesinde, kız ve erkek öğrencilerin ilköğretime ve ortaöğretime katılımı eşit, ancak yüksek öğretimde kadınlar öne geçiyor ve erkeklere büyük bir fark atıyor. Kadınların iş gücüne katılımında ise büyük bir uçurum söz konusu. Kadınların büyük bir bölümünün hizmet kesimlerinde olduğu görülüyor. Bölgede üç işletmeden birinin sahibi kadın ve yaklaşık beş işletmeden birinin başında kadın bir yönetici var. İşsizlik oranında bir farka rastlanmazken, banka hesabına sahip olmak ve para biriktirebilmede büyük fark olduğu anlaşılıyor. Bölgede, dört milletvekilinden ve bakandan biri kadın. Dolayısıyla, bu bölge de, ideal durumdan uzak; gelişmesi gerekiyor.

Latin Amerika ve Karayipler

Latin Amerika ve Karayipler bölgesinde, kız öğrencilerin ortaöğretim ve yükseköğretim düzeyinde katılımı erkek öğrencilerinkinden daha yüksek; ilköğretimde eşitler. Kadınların iş gücüne katılımı artmakla birlikte, büyük bir kadın-erkek uçurumu söz konusu. Önceki bölgede de görüldüğü gibi, kadınların çoğu, hizmet kesiminde çalıştırılıyor. İşletmelerin yaklaşık yarısının sahibi kadın ve beş işletmeden birinin başında kadın bir yönetici var. İşsizlik oranındaki, banka hesabına sahip olmadaki ve para biriktirebilmedeki uçurum kapanmış değil. Bölgede, üç milletvekilinden ve beş bakandan biri, kadın. Bu bölgenin kadın-erkek eşitliğinde en ileri bölgelerden olduğu anlaşılmakla birlikte, geliştirilmesi gereken birçok nokta var.

‘Ortadoğu’ ve Kuzey Afrika

‘Ortadoğu’ ve Kuzey Afrika bölgesinde, kız öğrencilerin okullaşmasında büyük artış var, ancak kız-erkek öğrenci uçurumu da varlığını koruyor. Bölge, kadınların iş gücüne katılımında en geri olanı ve kadınlarla erkekler arasında bu konuda çok büyük bir uçurum var. Çalışan kadınların burada da daha çok hizmet kesimlerinde çalıştırıldığı görülüyor. Bölgede, dört işletmeden birinin sahibi kadın ve yirmi işletmeden birinin başında kadın bir yönetici var. Bu, dünya ölçeğinde en düşük oran. Uçurum, elbette, işsizlikte, banka hesabı sahibi olmada ve para biriktirebilmede de görülüyor. Bölgede her altı milletvekilinden ve on bakandan biri kadın. Bölge yüksek bir genel doğurganlık ve ergen doğurganlığı oranına sahip.

Kuzey Amerika

Kuzey Amerika’da, yükseköğretimde kadınlar erkeklerin çok ilerisinde, önceki kademelerde eşitlik söz konusu. Kadınların iş gücüne katılımı, beklenen düzeylerin gerisinde ve kadınlarla erkekler arasında uçurum var. Kadınların neredeyse tümü hizmet kesimlerinde çalıştırılıyor. İşsizlik oranında eşitlik görülürken, genç işsizliğinde, kadınların daha yüksek oranda işsiz olduğu anlaşılıyor. Banka hesabı sahibi olma oranındaki fark oldukça düşük, ancak aynısı para biriktirebilme için geçerli değil. Bölgede, dört milletvekilinden ve yaklaşık olarak üç bakandan biri, kadın.

Güney Asya

Güney Asya’da, kız öğrencilerin eğitim göstergelerinde geride olduğu bilinmekle birlikte, son yıllarda aradaki fark hızla kapanıyor; günümüzde neredeyse eşitlenmiş durumdalar. Genç okuryazarlığındaki cinsiyet farkı da kapanma eğiliminde, ancak hâlâ yapılacak çok iş var. ‘Ortadoğu’ ve Kuzey Afrika’da da olduğu gibi, Güney Asya’da kadınların iş gücüne katılımında çok büyük bir uçurum var, katılım da düşük. Öte yandan, diğer bölgelerin tersine, burada kadınların daha çok tarım kesimlerinde çalıştırıldığı anlaşılıyor. Yine de, tarım istihdamı tarihsel olarak düşerken, hizmet kesiminin yükselişine tanıklık ediyoruz. Bölgede her altı işletmeden birinin sahibi kadın ve yaklaşık dokuz işletmenin birinin başında bir kadın yönetici var. Böyle bir tabloda, şaşırtıcı olmayacak bir biçimde, işsizlikte, banka hesabı sahibi olmada ve para biriktirebilmede kadın-erkek eşitsizliği görülüyor. Bölgede yaklaşık olarak her altı milletvekilinden ve onbir bakandan biri kadın. Genel doğurganlık ve ‘Ortadoğu’ ve Kuzey Afrika’daki gibi çocuk ve ergen evliliklerinden kaynaklı ergen doğurganlığı yüksek, fakat yakın geçmişe göre düşüş eğiliminde.

Sahra Altı Afrika

Son olarak, en az eğitimli ve en kısa ömürlü nüfus, Sahra Altı Afrika’da yaşıyor. Eğitimin her kademesinde, tutarlı fakat olumsuz bir cinsiyet uçurumu var. İş gücüne katılımda cinsiyet eşitsizliği var; öte yandan, genel olarak kadınların da erkeklerin de iş gücüne katılımında bir düşüş olduğu görülüyor. Bu, belki okullaşmaya bağlanabilir. Daha kapsamlı incelemelerde bulunmak gerekiyor. Kadınların yarısından biraz fazlası tarım kesimlerinde çalıştırılırken, hizmet kesimlerinde kadın istihdamı bu bölgede de yükselişte. İşsizlikte eşitlik varken, banka hesabı sahibi olma ve para biriktirebilmede cinsiyet farkı var. Bölgede her dört milletvekilinden ve her beş bakandan biri kadın. Bölge, en yüksek genel doğurganlık ve ergen doğurganlığı oranına sahip. Bu durum, kısa ömür ve eğitimsizlik verileriyle tabloyu tamamlamış oluyor.

Düşük Gelirliler – Yüksek Gelirliler

Bir de en düşük gelirli ülkelerle en yüksek gelirli ülkeleri karşılaştırabiliriz: En düşük gelirli ülkeler, en düşük eğitime katılım verilerine, cinsiyet temelli eğitim uçurumuna, en kısa ömürlere, kadınlar için en sağlıksız koşullara vb. sahip. Ekonomik göstergelerde, kadınların iş gücüne katılımı yüksek (“yoksul ülkelerde herkes geçimini sağlamak için çalışmak zorunda” diyebiliriz), ancak yine de cinsiyet temelli uçurum söz konusu. Bu ülkelerde, kadınlar çoğunlukla tarım kesimlerinde çalışırken, daha önce de değindiğimiz gibi, hizmet kesimlerinin yükselişini gözlemliyoruz. İşsizlikte eşitliği ve genç işsizliğinde, banka hesabı sahibi olmada ve para biriktirebilmede eşitsizliği görüyoruz; fakat bu farklar çok keskin değil. En yoksul ülkelerde, dört milletvekilinden ve altı bakandan biri kadın. Bu ülkelerde kadınlar ve ergenler aşırı doğurgan.

En yüksek gelirli ülkelerde ise, eğitimde kadın-erkek uçurumunun kalmadığını, hatta kimi göstergelerde kadınların önde olduğunu görüyoruz. İnsanlar daha uzun ve sağlıklı yaşıyorlar. Yine de kadınların iş gücüne katılımı beklenenden düşük; hatta genç kadın katılımında beklenenden çok daha düşük ve cinsiyet uçurumu söz konusu. Bu ülkelerde kadınların büyük çoğunluğu hizmet kesimlerinde çalıştırılıyor. İşletmelerin yaklaşık üçte birinin sahibi kadın. İşletmelerin yaklaşık altıda birinin başında bir kadın yönetici var. İşsizlik ve banka hesabı sahibi olma oranlarındaki farklar çok fazla değil; para biriktirebilirlikteki farkı ise not edelim. Bu en zengin ülkelerde dört milletvekilinin ve bakanın biri kadın. Genel doğurganlık ve ergen doğurganlığı ise oldukça düşük. Buradan şu sonucu çıkarabiliriz: Kadın-erkek eşitsizliği, tümüyle yokluktan, yoksulluktan kaynaklanan bir sorun değil ve demek ki çözümü yalnızca bu boyutta aramıyor olmalıyız. Kadınlar daha eğitimli olsa da, bu, onların karar verici konumlarda daha yüksek oranda temsil edilebilmelerini güvence altına almıyor. Siyasal ve kültürel müdahaleler şart. Şimdi bazı ülkelerin kadın-erkek eşit(siz)liği verilerini kısaca not alarak yazımızı noktalayalım.

Bangladeş’ten Güney Afrika’ya

Sürekli olarak bir kadın başbakanla bir diğer kadın başbakan arasında el değiştiren Bangladeş dikkat çekici. Eğitimde cinsiyet eşitliğinde geriden başlayan ülkede bugün kadınlar erkeklerden çok daha eğitimli. Fakat kadınların iş gücüne katılımında devasa bir uçurum var. Bangladeşli kadınların yarısından fazlası tarım kesimlerinde çalışıyor ve daha önce andığımız gibi, hizmet istihdamı artıyor. Daha yüksek oranlar beklense de, bu kadın başbakanlı ülkede yalnızca beş milletvekilinden ve onaltı bakandan biri kadın. Dokuz işletmenin yalnızca birinde tepede kadın yönetici var. Erken evlilik eğilimi azalmakla birlikte hâlâ yaygın: Bangladeşli kadınların yarıdan fazlası 18 yaş civarında evlendiriliyor.

Bolivya’yı not edelim: Ülkede milletvekillerinin yarıdan fazlası kadın. Her üç işletmeden ikisinin sahibi kadın. Bulgaristan’da ise bakanların yarıdan fazlası kadın. Kamboçya’da ve Laos’ta işletmelerin yaklaşık yarısının sahibi kadın ve başlarında kadın bir yönetici var. Kolombiya’da üç işletmeden ikisinin sahibi kadın. Kadınların en sağlıklı ve erkeklerden de eğitimli olduğu bir ülke olan Küba’da milletvekillerinin yarıdan fazlası kadın. Meksika’da milletvekillerinin neredeyse yarısı kadın. Peru’daki işletmelerin yarıdan fazlasının sahibi kadın. Filipinler’de ise bu oran üçte iki. Tayland’da ayrı veriye ek olarak işletmelerin üçte ikisinde tepede kadınlar var. Ruanda’da ve Güney Afrika’da hem milletvekillerinin hem de bakanların yarısı kadın.

Bitirirken, yorumlarımızın verilerin çizdiği sınırlarla kısıtlı olduğunu belirtelim. Aile içi şiddet gibi başka göstergeler de eklenebilirdi, fakat eklenmemiş. Yine de bu verilerle de birtakım sonuçlara varılabileceğini görmüş olduk. Kimi ilerlemeler olmakla birlikte uçurumun kapanmasından çok ama çok uzağız. Eşitlik mücadelesine devam etmek gerekiyor.

HİÇ BİR ADIMI KAÇIRMAYIN

EK Dergi Mail Bültenine Katıl