karanlık
ne kadar anlatılabilir bembeyaz bir kâğıtta?
o
kadar damlayız biz akamayan ırmağında kavganın
ölmedik
bir barikat nöbetinde, evet
ama
yaşıyor olduğumuz da söylenemez, sahi
bu
arafta biriken şiirlerden bu çelenkler, siyah
bu
soluk alıp veren toprak, ölü
bir canımız var, mesai yollarında bir pazar sabahını özler
bir canımız var, açların kuyruğunda aranır dolu bir pazartesi
gel de kurtar ordularını şimdi ey ivecenlik, sen heyecan
bu yavaşlıktan kareleri bir yıldırımla pozla ve dağıt
bizim bu ellerimiz yumruk ve bayrak olabilir
şimdi uzağa bakan gözlere yani
siper olmaya alışmış bu ellerimiz var ya hani
bizim çığı küremeye de yarayacak ellerimizdir belki
kalk, bu süngüsüz hikâyeden bir şiir çıkar lirik ve ajitatif
saplanacak düşmanın dinlendiği gölgeye bir mızrak sivrilt
ve hayatsızların hayal kurabileceği bir bahçe çiz sınırsız.
ve işle karanlıkta da görülebilecek harflerle gri duvarlara:
düşene düş
düşene düş.
Resim: Odilon Redon