Ana Sayfa Litera FANTASTİK SANATIN TARİHÇESİ VE EVRİMİ

FANTASTİK SANATIN TARİHÇESİ VE EVRİMİ

FANTASTİK SANATIN TARİHÇESİ VE EVRİMİ

İKİNCİL DÜNYALAR VE TOPLUMDAKİ YERİ

Çağdaş fantezi sanatını anlamak fantezi türünün film, kitap, dergi ve video oyunlarının resimlemelerinden çok daha fazlasını gerektirir. Fantezi sanatı mitolojik, büyülü ve doğaüstü temalar ile ilgilidir. Fantastik sanat tarihi sanatçıların hikâyeleri, şiirleri ve imgelerinde mitolojik karakterleri tasvir ettiklerinde Antik dönemlere kadar uzanabilir. İtalyan rönesansında, Yunan ve Roma mitolojik karakterleriyle ilgilenen sanatçılar aslında fantezi sanatını yaratıyordu. Bir tür olarak fantezi sanatı, diğer sanat akımları gibi resmî tanıma ve meşruiyete sahip değildi.

Fantastik terimi; gerçekliğin mekân, zaman ve karakter kavramlarını, canlı ve cansız ayrımını tanımayan ve bildik dünyamızın ötesinde alternatif bir dünyayı işin içine katan anlatıların tümüne verilen bir ad olarak tanımlanmaktaydı. Türk edebiyatı tarihine bakıldığında ise sözlü gelenekte yaşayan halk hikâyeleri ve masallar bu türün ilk örneklerini oluşturmaktadır. Tanzimat dönemiyle birlikte Ahmet Mithat’ın Çengisi (1895), Hüseyin Rahmi’nin Gulyabani (1912) adlı romanlarında da fantastik bir kurgudan söz edilebilir. Burada gerçek olmayan fantastik kurgu, toplumsal ve sosyal eleştirel bir bakış açısıyla batıl inanç ve hurafelerin saçmalığını insanlara göstermek için okuyucuyu eğlendirme amacından uzak olarak fantezi öğelerden yararlanılarak yazılmışlardır. Peyami Safa ise Matmazel Noralya’nın Koltuğu (1949) adlı romanında, Batı pozitivizmine ve maddeciliğe karşı Doğu’nun mistik felsefesini anlatmak bakımından fantastik gerçeklikten yararlanmıştır. 21. yüzyılda fantezi kurgusu, anime ve diğer fantastik medyanın küresel popülaritesi nedeniyle fantezi sanatı yaratıcı bir ifade biçimi olarak geniş bir çağrı talep etmiştir.

Ancak bu tür, günümüz sanat tarihi kitaplarından genellikle çıkarılmıştır ve nadiren yüksek sanat galerilerinde sergilenmektedir. Fantastik sanat tarihi, günümüz sanat okullarında da çok özgün olan bir tür olarak incelenmemektedir. Fantezi sanatta bulunabilecek popüler figürler, çokça John Ronald Reuel Tolkien’in üçlemesi Yüzüklerin Efendisi gibi bir hikâyede bulunur. Fantezi sanatını anlamak için elfler, iblisler, sihirbazlar, centaurlar, cüceler, kahkahalar ve perilerin resimlerini görebilirsiniz.

Fantezi sanatı aynı zamanda süper kahramanlardan uzaylılara, Tanrılardan insanlara özgü özelliklere sahip hayvanlara kadar uzanan diğer karakterleri de kapsamaktadır. Salvador Dali’nin (1904-1989) sürrealist eserleri, fantastik unsurları olan modern sanatın örneklerini sunmaktadır. Sanat organizasyonları tarafından Dali’nin eserleri yüksek sanat olarak kabul edilmiştir. Belki Dali, konu seçimi ile geleneksel sanatın sınırlarını genişletti ancak Hafızanın Dayanıklılığı’nda (1931) Dali, depresyondaki saatlere neredeyse insan benzeri bir kalite kazandırıyor. Bu korkutucu figürler, gözlemcinin ‘zaman’ın anlamı üzerinde olumsuz bir düşünceye düşmesine neden olan üzücü versiyonlara dönüşüyor. Burada ‘zaman’, hayatlarımızı şekillendiren ve kendi varlığımızı sorgulayan bir paradigmadır. Diğer fantastik sanat eserleri, ‘internet’te bulunabilir ve incelenebilir. Bir çocuk, esneyerek fantezi sanatının harika bir portföyünü keşfetmek istiyorsa sanatçı Akiane Kramarik’i araştırması yeterli olacaktır. 9 Temmuz 1994’te doğan Akiane, uluslararası dâhi bir çocuk olarak tanınmaktadır.

Ayrıca İsa Mesih de dâhil olmak üzere ağırlıklı olarak dinî konularda resim yaparken eserleri fantastik olarak tarif edilebilir. Parlak yüzleri, özellikle de insan gözü için neredeyse karikatür benzeri bir kalite vardır bu eserlerde. Dali’nin yaptığı çalışmaları gibi rüya gördüklerini iddia edebilirler. Gerçekte eserleri mistik deneyimler üzerine kuruludur ve Akiane, şiir ve sanatı sayesinde Hıristiyanlığın mesajını bugün bile geniş kitlelere yaymaktadır.

Fantezi sanatı, modern hayal gücünü yakalamaya devam ediyor ve gelecekte belki de muhteşem bir sanat kuruluşunun yüksek bir sanat biçimi olarak kabul edilecektir. “Mutlu olmak ve insanları mutlu etmek için yazdığını” ifade eden Nazlı Eray’ın Beyoğlu’nda Gezersin adlı romanı, postmodern olarak tartışıldığı dönemde yazarın isteyerek başka dünyalar ve hayatlar var etmek amacıyla kaleme aldığı fantastik gerçekçi romanın en iyi örneklerinden biridir. Romanda avangard anlatım teknikleri ve fantezi öğeleri kullanılarak yalnız bir kadının biraz düş, biraz gerçekle örülü öyküsü anlatılmaktadır. Fantastik resimleyici, gerçekçi tasvirin resimsel sözleşmelerini ele alıyor ve daha sonra dünyevî bir analojinin olamayacağı olağanüstü dünyalar yaratmak için onları manipüle edip ters çeviriyor. Fantastik sanat, tarih boyunca tüm insanlık toplumlarının bir parçası olmuştur. Bol şekillerde, masallarda, folklorlarda, mitolojide, bilim kurgu ve dinde bulunur. Yüksek fantezi olsa da geçtiğimiz yüzyılda evrimleşmiş, kendine yeten genel fanteziden farklı ve keşfedileceği şekilde iç içe geçmiş bir türe aittir. Fantezi, zamanla var olduğu gibi fantezi sanatları ve resimlemesi de vardır. Fantezinin tüm fikirleri ve hikâyeleri, gerçekte tasvir edilen sanatta yerini buldu.

Nitekim fantezi sanatı ve fantezi edebiyatı, her zaman ayrı düşünülmesine rağmen ikisi arasında bir bağlantı vardı. “Yeni Çağ” temalarının yeni yükselişiyle keşfedilecek çok sayıda yeni araç ve alanla fantezi resimlemesi artık sanatın en kârlı alanlarından biridir ve diğer sanatsal türlerden nedense hep uzak durur. Büyük modern fantastik sanatçılar kendi alanlarında büyük şöhret kazandılar ancak bunun dışında genellikle bilinmezlerdi hiç.

Bununla birlikte fantezi sanatı, başarıyla tasvir edilen en zorlu türlerden biri olmuştur. Fantezi yanlış unsurlar yaratmak ve izleyiciyi kendi gerçekliklerine ikna etmek, fanteziyi, gerçekliği birbirine mantıklı bir şekilde karıştırmak, diğerine büyü yapmak kolay bir görev değildi. Çoğu kez fantastik resimleyiciler, hepsini bu kapris kılıfının sınırları içinde elde etmek için ticarilikle sınırlandırılmıştır. Fantastik resimleyicilerin bu başarıları gerçekleştirme biçiminin yanı sıra gerçekten muhteşem eserler yaratmak için bu hedeflere ulaşan sanatçıların incelenmesi de bu yazının araştırma konuları arasında olacaktır. Bu amaçla fantastik sanatın tanımlanması ve keşfedilmesi gereken ilk konular türlerin nasıl ortaya çıktığıdır. Hiç kimsenin tanımlayamadığı ya da hatırlayamayacağı sadece arzunun olduğu bir ülkede, hiç olmadığı kadar güzel bir romantik bir rüya görmüş bir sanatçı, parlamayan herhangi bir ışığa karşı elinde asla daha iyi bir ışık tutamaz.

İKİNCİL DÜNYALARIN YÜKSEK FANTEZİ SANATINA ÖNEMİ

Gerçekte fantezinin tanımlanması zor ve geniş bir görevdir. Gerçekten de fantezi, tüm insanlara neredeyse her şey olabilir mantığıyla hareket etmektedir ancak yüksek fantezi için tanım daha saflaştırılmıştır. Genellikle resimleme ve edebiyat açısından yüksek fantezi, diğer dünyalardan farklıdır. Ayrıca dünyevî yaratıklardan her birini yansıtan bir sanat olarak kabul edilmektedir.

Hem harika bir fantezi yazarı olan hem de bu konuda uzman olan Tolkien, birincil ve ikincil dünyalar arasındaki farkı birincil olarak kendi dünyamızı, ikincil olarak da başka bir hayal dünyasını tanımladı. Aslında yüksek fantezinin, düşük fanteziden büyük ölçüde değeri temelinde ayırt edilir. Düşük fantezi betimsel ve değerlendirmeci değildir, burada bir terim olarak alınmıştır ve birincil dünyamızda belirlenmiştir.

Dolayısıyla düşük fantezi, hayalî ve rasyonel olmayan olguları içeren ancak dünyamızda var olan, aksi takdirde rasyonel dünyamızda varlıklarına hiçbir açıklama getirilmeyen tüm mitolojiyi, masalı ve kurguyu içermektedir.

Öte yandan yüksek fantezi, tüm bu fantastik öğeleri içerir ancak bunlar bizim ikincil dünyamızdan farklı bir dünyada görülür. Bu diğer dünyaların, birincil dünyanın bilim ve kurallarına uymak zorunda olmadıklarından ötürü daha fazla itibar kazanmaktadır. Bu bakımdan harika olaylar ve canlılar her gün karşımızda olabilirler.

GERÇEKÇİLİK VE FANTEZİ

İkincil dünyaların fantezi sanatını kullanımı, hem temanın tamamen harika hem de yalnızca göz ardı edilmeyecek kadar inandırıcı olmasına karşın izleyici kitlesi tarafından kucaklanacak bir şey yaratma etkisini elde etmek için de yüksek bir fantezi unsuru gerektirmektedir.

Gerçekçilik ve doğa bilimi, örneğin bulundukları gerçek dünyanın unsurları tarafından tanımlanır. Fantezi, diğer yandan yalnızca gerçek dışı olmayan veya gerçek olmayan temsillerle, inkâr ettiği gerçeklik yönleriyle tanımlanır. Fantezi resimleme için tamamen gerçek dışı olan konuları resmeden şey efektin yalnızca yarısıdır. Tam etki bu gerçek dışı özneleri gerçekte göründükleri şekilde tasvir ederek başarılır.

Gerçekliğin bazı unsurları fantezide olmalıdır. Böylece izleyici, ortak gerekçelerle imge ile bağlantı kurup inkâr etmeden açıkça yanlış olan bir realiteye dalabilir. Dolayısıyla gerçekliğin temel çizgisi, en yanlış fantezide bile bu katı, tanıdık, değiştirilemeyen deneyim törenleri arasındaki gerginlikte bile her zaman örtülüdür ve kurguyu teşkil eden bu inkâr, fantezinin verdiği özel zevki yaratır. Resimleyiciler, bu görevi çeşitli şekillerde ele alır ancak gerçekte en sık rastlanan hortlak insan tasviridir. İnsan formu içermeyen bir fantezi sanat eseri bulmak nadirdir.

Bu insan formu; genellikle yüksek fantezi için âlem, peri, denizkızı, kuantlar ve anamorfik varlık yaratmak için değiştirilir çünkü deneyimlerimizle ilişkilendirilebilecek şekilde her zaman bu canlıların içinde yeterince insan bulunmaktadır. İkincil dünyaların nispeten yeni ortaya çıkması, sanatçılara fantezi teması içinde büyük bir özgürlük kazandırdı. Hayallerinden, mitten, zekâ geriliği, otistik spektrum bozukluğu, geç diskinezi ve stereotipik fanteziden gelen öğeler tuval üzerine, kâğıt üzerinde ve şimdi dijital olarak canlı dünyalar yaratmak için birleşip büyür.

Bütün sanatçılar ister birincil, isterse de ikincil bir dünya olsun yalnızca bir dünya içinde eserlerini yaratmak zorunda kalmış olsalar bile kısmen ve daima o dünyanın kurallarına uymak zorunda kalacaktır. Örneğin tüm fanteziler yalnızca Tolkien’in ikincil dünyasındadır ve muhtemelen en meşhur ikincil dünya eğer orta dünyada var olsaydı o zaman bir sanatçı, canlı ve katı açıklamalara uymayan bir varlık yaratamazdı. Boyanmış bütün hobbitlerin kıllı ayakları olmalıdır, bütün elflerin başları hafifçe sivri kulaklarla süslenmiştir.

İkincil dünyaların ve hayal gücünün sınırsız kaynağı nedeniyle bir sanatçı özgürce yaratabilir. Dünyalarındaki hobbitler hâlâ küçük olsa bile ayakları tüysüz olabilir. Elflerin yine de kulakları sivri bir işaret fişeği biçimindedir ancak hobbitlerden bile daha küçük olabilir.

Bu nedenle ikincil dünyalar, fantezi sanatında son derece önemlidir. Bir sanatçının yaratımlarını haklı kılmasını sağlar ve gerçek olabilmesi için hâlâ yeterince bağlı kalması gerekirken tüm bu yanlış unsurlar “bu dünyada olduğu gibi” ifadesiyle basitçe açıklanabilir.

FANTEZİ SANATININ EVRİMİ VE KÖKENİ OLAN MİTOLOJİ

Din, mit, romantizm, tarih, epik ve mistisizme özgü pek çok başka sistemde zihin kavramları ve dönüşleri sık sık imkânsız cephelerde rasyonalizasyon yapıyor. Hangi hayal fark edilmeden ve keşfedilmemiş bir broşür hâline geldi. Geçmişte ikincil dünyalar içinde yaratma becerisine her zaman izin verilmemişti.

Fantastik sanat ikincil dünyaların yaratılmasıyla değil, düşük fantezi tasviriyle birincil dünyamızda var olan fanteziler yoluyla gelişmedi. Peri masalları, mitoloji, folklor ve efsane, fantezi sanatının popüler temaları olmuş ve hâlen bu durum devam etmektedir. Şimdi de yeni fantastik dünyalarda benimsenmeye devam etmektedir.

Geçmiş Avrupa sanatında sanata layık görülen tek tema olan portre, Hıristiyan mitolojisi ya da klasik mitolojiydi. Sanatçıların sanatsal hayal gücü o kadar özgür değildi. Bu efsaneleri ve masalları tasvir ederlerken hikâyeyi sadık tutmak zorundaydılar. Efsane, şimdi kurgu olarak tanımlandı ve bir zamanlar bazı insanlar için gerçekti. Sanata bakılmak istenen inançlarla bağ kurmak gerekiyordu. Toplumun tamamı bu efsanelere inanıyor olmasa da yine inananların sayısının az oluşu bile efsanelere saygı duyulmasına neden olmaktadır.

Fantezi sanatındaki mitolojinin tarihi hayal edilen canavarların, Tanrılar ve efsanevî yaratıkların mağara çizimine geri dönüyor. Mitoloji, çevremizdeki dünyada açıklanamayan şeyleri açıklamaya duyulan bir ihtiyaçtan ortaya çıktı ve sanatı kullanmak efsanelere, çoğunlukla da görsel bir yardım sağlayabilen kalıcılık ve güvenirlilik kazandırdı. Bu açıklamaların keşfedilmesi ve bir şekilde bilinmeyenlerin yakalanması ihtiyacı Orta Çağ sanatında, goblinler üzerinde, zamanın ejderhasında ve tek boynuzlu görüntülerinin işlenen popülaritesinde iyi görülmektedir. Bilgi eksikliği, büyük kertenkele hikâyelerinin ejderha olarak algılanması anlamına geliyordu.

Boynuzlu atların hikâyeleri, Altay bölgesinin eski göçebe savaşçı kabilelerinin atları için kullanılan bu popüler başlıklar, diğer kabileler arasında da bu hikâyeler konuşulurken eski göçebe savaşçılarının tek boynuzlu atları biçiminde dile getirilmiş ve böylece fenomeni açıklamak, onu gerçekleriyle yüzleştirmek ve sanatı kullanmak suretiyle sağlamlaştırmak için bilinmeyen ile mitolojiyi birbirine bağlamak gerektiğinin önemi üzerinde durulmuştur.

Bu nedenle korkunç bilinmeyenler, fantezi sanat eserleri tarafından tutulmuş ve bastırılmıştır. Tek boynuzlu atların gururu ve vahşeti (ki bunlar canlı olarak ele alınamıyorladı) yine de ölümlü olanlar daha gururlu, güzel canavarı tutsak tutacaklarını düşünmekten hoşlanıyorlardı. Bu yüzden tek boynuzlu görüntüleri goblinlerin içerisine oturtmaktan vazgeçemiyorlardı.

Mitolojik karakterler, canlılar ve temalar tarih boyunca sanatta tasvir edilmiştir. Hatta mit, arp, siklon, sirenler ve nimflerin yaratıkları, çok Tanrılılıkta bir ulusun, bir halkın bütün Tanrıları olan Panteon’un Tanrıları, Asgard, Tuatha de Danann, tüm mitolojinin orijinal bağlamlarından ve kültürel evlerinden alınmış fantezi türünün geniş şemsiyesi altında onlara yeni bir ev verilmiştir. Efsanenin fanteziye uyarlanması yüzünden efsanenin nerede bittiğini ve fantezinin nerede başladığını tanımlamak neredeyse imkânsızdı.

Sadece mitolojiyi tanımak için önemli olan bu bağlantı değildi, önemli olan tüm öykülere nasıl bir bağlantı yapılması gerektiğiydi. Fantezi sanatı, insanların bu öykülerin gerçek olduğuna inanıp inanmadıklarıdır. Yoksa sadece peri masalları olsun ya da olmasın, önemli olan onların hikâyelerin tasviriyle tüm dünyayı nasıl geliştirdikleridir.

Şimdi bile fantezi sanat ve fantezi edebiyatı ayrılmaz bir şekilde birbirine bağlıdır. Gerçi çok fazla mitolojinin hâlâ yüksek bir fantezide var olduğu gerçeği, şu anda bile yüksek fantezinin ortaya çıktığı noktanın en büyük kanıtıdır.

Ancak bazı eleştirmenler için efsanenin ve hikâyelerin, verilen açıklamalarla tamamen yönetildiği tasvirleri yeterli değildir. Efsane ve öykülerden öğelerin alındığı ancak bir sanatçının kendi hayal gücüne uyacak şekilde bu öğelerin yeniden değiştirilmiş olduğu düşünüldüğünde tüm bu tanımlamaları bir araya getirirerek aşağıdakilere ulaşırız.

Sonuç: fantezi zihinsel bir görüntü veya görüntü dizisi, yansıtan hem bilinçli hem de bilinçsiz istekler, tatmin olsun veya olmasın ama çok değildir. Hayal kurma veya sanrılardan farklı gerçekçi olmayan bu zihinsel imgeler hoş, heyecanlı veya grotesktir.

Edebiyat okuyucuları ve yazarları için bir ifade özgürlüğü, genellikle bilinen şeylerin sınırlarının çok ötesindedir. Gustav Jung, Jacques Lacan ve Slavoj Žižek için bilinçdışı fanteziler yalnızca hayallerin değil, tüm düşünceler için hem yaratıcı hem de yıkıcı faaliyetlerdir. Böylece birçok tarih öncesi, evrensel yaratıcı dürtü, benzer arzulanan insan nitelikleri olan ideal dünyaların yaratılmasının bir dönüm noktası olarak genellikle de Hieronymus Bosch’un çalışmaları ile karakterize edilerek gerçek ve hayalî kabul edilen, mümkün olanla ve imkânsız olanla değişebilir bir zamandan diğerine ötelenir.

Fantezi ile gerçek edebiyat arasındaki ince çizgi artık başlamıştır. Sadece son birkaç on yılda daha kalın, kalınlaşmış alt türlerin sayısı ve hatta alt-alttürler. 19. yüzyılda ve daha erken (hatta 20. yüzyıla kadar) gotik masalların yazarları, gizemler ve çocuk edebiyatı ana akım olarak kabul edildi. Bosch, genellikle modern fantezi sanatçılarının en eskisi olarak biliniyor. Sanatında tuhaf sahneleri ve cehennem görüntülerini bir araya getirmiştir.

Genellikle Yeryüzü Zevkleri Bahçesi’nde olduğu gibi temalar din ve masal ile bağlantılıdır. Oysa o anda temaların yorumlanması, halüsinasyon görüntülerinin ilgi çekici ve ayrıntılı olduğu kadar dikkate değer de olmasındandır. Sanatçının çalışmaları, modern fantezinin kalıplaşmış imgelerini ve yaratıklarını içermezken onların hikâyelerini benimsemek ancak kendi tasarımına dönüştürmek için onun fantezi sanatında bir dönüm noktası olarak kendi çalışmalarını işaret etmesi bu gerçeği değiştirmeyecektir çünkü görülecektir ki sanatçının kendi hayalidir bu.

VİKTORYA MASALLAR ÜLKESİ FENOMENİ:

Orta Çağ boyunca masal ve folklor Avrupa’da yaygınlaşırken 19. yüzyılda sanatçılar büyük bir rağbet yaşadı. Daha önce İngiltere’de bağnaz Püriten topluluğu, halk veya masal temalarını kabul edilemez bir şekilde tasvir etmişti. Halk masalları kaba, sapık, anlamsız ve rahatsız edici kabul edilip putperest sayılıyordu.

Fantezi çoğu peri sanatının tamamı, yeni bir üslubun odak noktası olmuştu ve popülerliği zamanın toplumsal değerlerine karşı bir isyan olarak görülüyordu. Efsane, edebiyat, resim ve 1820’lerden 1840’lara kadar olan aşamalar için en azından Birinci Dünya Savaşı’na kadar hayatta kalmanın gerekliliği ve masallar ülkesinin kabul görüp hızlı büyümesi de 19. yüzyıl kültürünün en dikkat çeken fenomenlerinden biridir.

Fantastik varlıklar, bir zamanlar mevcut hikâyelerin bir parçası hâline geldiğinde periler ve peri toprakları kaybolup kendi türüne dönüştü. Resimler çoğu zaman edebiyatla bağlantılıydı. Shakespeare’in ve diğer yazarların, zamanın önemli bir etkisi olan eserleri ile birlikte sanatçılar da tamamen hayaletleri yüzünden perdeler için yeni bir dünya yarattı. Richard Dadd, Richard Doyle, Francis Danby, Joseph Noël Paton, John Anster Fitzgerald, Daniel Maclise, Thomas Heatherly ve Eleanor Fortescue-Brickdale, Viktorya, peri sanatı türünde bir tür yaratan sayısız sanatçıdan sadece birkaçıydılar.

Fantezi sanatına bugün bir eğilim olduğu hâlde marjinalize edilmemiş olduğundan ancak prestijli galerilerde ve Kraliyet Akademisi sergilerinde bu sanat ile ilgili eserler bulunmaktadır. Periler popülerlik patlaması yaşarken teknoloji patlaması, İngiliz kırsalındaki fabrikalar ve binaların yıkımıyla büyülü çağa karşı geldi. Fantezi temalı sanat nostaljiden zengin eserlerin, özellikle de ön-raffaeloculuk akımının sanatı üzerine boyanmış bir şeklini almıştır.

Bu akımın çalışmaları, romantizm ve efsaneye dayanıyordu. Endüstriyel çağın çirkin yönüne karşı koymak için güzel rüya gibi estetik ve ince bir işçilik vardı. “Yaptıkları her lokomotif için,” diye belirtti ve ekledi Edward Burne-Jones: “başka bir melek boyayacağım”. Edward Burne-Jones, Art Nouveau tarzının daha fonksiyonel tarafı olan folkloru, 19. yüzyılın sonuna kadar perakende ve popüler peri masallarının sahnelerini, genelde dekoratif sanatların her biçiminde ve özellikle de orta sınıf evlerde çokça görülen biçimlerde kullandı. Onları duvar kâğıdı, drapeler, seramik, vitray ve metal gibi sanat eserlerine dönüştürdü.

Arthur Rackham, Edmund Dulac, Kay Nielsen, Jessie M. King, Warwick Goble, Eleanor Vere Boyle ve Edward G. Robinson ve beş kardeşi tarafından resimlemeyi güzel bir sanat hâline getiren cömert, yeni peri masalı ciltleri üretildi. Victoria dönemi peri fenomenlerinin en dikkat çekici olaylarından biri, Cottingley peri fotoğraflarının en çok halka arz edilen olanlarıydı. 1917’de Elsie Wright ve Frances Griffith, Cottingley’deki bahçelerinde perilerin fotoğraflarını çekmeyi başardı. Bugünün standartlarına göre kaba ve tiksindiren bu fotoğraflar, Sir Arthur Conan Doyle tarafından yüceltilip savunulduğu zaman mutlak bir sansasyon yarattı. İki kızın yetenekli sanat eserlerinden başka bir şey olmadığı kanıtlanmadan önce fotoğraflar, aslında peri sanatının sonunu belirleyen faktörler olarak gösteriliyordu.

Bu fotoğraflar, insanların perilere olan ilgisini canlandırmalarına rağmen perilerin gerçek varlığının görünür kanıtı olarak onları ihtişamdan ve büyüden mahrum etmişti. İngiltere’de Exeter College of Art and Design’da sanat eğitimine başlayan Ressam Selma Gürbüz de eserlerinde insanoğlunun üretmiş olduğu düşsel formlar ve büyü sembollerini, Zodyak işaretlerini, sembol hayvanlarını, fantastik çağdaş yorumlarla resmetmektedir.

FANTASTİK SANATTAKİ KÜRESEL ÇEŞİTLİLİK VE KAPSAM GÜNCELLEMESİ, İMGELEMİN DERİNLEŞTİRİLMESİ VE TOLKİEN’İN DÜNYASI

Tolkien’in fantezi dünyasında bıraktığı iz önemlidir. Edebiyatta ve sanattaki fantezi, mitolojiyi ve folklorun bağlarını kopararak kendi başına kendisi yeni bir tür olarak sürdürmeye devam etti. Yeni teknolojilerin yükselişi, bilimsel kurgunun gelişimini, teknik olarak başka bir dünyayı ve zamanı tasvir eden yüksek bir fantezi tasavvurunu gördü. Bilim kurgusunun zemin kazanmasıyla Orta Çağ efsanelerine dönen bir hareket vardı.

Tolkien’in çalışmaları fantezi gelişiminde en önemli olaylardan biridir. Hikâyeleri, edebiyat için resmeden fantezi sanatçılarının tümüne ilham verdi. Fantastik ırklar, mitolojiler, dinler, diller ve peyzajlar gibi fantezi unsurlarının standart tanımları olarak kabul edilen bir bütün, kurgulanan bu fantastik dünyayı yarattı. Tolkien, sadece sanatçılara ilham vermekten çok fantezi sanatı için çok şey yaptı. Edebiyat alanında eseri, edebiyat ödülüne layık görüldü ve çok yakından bağlantılı olduğu için fantezi edebiyatının yeni keşfedilen bir yönü olarak fantezi sanatçılar tarafından da beğenildi. Birçoğu tarafından Tolkien’e az ya da çok hiçbir şey borçlu gibi görünmüyor olsa bile bazı yazarların onu yaratıcı gücü ya da felsefî anlayıştan üstün olduğu için değerli buldukları söylenebilir.

Mesele şu ki Tolkien fantezi sanatını saygın bir hâle getirdi. Tolkien, fantezi sanatında yalnızca kendi ikincil dünyasını değil, diğer sanatçılara da ilham vererek çok büyük bir etki yarattı; kendisinin ve onların hayal dünyalarını yarattı.

Şimdi fantezi sanatı: yüksek sanat ve ucuz… Leş… Tüyler ürpertici… Heyecan verici… Pulp kültürü ve kurgu arasında çünkü akademik yorumun önemli faydaları olmadan ortaya çıkıp gelişti ve çiçek açması muhteşem oldu. Pulp kültürünün sınırsız bir hayal gücü, açık ve sade bir anlatım ile elde etmiş olduğu başarı çok da haksız değildir. Western kahramanı “Buffalo Bill” ve dedektif Nick Carter’ın maceralarının pek revaçta olduğu bu dönemde, fantastik öyküler yazarı E. R. Burrougs’un “Ormanlar Kralı Tarzan” karakteri büyük bir hayran kitlesine sahip olur. Maymunların büyüttüğü Tarzan, şehir hayatının ağırlığı ve kısır döngüsü içinde bunalan insanlar için yeni bir soluktur. Üstelik pulp romanlarında pek tutulan aşk öğesi, burada da ‘jane’ şeklinde tekrar karşımıza çıkmaktadır. Tarih boyunca fantezi sanatı, mit ve hikâyelerin tasvirinden çıktı. Şimdi modern fantastik sanat, modern fantezi yazarlarının kitap kapaklarındaki yerini alıyor. Görseller içinde kullanılan kelimelerdeki fantezinin, görsellerden ayrılması ise imkânsız görünüyor.

Fantastik sanat, modern ticaret toplumunda popüler bir güçtür. Güzel sanatlar ile ilgili galerilere asılı olarak çok görülmemekle birlikte modern ticarî kültürün her alanına nüfuz ediyor. Elfwood (şimdiye kadar 10.000’den fazla sanatçıya sahip olan) gibi devasa fantezi galerileri ile internetin her yerinde bulunmaktadırlar. Ezici fantezi ve bilimkurgu sözleşmelerini doldurup ticaret sanatında takvimler, pimler ve tebrik kartları olarak bulunuyorlar. Fantezi görüntülerinin hemen hemen hepsi şimdi güzel sanatlar galerilerinde değil web siteleri üzerinden satılıyor. Wicca İnancı, Yüzüklerin Efendisi ve Harry Potter’ın hareketli görüntüleri, çizgi romanlar, bilgisayar oyunları, rol yapma oyunları, tahsil edilebilir ticaret kartı oyunları ve daha pek çok fantezi sanatında Yeni Çağ ürünlerinin ortaya çıkmasıyla birlikte fantezi sanat, daha çok sanat ortamlarında bulunarak toplumun daha fazla kesimlerinde her zamankinden çok yer almaktadır.

Tarih boyunca popüler hâle getirilen fantezi sanatında, bu tarz çalışan sanatçıların hâlâ romantik macera, masum erotizm ve şaşkınlık gibi duyguları birleştirerek günümüzde açık bir şekilde aynı temaları yoğun olarak kullandıkları görülüyor çünkü benzersiz şartlar altında bir dünyada yaşamak ezici ve dayanılmazdır. Vivian Sobchack’ın da dediği gibi “bu tarzın gücü şüpheci olan doğasında yatıyor”.

Sonuçta tek başına yetkili olmak için kesin sınırlar olduğunda, bu sınırlar çok daraldıklarında göz kamaştırıcılık ve hayal kırıklıkları yaratan çalışmaların yasaya, yol ve yönteme uymayan fantastik bir kurgu içerir. Bu bahisle Otranto Kalesi, Alice’in Maceraları gibi çeşitli romanlar ve Harikalar Diyarı, Hobbit, Harry Potter serisinin sınırları bir zorunluluk olarak karşımıza çıkıp çok çeşitli metinleri kucaklayacak kadar esnek kalmak zorunda olacaklardır.

Öyleyse eleştirmenler, doğruyu bulmak amacıyla çok fazla girişimde bulunmak için çaba neden harcıyor? Birincisi hiç kimse tarafından evrensel olarak fantastik kurgunun herkesçe kabul edilebilir bir tanımının yapılamıyor olmasıdır. Bilim insanları, sofistike araştırma yöntemleri geliştirmiş olsa da çoğu kez yüksek standarttaki teorileri formüle ederek fantezinin tatmin edici bir tanımını sunmak veya türler üzerinde anlaşmak yerine bilinçlilik ve bilinçsizlik arasında çok keskin bir ayrım çizgisi bırakmaktadır. Süpermenler ve fantastik kurmacanın alt türleri, çok sık rastlanan aynı eserlerin birincil bir eser olarak kabul edilerek ayrı ayrı ele alınmış olmasından yaratılmıştır.

Fantastik, gotik, korku, efsanevî, bilimkurgu veya cyborg edebiyatı olarak Frankenstein, Drakula ve Tarzan’ın öykülerine neler oldu ya da daha yeni bir örnek vermek için Margaret Atwood’un Damızlık Kızın Öyküsü adlı bilimkurgu olarak kabul edilen öykü kitabına neler oldu? Ütopik, distopik, feminist, postmodern, tarihsel dinî romanlar ve benzerleri, eleştirmenlerce odaklanılan konulardan yalnızca birkaçıdır.

Benim bu çalışmaları, fantastik kurgu olarak tanımlayamıyor olmamı da ikinci bir neden olarak düşünürsek bu makalede böyle bir akışkan konunun kararlı bir tanımının yapılamıyor olması, bu tanımın benim için yeterli olmasının boşa kürek çekmenin hiç kürek çekmemekten daha iyi olacağını düşünüyor olmamdan kaynaklandığının bilinmesini belirtmek isterim.

Fantastik realizmin Türkiye’deki en güçlü ismi ise dünyaca meşhur Ressam Erol Deneç’tır. Tam anlamıyla fantastik realist bir sanatçı, “fantastik realizmin insanın iç dünyasının bir hakikati” olduğunu söylüyor. Bilinmeyenliğimiz çok zengin olduğu için bu tarzın sınırları fevkalade geniştir. Bazı sanatçılar, kendi özünden korkarken derinliği olan özel kişiler kendisini merak ederek fantastik realizme yöneliyor. Bugün çağdaş sanat adı altında birçok şey icra ediliyor ama bence gerçek çağdaş sanat, fantastik realizmdir. Zira “mikro kâinattan makro kâinata, gördüklerimiz gerçekten çok harika şeyler” diyen ressam, eserlerinde ahşap desenlerin yansımalarının çokça olduğunu söylüyor ve ardından hemen ekliyor: “Babam marangozdu. O ceviz kaplama yapar, ben de cilalardım. Ceviz kaplamanın muhteşem dokuları vardır. O dokuları hayranlıkla seyreder, gizli figürler arardım. Çocukluğumda hayran olduğum o ahşap desenler birçok eserime ilham verdi”.

Bu eserler, edebiyatla olan bağlantıları nedeniyle ve genellikle ticarî oldukları için gözü hoşnut etmekten başka bir niyetleri olmaksızın yaratıldıklarından, fantezi sanatı hâlâ sanattan ziyade bir resimleme şekli olarak görülmektedir.

Fantastik sanatçılar, zevk aldıkları ve ilgi duydukları şeyleri yaratırlarken kendilerini diğer sanat dallarından ayıran genel halk arasında da bir popülarite sağlamaktadırlar ve sanatın bu kadar ticarî olmasını sağlayan da popülerliktir zaten.

Gerçekten de büyük bir modern fantezi sanatçısı, fantezi temasından değilse bile genel anlamda fantezi sanatçısı olarak sınıflandırılmaktadırlar çünkü bu fantezi sanatı, halka daha fazla satılabilir bir eser olarak görülmektedir. Sanatçı, ticarî gereklilikler ile estetik sorumluluklar arasında ince bir çizgi çizer. Neredeyse tüm modern fantastik sanatçılar ve hatta eserlerinin çoğunluğu, kendi hayal güçlerinden kaynaklanmaktadır. Belirtmek gerekir ki hâlâ fantezi yazarların fikirlerini ve hikâyelerini, ticarî olarak göstermek için çalışıyorlar.

Bir başka kişinin fikirlerini yaratma arzusu, öyle pek fazla olmayabilir ancak diğer kişiler fikirlerinin sanatçılar tarafından yaratılmasını çok arzuluyordur. Modern arşiv yazarları kendi efsanelerini yarattığından, modern sanatçılar tarafından da tanımlanmasını istedikleri için bu arzu ve efsaneyi imge ile tanımlayarak geçmişteki ihtiyacın aynısını yansıtmak istemektedir.

Eğer fantezi güçlü bir şekilde sunulabilir veya gerçekleştirilebilirse hayal gücümüze doğruyu ya da gerçeği ölçebilecek kadar derin bir iz bırakabilir.

Yeni ortamlar keşfedildikçe, sanatın yeni stilleri ve eğilimleri ortaya çıktıkça fantezi türü, sanatçı hayal gücünün daha önce hiç bu kadar özgürce yaratılmadığı bir tür olarak görülüyor. Diğer güzel sanat alanlarından farklı olarak modern fantezi sanatçıları, büyük fanatik hayranları ve zengin kazançları ile günden güne büyük bir başarı ve şöhrete sahip oluyorlar.

MODERN SANATÇILAR VE ETKİLERİ

Fantastik sanat terimi, şimdi kullanıldığında zihinde genellikle net bir görüntü belirir. Bir avuç modern sanatçı, tür için çok temel önem taşıyor. Fantezi tasvirindeki tarzı, vizyonu ve başarısı göz önüne alındığında fantezi sanatının ve resimlemesinin artık bu sanatçıların çalışmalarıyla tanımlandığını gözlemleniyor.

Bu sanatçıların bir kısmı, stilleri, etkileri ve fantastik sanat ve resimleme dünyasındaki etkisi açısından aşağıda incelenecektir. Barış Müstecaplıoğlu’nun “Perg Efsaneleri” serisinin ilk romanı Korkak ve Canavar, Türkiye’de fantastik kurgu edebiyatının da ilk romanıdır. Günümüzde bir klasik olan bu eser, hayal gücü ile insanî duyguları buluşturma başarısıyla okura yeni bir ülkeyi keşfetmenin tadını yaşatırken sıra dışı kahramanlarımız Leofold ve Guorin’in sürprizlerle dolu yolculuklarına da eşlik etmemizi sağlar.

Bunun yanı sıra İhsan Oktay Anar’ın Puslu Kıtalar Atlası, İlknur Uğur’un Yansıma’sı, Akhan Pelikan’ın Gümüş Yelken Başlangıç ve Cem Gülbent’in Paradokya: Adalet Yıldızı ve Kayıp Pusula adlı kitapları da bu türün başyapıtlarındandır. Boris Vallejo ve Julie Bell’in ise karı ve koca ekibi olarak birbirine benzeyen bir tarzları vardır. O kadar şaşırtıcı ki ikisi de birbirleriyle ve fantezi türü ile eş anlamlı hâle gelmiştir. Kendi tarzlarında, eserleri hayal güçleriyle zenginleştirilmiş olarak kendilerinin dramatik ve fotogerçekçiliğinde çok çarpıcıdır. Tuhaf yaratıklarla dolu uzaylı bir manzara içinde bir kadını tüm mavi metalik etlerden tasvir edebilir ve gerçek gibi görünmesini sağlayabilirler. Çoğu fantezi sanatının genellikle insan figürlerini içerdiği ortamlarda, bunlar ana odak noktaları olarak kabul edilebilir. Mükemmel, şehvetli insan formlarını tüm çalışmalarında sergilerler. Modern fantazinin temel eleştirilerinden biri de sıklıkla taviz veren kadınların, genellikle taviz veren pozisyonlarının gösterilmesine yönelik eğilimleridir.

Fantastik sanat; sömürücü, cinsiyetçi ve ucuz olarak markalaşmıştır. Sanatçı Julie Bell’in şöhreti, bu basmakalıplar için büyük bir darbe oldu çünkü bu görkemli kadın formları erkekler tarafından değil, bir kadın tarafından tasvir edildi. Sanatçının seks içeren bu çalışmalarının önemsiz gerçeği fantastik sanatı, kadın formunun güzelliğini ve gücünü kutlamaya değer kıldığı için toplum tarafından görülmesine Bell izin verdi. Görüntülerinin gerçekçiliği, çetin ve şok edicidir. Güçlü renkler, güçlü kadınlar, keskin ayrıntılar ve etkili silahlar, nesneleri fantezi resimlemede yeni ve ışıl ışıl bir dönemin cesur ama muhteşem kahramanları ve kahramanlıklarının efsanesi, Boris Vallejo ve Julie Bell’in stili, teknik becerileri olarak her ikisi için de ilham kaynağı olan ustalarınınki ile karşılaştırıldıklarında görülebilir. Boris Vallejo, “Vermeer, Rembrandt, Leonardo benim ilk yıllarımda bu ustaların eserlerini tekrar tekrar incelemekteydim” demektedir. Boris Vallejo ve Julie Bell’in sanatı aynı realizmi, aynı zengin, pürüzsüz kaliteyi ve ayrıntıya aynı özeni gösterdi. Aksine bu stiller, Boris ve Julie’nin eserleri tarih boyunca herkesten farklı olarak güçlü bir güce sahip olmuştur.

Fantezi türüne damgasını vuran ikincil dünyalar yaratma açısından Tolkien kadar başarılı bir sanatçı yoktur; varsa da çok az sayıdadır. Mistik âlemler yaratmak için modern bir usta olsa da Brian Froud adı da mutlaka anılmalıdır. Onun tarzı ve vizyonu, onu sanatçılar ve tasarımcılar arasında diğerlerinden ayırıp yeni bir hayal gücü ve yaratıcılık standardı oluşturdu. Çalışmaları o kadar özeldir ki derinliklerine bakılırsa dünyaları Tolkien’in evrimine kadar modern fanteziye katkı sağlayacak derecede etkili olmuştur. Jim Henson ve Frank Oz’un “Karanlık Kristal” ve Jim Henson’ın “Labirent” adlı uzun metrajlı filmleri için dünyaların tasarımıyla ilgili çalışmaları, fantezi sanat ve tasarım alanlarında başarılı görülerek günümüzde bile saygı ile söz edilmektedir. Jim Henson’ın icadı, muppet tarzı kukla show’un çizgi versiyonu “Rockçı Kurbağalar”dır. Bunlar, yer altında bir ülkede yaşayan ve sürekli dans edip şarkı söyleyen komik kurbağalardır. Boris ve Julie’nin yaptığı gibi Henson’ın filmleri, fanteziyle eş anlamlı bir hâle gelmiştir. Yüksek fanteziyle uğraşırken diğer dünyaları da Boris ve Julie Bell’e göre belirgin olarak farklıdır ve tarzı fotoğrafçılıktan değildir. Sanatında belirsizlik ve gizlilik hissi bulunmaktadır. Brian Froud’un folklora ve fanteziye olan ilgisini tetikleyen sanatçı olan Arthur Rackham’ın eserleri gibi dekoratif ve tuhaf bir tarzı vardır.

FANTASTİK SANATIN ÖNEMİ, ALGILANAN DEĞERİ VE TOPLUMDAKİ YERİ

Bazı eleştirmenler ve akademisyenler, tüm türleri nesnel kritik standartlardan ziyade duygular içinde olan bir tutku ile kınamaktadırlar. Sanat ifadesinin her şekli de dâhil olmak üzere fantezi türü, toplumdaki rolü nedeniyle genellikle değer kaybetmektedir. Fantezi dünyası, insan toplumundaki en eski türlerden biridir ancak çoğu zaman tersine çevrilmiş biçimleri kaçamak ve ayaklanmayla karşı karşıya bırakan tematik, biçembilim duruşu nedeniyle bu tür ile ilgilenen sanatçıların neredeyse tamamı tarafından reddedilmektedir de. Bununla birlikte fantezi, insan yaşamı, hayal gücü ve yaratıcılığı için esastır. İnsan aklını keşfetmek ve büyümek için bir yer verir.

Gerçek dünyamızın unsurlarını saf fanteziyle birleştirmek, insanlara genel olarak yaşamın yönlerini oluşturup inceleyebilecekleri bir alan açar ve bu alanda bir açılım sağlar. Film yapımında kendi kendini şekillendirmenin bir yolu olarak filmlerde büyüyen başka bir yönetmen Quentin Tarantino’dur. İlginç bir karşılaştırma olarak “Kill Bill” filminin başından bir sahne, vinç atışının bazı doğaüstü imaları bulunduğuna ilişkin görüşü desteklemektedir. Kamera, sunaktan Deadly Viper Suikast Ekibi’nin geldiği kilisenin ön çimlerine (ilâhî bir sembol) geri gider. Kiliseye girip işgalcilerin çoğunu öldürmeye devam ederken kamera cinayet çılgınlığını görmeden kaydeder. Kamera, kiliseden çıkarak Deadly Viper Suikast Ekibi’ne (kötülük sembolü) girip öldürme imkânı tanıyan Tanrı (İyilik sembolü) olarak görülebilir. Tanrı, olayları gökyüzünden izliyor ve müdahale etmiyor. İnsan zihni, yaşadığı bir varlıktan başka bir varlığı hayal edebilme kabiliyetinde olmakla sanki dışarıdan var olduğu gibi aslında içine daldığı varlığı algılamaya izin vermek demektir. Yani bir tema olarak fantezi, kesin bir faktör olmasına karşın salt gerçek, aynı zamanda gerçek dünyamızı analiz etmemiz için bir araç olarak görülmelidir. Diğer dünyalar ve diğer dünyevî varlıkların tasvirinde, ütopik ya da distopik olmasına bakılmaksızın insanlara varlıklarını diğeriyle kıyaslama, hem kusurlarını ve hem de değerini görme fırsatı tanır.

Fantezi sanatı, gerçekliği ve onun varoluşuna bağlı olarak aynı zamanda onu yorumlayan, eleştiren ve aydınlatan, gelenekselleşmiş temsiliyle simbiyotik bir ilişki içinde her zaman var olacaktır. Efsane ve fantezinin önemi üzerine birçok büyük yorumcu vardır ve bunların arasında Joseph Campbell adı ön plana çıkıyor. Ayrıca çağdaş dünyanın Şamanları ve efsanevî yapıcıları olarak adlandırdıkları sanatçıların önemini yukarıda belirttim. Modern fantezi sanatçıları, artık yaşamak için büyük bir göreve sahiplerdir. Bildiğimiz şekliyle toplumu şekillendiren eski mitlerin özünde bulunan temaları ve sihri her zaman canlı tutmak zorundadır.

SONUÇ

Fantezi sanatı şimdi sadece analiz, tartışma ve akademik değer bulan bir disiplin olarak görülmeye başlandı. Fantezi edebiyatındaki kurslar, birçok kolejde ve üniversitede bulunuyor. Fantezi sanatı hâlâ tamamen ticarî olarak görülürken bu şekilde büyük bir başarıya da sahiptir. Daha yaygın ve diğer sanat türlerine göre daha büyük bir hayran kitlesi vardır. Modern güzel sanatın kasıtlı olarak kendisini genel halktan ayırdığı gerçeği ve genel halkın fantezi sanatıyla kucaklaştığı gerçeğinin tarih ve medeniyetle yakından bağlantılı olduğu açıktır. Umuyorum ki artan bir şekilde sanatsal olarak önemini ve büyümesini sürdürür.

HİÇ BİR ADIMI KAÇIRMAYIN

EK Dergi Mail Bültenine Katıl