Bir gemi vermişler bana
yeni kıtaya göndermişler
yegâne mürettebat benim
yolcularım ise kediler
Kimsesiz sulardayım
hangi kaptan dümen çevirir
bir kaosun ortasında yalnızca
kitaplarım var
Kralı ilan ettim bu geminin kendimi
kediler kabul ettiler
bir kaosun ortasında
krallığımı inşa ettiler
Besliyorum şimdi onları
beni anlamalarını sağlıyor
deniz dinginleştiğinde
hepsi yanıma geliyor
_____
ERKAN KARAKİRAZ’IN YORUMU
Fırat Kandemir, Gemi ve Kediler isimli şiirinde, gerçeği manipüle ettiği sürreal bir dünyadan ses verirken gündeliğin sıradanlığını masalsı anlatıların sınırına yaklaştırıyor. Bireyin tek başınalığından ürettiği kaçışı, zihnin sanrılı, bulanık imgeleriyle buluşturuyor. İçinde bulunduğu uzamı gemi, kendini gemi mürettabatının yegâne üyesi ve hatta kralı, kedileri ise geminin yolcuları olarak kurgulayan bir kaçış bu. Uzamın çalkantılı yaşantısını ve bu yaşantıdan edindiği acı tecrübeleri savuşturmanın bir yolu olarak gören şiir öznesinin kendini kendine açıkladığı bir yalnızlık hâlinin tasviri. Fırat Kandemir, 16 yaşında. Bu bilgiyi vermemin sebebi, şairin şiirde dile getirdiği bakışın gerçeklikle ilintisinin gücüne dikkat çekme arzusu. Kaos’u güzelleştirme itkisiyle çoğalan, kitapların kılavuzluğunda endişeden şiire yol alan bir varoluşun izleri var şiirde. Euripides’in “İnsan endişeden yaratılmıştır.” sözünü hatırlatıyor.
Kapak: Cihat Burak (Ayrıntı)