Ana Sayfa Manşet HAVVA’NIN “UYANIK” KIZI: ELİF ŞAFAK

HAVVA’NIN “UYANIK” KIZI: ELİF ŞAFAK

HAVVA’NIN “UYANIK” KIZI: ELİF ŞAFAK

Havva’nın Üç Kızı, işte bu politik atmosferin meyvesidir.  Yazar, kitabında, 1980’den 2016’ya, bölünmüş bir aileyi anlattı, aile üzerinden aslında Türkiye’yi.

Birkaç gün önce, New York TED Talks’ta, biseksüel olduğunu; ancak kamusal alanda bunu bugüne kadar açıklama cesaretini gösteremediğini söyleyen Elif Şafak, bir yıllık aranın ardından, tekrar kendinden söz ettirmeyi başardı. Geçtiğimiz yıl 15 Temmuz’un hemen öncesinde yayımladığı Havva’nın Üç Kızı kitabının, o gündemde yitip gitmesi, yazarın bugüne kadarki macerasında, en büyük şanssızlığı olmuştu.

Bu bağlamda, 15 Temmuz’un en büyük ama fark edilmeyen mağduru Elif Şafak’tı bir anlamda. Hem itibar hem para hem de ikbal kaybetmişti zira. Bir; eşi ve Cemaat’in altın neslinin en önemli isimlerinden Eyüp Can Sağlık, hedefe konanlardan biriydi ve Şafak, bundan böyle ağzını açmaya kalktığında Gülenci ilan edilecekti. İki ve daha önemlisi; Türkiye’nin ılımlı, daha doğrusu korkak, ikiyüzlü liberallerinin manifestosu olabilecek Havva’nın Üç Kızı adlı kitap, Şafak’ın umduğu ilginin çeyreğini dahi görememişti.
Ancak yazar, süreci idare etmeyi başardı; bir yıl boyunca ortalıkta pek görünüp duyulmadı. Hedef olmaktan her zamanki uyanıklığı ile kurtuldu ve şimdi, tekrar ve yine kendisine faydalı olacak biçimde bir kişisel gündem teşkil etmeyi başardı.

Biseksüel olmak meselesi, yazarın el attığı tüm konular gibi netameli ve muarızları açısından hassastır. Şafak, bugüne dek, zaten hep bu çizgide hareket etmiş; din, tasavvuf, Ermeni sorunu vb. ülke kamuoyu açısından konjonktürel olarak yükselen ve popülerleşen başlıklarda, hep tam zamanında ve incelikle kalem oynatmış; hem bunları ilgili kesimlere satmış hem de eleştiricilerini tehlikeli sulara çekmeyi başarmıştı. O kadar öyle ki, yazarı eleştirme gafletine düşenler muhafazakârlara düşmanca yaklaşmak ya da milliyetçi hezeyanların öznesi olmakla suçlanmıştı.
Yeni başlık da aynı niteliktedir. Şimdi, nereden çıktı cinsel kimliğin ifşası, demeye kalkarsanız, yazardan önce yazarın hık deyicilerince ve pek demokrat-özgürlükçü, iktidardan yediği tokatlardan serseme dönmüş; ama öfkesini kendisini dövene değil de sizlere kusmaya hazır kitlenin gadrine uğrayabilirsiniz.
Yine de sormaktan geri duramıyoruz; gerçekten nereden çıktı şimdi bu biseksüellik işi?.. Geçen yıla dönmek gerekiyor sanırım bunu anlayabilmek için ve Şafak’ın yaşadığı o talihsizliği şöyle bir hatırlamak gerekiyor.

Politik iktidarın, 2011 kavşağına dek, ulus-devletin yıkımı eyleminde ideolojik ve siyasal olarak fiilen destek aldığı tüm kesimlerin; artık ihtiyaçları karşılamaktan uzaklaşma eğilimine girmesi ve/veya bundan böyle bunlara gereksinim duyulmaması sonucu girişilen tasfiye, giderek büyüdü ve 17/25 Aralık süreci ile iyice radikalleşti. Önce Cemaat’e sonra Kürt açılımının öznesi olma çabasındaki odaklara, ayrıca yazar-çizer bütün liberal kamuoyuna, devletin şiddet aygıtları ile yürütülen operasyonlar; 7 Haziran seçimlerinden sonra zirveye ulaştı. 1 Kasım’da amacın hâsıl kılınmasının ardından eski müttefikleri iki seçenek bekliyordu; iktidarla ya uzlaşacak ya da ona biat edeceklerdi.

Elif Şafak belki marjinal bir örnektir bu oyunda; ama üzerinden çok şey okunabilecek önemli de bir figürdür. Kendisi siyaset işlerinden de kendi meşrebince iyi anlar ve işlerin buraya geleceğini de çoktan görmüştür. Onun yapması gereken, sözüm ona muhalif kimliğini muhafaza ederken aynı zamanda kavgadan kaçmanın bir yolunu bulmaktır. Havva’nın Üç Kızı, işte bu politik atmosferin meyvesidir.  Yazar, kitabında, 1980’den 2016’ya, bölünmüş bir aileyi anlattı, aile üzerinden aslında Türkiye’yi. Başı kapalı, bir tarikata intisap etmiş, orucunda namazında bir anne; her gün içen, yobazlara öfkeli, laik bir baba; aşırı solcu, olaylara karışmış bir abi… Romanın başkahramanı Peri, işte bu ortamda büyüyordu. Hem annesini hem babasını hem de abisini çok seviyor, hepsine aynı oranda yakınlık duyuyordu. Anlayış, hoşgörü, sağduyu, diyalogdan mürekkep bir genç kadındı Peri. Elif Şafak’ın edebi anlamdaki suretiydi yani. Cinler, ruhlar, metafizik sayıklamalar da kitapta eksik değildi tabii.

Devamla; Peri büyüyor ve Oxford’a gidiyor, biri dinsiz biri iman sahibi, iki Orta Doğulu kızla arkadaş oluyordu. Yine kamplar yine keskin farklar yine derin politik zıtlıklar… On yılların liberal gevezelikleri… Ve bunların ortasında bir ılımlı Pericik! Ülkesine dönünce evlenip sosyeteye giren; etrafındaki siyasal ve kültürel uçlara meyletmeyip sağduyuyla, barış, sevgi, uzlaşmacılıkla hayatını örmeye çalışan bir kadını anlattı yazar özetle; aslında kendisinin yangın yerinde olmak istediği pozisyonu betimledi. Necmiye Alpay ve Aslı Erdoğan gibi isimlerle pek de bağım yok, dedi.

Yazarın diğer çok satan romanları gibi, bundan da bir edebi tat almak mümkün olmadı haliyle. Elif Şafak yine karakter, tip yaratamadı; yine ortalamaya, bayağıya teveccüh edip kendisini okuyanların, Aydın Doğan’ın kitabeviyle beraber, yirmi yedi lirasını çaldı. Üstelik Cumhuriyet ve Taraf arasında, ılımlı sol bir gazete çıkaracağım deyip, iki senede, iyi kötü yirmi yıllık geçmişi olan Radikal’i beceriksizliğiyle batıran ve yurtdışına giden kocası da kaçak teröristler listesine eklenince; Şafak, neredeyse görmezden gelindi. Bir yıl uğraşıp yazdığı ve kaçkın liberallerin iktidarla arayı yeniden yapma çağrısı olan kitabı adeta çöpe gitti.

Yazarın bunu kolay hazmedemeyeceği aşikârdı ve bu biseksüellik ifşası ile Şafak nihayet kendine yeni bir çıkış kapısı buldu. Hande Yener’den ikon yaratmaya çalışan, Bülent Ersoy’u pir kabul eden gruplar için sevindirici olabilecek bu gelişme; Elif Şafak’ın iki satır yazısını okumaya tenezzül etmeden kendisine sövmeyi eleştiri zannedenlere de birkaç yazılık malzeme sunacaktır. Ama bizi asıl ilgilendiren, yazarlığı pazarlamacılıkla bütünleyip pop’laşan bir yazıcı kuşağının en önemli isimlerinden olan Şafak’ın, elbette ki cinsel tercihleri sadece kendisini ilgilendirir, bu öncülün ardından bizlere ne sürprizler hazırladığıdır.
Elif Şafak’ta oyun da masal da hikâye de bitmez zira.

 

HİÇ BİR ADIMI KAÇIRMAYIN

EK Dergi Mail Bültenine Katıl