Ana Sayfa Röportaj Ezgi Ergenel: Kendi Kitabını Yayınlatmak

Ezgi Ergenel: Kendi Kitabını Yayınlatmak

Ezgi Ergenel: Kendi Kitabını Yayınlatmak

Istakoz Yayınevi yola çıkarken Abaküs Kitap’ın gelenekselliğinden ve uzmanlığından destek alarak yola çıktı. Beş yıllık tecrübenin ışığında yayın hayatına başlayan Istakoz Yayınevi editörü Ezgi Ergenel ile konuştuk.

Istakoz Yayınları hakkında konuşursak yayıneviniz hakkında biraz bilgi verebilir misiniz?

Yayınevimiz bu senenin başında Abaküs Kitap’ın alt markası olarak kuruldu. Abaküs, 5 yıllık geleneksel bir yayıncı. Bilişim, mühendislik ve eğitim teknolojileri alanlarında yayıncılık yapan bir yayınevi. Istakoz Kitap’ın en büyük avantajı da Abaküs’ün alanında uzman, geleneksel bir yayıncı olması. Bu sayede dağıtım, internetten kitap satan satış siteleri, yerel ve zincir kitabevleriyle ticari deneyime sahip olması Istakoz’dan yayınlanacak kitapların satışı ve okuyucular tarafından görülme imkânını arttırıyor.

Kendi Kitabını Kendin Yayınlatmak” edebi ve estetik açıdan yaratacağı riskler yok mu?

Kendi kitabını kendin yayınlarken, editör desteği almıyorsan, evet bu edebi ve estetik açıdan büyük bir risk. Biz yazarlara talep üzerine baskı desteği verirken, zorunlu olarak verdiğimiz bir hizmet de editörlük. Yani parasını verenin sadece baskı hizmeti alabileceği bir sistemimiz yok. Gelen her dosyayı konusuna göre alanında uzman editörlere iletiyoruz ve editörlük hizmeti almalarını sağlıyoruz. Yazarlarımızın mutlaka editör desteği almasını ve mutlaka birden fazla kişinin kitap üzerinde çalışmasını sağlıyoruz. Gelenekselin dışında kalan yayıncılık modelleri için sert bir önyargı var biliyoruz. Umarım yayınladığımız kitaplarla bu önyargıları kırmayı başarabiliriz.

Edebi ve estetik ölçütler bu noktada işler kılınabilir mi? “Kendin pişir kendin ye” gibi olmuyor mu?

Bizim sunduğumuz yayıncılık hizmetinde pek olmuyor. Yazarımızı herhangi bir aşamada tek başına bırakmıyoruz. Talep üzerine yayıncılık yaparken, yayınevimiz bünyesine giren her kitabı artık kendi kitabımız olarak görüyoruz. Geleneksel yayıncıların bu noktada zaten böyle davranıyor olmasının sebebi bastığı her kitap için para harcıyor olması. Bu parayı siz harcasanız da biz böyle düşünüyoruz. Bir de gelen her kitap dosyasını onaylıyoruz, basıyoruz gibi bir durum da yok. Yapacağımız her işin piyasada karşılığının olabilirliğini, satış açısından tutma ihtimalini de değerlendirip baskı sürecine sonra geçiyoruz.

Istakoz yayınevinin çizgisi ve hitap ettiği okur kitlesi kimlerdir?

Yeni yerli yazarlara merak duyan herkes diyebiliriz.

Okur ve yayınevi çizgisi olarak Istakoz Yayınevi nasıl bir tahayyüle sahip?

Kendi kişiselleştirilmiş kitabınızı veya mesleki tecrübelerinizi aktardığınız bir kitap oluşturmanız için en iyi ve en kolay yol olmaya çalışıyoruz. Son yıllarda, kendi kitabını yayınlayan pazar hızla büyüdü. Gelişen bu piyasada farklı birkaç şey sunduğumuzu düşünüyoruz. Örneğin ilk kitabını yazan bir yazarsanız, editöryal değerlendirme, muhtemelen kitabınız için alabileceğiniz en değerli müdahaledir. Geleneksel yayıncılıkta deneyim sahibi kadromuzla tasarım, tanıtım, pazarlama ve daha fazlasına cevap bulmanıza yardımcı olamaya çalışıyoruz. Kendi kendine yayıncılıkta başarıya engel yoktur. Gökyüzü, limittir!

J.K Rowling gibi birçok yazarın kitapları, yayıncılar tarafından kabul edilmeyip geri çevrilmiş olduğunu bugün biliyoruz. Bu bilgi ve olgudan hareketle mi Istakoz Yayınevi kuruldu?

Hayır… Rowling tek de değil tabii… Edebiyat tarihinin en önemli yazarlarından bazıları en azından ilk eserlerinde, bazıları ise tüm kariyerlerinde kendi kitaplarını finanse etmek zorunda kaldı. Balzac, Edgar Allan Poe, Fernando Pessoa ve Walt Whitman aklıma ilk gelenler.

Yine de hepimiz biliyoruz ki kendi kendine yayıncılık pek de arzu edilmeyen bir üne sahip. Bir yazarın geleneksel yayıncılığı seçmesinin birçok nedeni var, muhtemelen en önemlisi de onaylanmış bir yazar olma duygusu. Geleneksel yayıncılığın en yaratıcı ve besleyici tarafı da bir editörle çalışmak diyebiliriz. Ancak biz de yazarlarımıza kapsamlı bir editörlük hizmeti sunuyoruz. Baskı ve pazarlama açısından ise bir yazarın kendi kendine yayınlamış veya geleneksel olarak yayınlanmış olması önemli değildir bence. Günümüz dijital çağında kendi kitabını kendi yayınlamak, yeni bir yazar dalgasına kapı açtı ve kesinlikle burada bulunacak bazı inciler var.

NBC’nin Ahlat Ağacı filminde üniversiteyi bitirmiş, iş arayan bir taşra genci olarak Sinan; yazdığı kitabı yayınlatmak amacıyla sponsor arayışı içinde belediye başkanı, şirket patronlarının kapısını çalmasını ve çabalarının sonuçsuz kalmasını konu edinen bir film olarak epey konuşuldu. Anladığım kadarıyla Istakoz Yayınevi böyle bir ihtiyaca karşılık geliyor. Filme de atıfla, parası olmayan; ama kitabını bastırmak isteyen “Sinan”lar için de bir seçenek ortaya koyuyor mu Istakoz Yayınevi?

Filmi izlerken kendi kendime de sorduğum bir soruydu bu aslında. Yayıncılık dünyasında kitabınıza sizden daha fazla önem veren kimse yok. Yani zaten duygusal olarak başarı bulmak için yatırım yapıyorsunuz. Paranız yok ve geleneksel yayıncılar da dosyanızı okumayı reddediyor ve yayınlamıyorsa, kariyerinizin başlarında, yapabileceğiniz en önemli şey kitap yazmaya devam etmektir. Ülke ekonomisindeki temel sorunlar her sektörde olduğu gibi yayıncılık sektöründe de temel krizlere sebep oluyor. Kağıt krizi sektörün tamamına yansıyor, kitabevlerinin, dağıtımcıların üretici olmasalar da yayıncının yaşadığı sıkıntılardan nasiplerini alıyor. Bunun okuyucuya yansıyan tarafları başka bir konuyken, ilk kitabını yayınlatmak isteyen yazarlar için de zor bir sürece sebep oluyor. Bu süreçte “Sinan” gibi yazarlara sponsor bulmaları için izlenecek yolda destek olmaya çalışıyoruz.

HİÇ BİR ADIMI KAÇIRMAYIN

EK Dergi Mail Bültenine Katıl