Ana Sayfa Kritik KÜRESEL MODERNİZM VE POSTMODERNİZM

KÜRESEL MODERNİZM VE POSTMODERNİZM

KÜRESEL MODERNİZM VE POSTMODERNİZM

Modernizm tahmini olarak 1860’lı yıllardan 1960’lı yıllar arasında gelişmiş bir süreç iken, postmodernizm İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra oluşmuştur. Modernizm felsefesi insan odaklı olmak tezi ile ortaya çıkmış, rasyonalizm, pozitivizm, kapitalizm gibi kavramlar savunulmuştur. Sanayinin gelişmesi ve teknolojik yenilikler paralelinde modernizm insan odaklı bir felsefenin yerine, insanı sömüren biri olguya dönüşerek yozlaşma göstermiştir. Bu temele dayanmış olan modernizm karşıtlığı ise 2.Dünya Savaşı’nı takip eden Paris öğrenci ayaklanmaları ve Cezayir’in özgürlük dönemi ile sağlam bir zemin bulmuştur. Postmodernist düşünce bu kavramların tam olarak karşısında konumlanarak ortaya çıkmıştır. Modernizmin ilk dönemlerinde benimsenmiş olan laiklik, demokrasi, teknoloji ve insan hakları gibi kavramlar ön plana çıkarak en önemli olguları oluşturmuştur.

Postmodernizm ise bu kavramların zaman içerisinde yarardan çok zarar getirdiğini, yanlış kullanıldığını ve insanları köleleştirdiğini savunmuştur. Modernizm, ulaşılabilen tek bir anlam ve tek bir gerçek üzerinde odaklanmışken, postmodernizm ise birden çok gerçek ve çoklu anlam felsefesini izlemiştir. Modernistler dönemin bakış açıları nedeniyle politikadan uzak bir yaklaşım sergilemiş, postmodernistler ise gelişen dünya ve içinde bulundukları dönem paralelinde kitleleri ilgilendiren politikaya kayıtsız kalmamıştır. Modernizm genel olarak resim, müzik, felsefe, mimari, edebiyat gibi çeşitli alanlarda etkili olmuştur. Postmodernizm ise etkilerini çok daha geniş alanlarda göstermiş, zooloji, biyoloji, tarih, mimari, hukuk, coğrafya, edebiyat, tıp, siyaset, felsefe alanlarında farklı disiplinlerle ilgilenmiştir. Modern toplum ritüellerden ve geleneksel köklerden sıyrılarak yepyeni bir duruma dönüşmüş, geleneksel tarımsal üretimler ve el sanatlarına dayanan durağan bir süreçten, endüstriyel üretime geçerek kentleşme oranını arttırmıştır.

Kitle iletişim araçlarının geliştiği, demokratik siyasal yaşamın ve buna bağlı olarak ortaya çıkan yeni kültürün durağan yapıdan, dinamik yapıya dönüştüğü görülmektedir. Bu süreç, modern toplumların dayandığı temel özellikleri oluşturmuştur. Yaşanan ekonomik, kültürel, sosyal ve siyasal süreçlerin de etkisiyle modern toplum-geleneksel toplum karşıtlığı da görülmektedir. Modernizm, bu süreçte belirli aşamalardan geçerek gelişme göstermiştir. Düşünce olarak Aydınlanma Çağı, ekonomik olarak Sanayi Devrimi ve politik olarak Fransız İhtilali belirleyici olmuştur. Modern ve postmodern sanat, kültürel modernite ve post modernitenin içinden doğmuş ve bunlara katkısı olmuştur. Modern ve postmodern düşünce ise, sanattaki uygulamalarından çok daha kapsayıcı ve yaygındır. Postmodernizm hem zamansal bir dönemi hem de düşünceler sistemini anlatmaktadır. Postmodernizmin başlangıcı tüm yerleşik siyasi ve toplumsal yapılara baş kaldırılan 1968 yılı Paris’ine tarihlenmiştir.

Sanat tarihçileri, postmodern sanatın başlangıcını ise 1968’den öncesine Marcel Duchamp ve Dada hareketinin 1920 yılları civarına ve 1950’li yıllardaki Pop Art’ın başlangıcına rastladığını savunmuşlardır. Postmodern kuram ise, kültür, temsil, kimlik, tarih ve dil ile ilgili düşünceleri modernist varsayımları radikal biçimde kendi üsluplarına göre biçimleyen Fransız Kuramcılarından: Michel Foucault, Jacque Lacan, Jaques Derrida ve Jean Baudrillard’a borçludur.

Kuramsal postmodernizm hem kuramsal modernizmin devamı olarak hem de ona karşı tepki olarak görülmüştür. Modernizm ise, kendinden önceki inançlar ve değerler olgularına köktenci bir tepki olarak ortaya çıkmıştır.  Lyotard, postmodernizmin sosyolojinin ilgilendiği bir konu olmasını sağlamış ve toplumlarda bilgiyi ortaya koymayı hedeflemiştir.

1960’lı yıllarda estetik ve sanat alanında kendisini gösteren postmodern eleştiri ve yaklaşımlar, 1970’li yıllarda toplum kuramı, epistemoloji ve felsefe alanlarında da büyük bir popülarite kazanmıştır. Modemler özgürlük ve bireyselliğin öncülüğünü yaparken, bu duruma eşlik eden serbest girişim, kapitalizmin de savunuculuğunu yapmıştır. Postmodernistler, modern inançların toplumu siyasi zorluklardan, cehaletten ve toplumun yoksullaşmasından kurtulmasını sağlayamadığını iddia etmişlerdir. Postmodern toplum eleştirmenleri modernistlerin herkes için adaletli bir toplumu sağlayamadıklarını ifade etmişlerdir. Modernizm ve postmodernizmde sanat anlayışı içerisinde modern sanatçılar, kısmen fotoğrafın icadına bağlı olarak resim sanatında gerçekçi temsilleri terk etmişlerdir. İçeriği sanatın bir temel ögesi olmaktan çıkarmışlar, nesnel olmayan çalışmalara yönelmişlerdir. Kavramsal sanatçılar ise, sanat nesnelerine duyulan gereksinimi bile reddedip, düşünceleri ortaya koymuşlardır.

Postmodern terimi ilk kez Amerikalı mimar Louis Sullivan’ın söylediği “form işlevi takip eder” prensibinden uzaklaşan yeni bir biçimsel eğilimi tanımlamak için kullanılmıştır. 1960’lı yıllarda Amerikalı postmodern mimar Robert Venturi, mimaride Pop Art’ın tarihsel geleneklerin ve sıradan ticari yapıların önemini vurgulamıştır.

Postmodernistler sanatı genellikle özel, bağımsız ve özerk bir konuma yerleştiren modernler için önemli olan sınırları yok etmeyi hedeflemişlerdir. 1950’li yılların sonunda postmodernlerin yapıtlarında görülen çizgi romanlar, Campbell ve Spam konserve kutuları, hamburgerler, Hollywood yıldızları, benzin istasyonları gibi çok çeşitli imgelerden beslenen popüler kültürün, Pop Art’ın habercisi olduğu görülmüştür. Malzeme, içerik, teknik süreç, form ve sergileme açısından yeni olanaklara açılmışlardır.

 

Endüstriyel kapitalizmin modernizmin idealinin oluşmasında özgürlükçü ve hümanist düşünceler önemli olmuştur. Modernist sanatta estetik anlayış için misyon sahibi olması değer taşımıştır. Postmodern sanatçılar, sanatın popülist anlayışa dayandırılmasını savunmakta ve sanat eserinin estetik değerinin kitle beğenisine bağlı olduğunu ileri sürmüşlerdir. Postmodernistlere göre, kitleleşen yaşam özelliklerinin sanat yapıtına yansıması da taklide imkân tanımaktadır. Postmodern sanatçılar estetik kriterlerini taklit, popülizm ve eklektik üzerine oturtmuşlardır. Postmodernizm ile birlikte kavramsallık gibi sanatsal eğilimler sadece estetik değil, kültürel ve toplumsal ön yargıları da sorgulamayı da beraberinde getirmiştir.

 

 

 

 

Kaynakça

 

  • Barrett, T., Sanat Üretimi, Çev. Ebru Berrin Alpay, Hayalperest Yayınevi, İstanbul, 2022
  • Turani, A., Çağdaş Sanat Felsefesi, Remzi Kitabevi, İstanbul, 2011
  • Hopkins, D., Modern Sanattan Sonra, Çev. Firdevs Candil Er, Hayalperest Yayınevi, İstanbul, 2018

HİÇ BİR ADIMI KAÇIRMAYIN

EK Dergi Mail Bültenine Katıl