İFFETİNİ BIRAK AYAKLAN
İFFETİNİ BIRAK AYAKLAN

Haz tek gerçek isyandır
Tek gerçek isyan hazdır”

70’lerin Punk’ından geçerek günümüze sıradışı birçok şeyin kraliçesi olarak gelen, Sonic Youth ve Nick Cave’le çalışan, kitaplar yazan, sanatla uğraşan, bilenin çok sevdiği bilmeyenin de seveceği No Wave efsanesi olan bir isim Lydia Lunch.

59 doğumlu olan Lunch, New York yeraltı müziğinin güçlü sesidir. Şarkıcı, şair, spoken word icracısıdır aynı zamanda, çoğu zaman da evsizdir. Lunch’ın hâla yapacak, gösterecek, küfredecek, yazacak, söyleyecek çok şeyi var. Neyseki onun kadar bizi düşünen Sub Yayınları sayesinde yeni şiir metni “Gerçek Pornografi Her Şey Aynı” raflarda yerini aldı.

Popüler kültüre karşı olan, hatta popüler olan isimleri yeraltından esinlenmekten ziyade fikir hırsızlığıyla suçlamaktadır. Madonna ve Lady Gaga karşıtı olduğunu da rahatlıkla dile getirmektedir. Bir şarkıcıdan çok daha fazlası olan Lydıa, şimdilerde marjinallığın dış görünüşle alakalı olduğunu düşünen içi boş sanatçıların aksine uçuk beyniyle marjınal görüntüsünü parelel tuttu hep ve kalbimizin sapmasından korktuğumuz yollar gösterdi bize. Mücadele etmeyi, savaşmayı, cesur olmayı yaptığı her sanat dalında vurguladı.
Her kötünün kötü olmadığını da…


Lydia Lunch ilk olarak Türkçeye, Kara İstanbul derlemesinde çevrildi. Daha sonra otobiyografik bir roman olan “Bir Seks Avcısının Günlüğü” 6.45 yayınları etiketiyle bizlerle buluştu. Lydia kendi bedeni üzerinden kelimeleri aktarıyor bize. Bedeni onun kara tahtası, bedeni büyülü ayini, tebeşiri ise mikrofonu aslında. Seviştiği, acı çektiği, yol verdiği, yoldan çıktığı, üstüne bastığı ve ezildiği her şeyden bahsediyor bize. Kendi bedenini yıkıp yeniden inşa ederek varlığını işaret ediyor.

Pişmanlık duymaksızın bencildim ve kendimden başka bir şey düşünemedim. İçgüdüleriyle hareket eden bir hayvan. Sezgileriyle yaşayan. Durmadan bir sonraki lezzetli lokmayı, hiçbir şeyden şüphe etmeyen avımı, ahmak masumu arıyordum. Amacım, nadiren sakatlamak ya da öldürmek olurdu, ben tatmin etmeyi hedefliyordum. Kendimi tatmin etmeyi. Bu, bir başkasının gururuna, kibrine, hatta var oluşuna kastetmek anlamına gelse bile… Ben niyet ettiklerim konusunda samimiydim. Kendime karşı samimiydim.” (Bir Seks Avcısının Günlüğü)

Yakın zamanda Türkçesi Deniz Cansever’in ve Şenol Erdoğan editörlüğünde Sub Yayınları etiketiyle Lunch bize kısa bir şiirle göz kırpıyor. Tekinsiz, kırmızılı bir karanlıkla, kendi bedeniyle “Bu zehir akıtılmalı, bu zehir akıtılmalı “ diye sesleniyor.

Gerçek Pornografi

Lydia Lunch

Çeviren: Deniz Cansever

10 x 15 – 16 sayfa