en temizi bir sonbahar çelişkisi oyalarken zihinleri

bir sözcükten en kıymetli harfi söküp gitmek sessizce

 

sabaha karşı veda etmek mesela, belki beklenmemiş

bir ölüm garantisiydi gecenin sesine karışmamış

her uyku terapisi, üstelik henüz adı konmamış

otopsi tutanaklarını yıkan bir ölüm

sebebi ikna etmişse herkesi, masaldır gerisi

 

kinli bir kurşun lekesi olmadan ölebilmek ürpertmeden

kimsecikleri, dahası polis kayıtlarında adın bir süs

bitkisi gibi geçsin istersin ölüm yüzünde bir maske gibi

durmasın, geçmişte ne varsa baş edemediğin onarsın

 

kurutulmuş bir akşam sefasının eski bir kitapta

durması gibi yakışmalı üstüne ölüm, sonra gazete

sütunlarını da işgal etmemeli adın, cepte kalmalı ilan

parası ama seçme şansım olursa tabi doğduğum şehirlerde

ölmeliyim, zira bir hayli tutuyordur istanbul – antakya

arası kargo masrafı ve kaybolma riski de cabası

 

en güzeli bir bahar temizliği hengamesinde en sevdiğin

sözcükten düşüp gitmek, ılık bir sonbahar akşamı

kimseye ölümü hatırlatmayan bir ölüm sebebi bırakıp

veda etmek mesela, pek tabi en onurlusu mezar

yerini alacak kadar para biriktirmek, bir de mezarını

kazana kendin verebilirsen bahşişi,

sonu belli bir izlencedir gerisi

 

sonu bellidir ve izlencedir, en ön sıradan ayaklarımı

uzatmış olmamı yadırgayan olmaz diyemem ama bir

sonbahar günü de olsa yazdan kalmalı cenazem

kimse üşüyüp ardımdan sövmesin

ya da iyisi öldüğümü ilk altı ay kimse bilmesin

Kapak: David Hockney