ağzımda origamipil
Pisuvarın önünde
Donmuş mesanemi
Eritmeye çalışıyorum
Ceplerimde
Penguen bobin salkımlı maniactür
Gökkuşağı aromalı tehlikeli diş macunu
Çift bıçaklı jiletilum zeplin
Ceplerimde
Kulak tıkaçları
Boş dolu sigara paketleri
S.o.s fıstıklar
Kulaklarımda beş yüz Çinli lama
Yanıbaşımdaki Pisuvara
Biri gelecek mi diye tetikteyim
Lefkoşa, 2022
_____
ERKAN KARAKİRAZ’IN YORUMU
Eren Burhan, şiir anlayışında -ve arayışında- mükemmeliyetçi tavrın tam karşısında duran bir şair; ancak bu özensiz olduğu, incelikli metinlere imza atmadığı anlamına gelmiyor. Tamamlanmamışlık, eksiklik duygusuyla okuru bir başına bırakıp, hoop! ortadan toz olan, buharlaşan bir ruh hâlini aksettirdiği bir üslubu var; ama niyeti bir ‘kaçış şiiri’ yazmak da değil elbette. Aksine, algılarını sonuna kadar açarak, olan biten her şeyi deneyimleyip deneyimletmek. Şiirinde, her şeyi olduğu hâliyle bırakıveren, ‘kasıtlı’ bir saklanma güdüsü gözlemliyorum. Bu saklanma, bazen anlamı azaltmak ya da hiç etmek, bazen de bilincin tazyikle/şiddetle boşaltılması yönünde gerçekleşiyor. Şairin zihni, dikkat kesilmeye değer bir ayrıntıcılıkla dopdolu; farkındalıklarla yürünen bir yol seçtiği.
‘Pisuvarda Birisivar’ şiiri, 1917 Nisan’ından bu yana ‘avangart’ üzerine düşünen kuramcıları etkisi altında tutan Marcel Duchamp’ın ‘The Fountain’ (Çeşme) hazır nesne heykelini akla getiren (en azından benim) bir sözcüğün/nesnenin etrafında formunu belirlemesi açısından, yukarıda söylediklerime karşın, oldukça tutarlı, izleği olan bir şiir. Pisuvarı merkeze alan bir odaklanma içerisinde, içeriğini bir mekâna sıkıştırıyor ve sözcükleri çarpıtarak, algıyı bozarak, yüksek kafayla, okura şiirinin mekânını gezdiriyor.
Yönü, gücü, öncelik sırası, iç ve dış dürtüleri birbiriyle çelişmeyen bir bütünlüğe sahip şiir. ‘Pisuvarda Birisivar’ özelinde, ‘içerik’ bir adım öne çıkıyor. ‘Yanıbaşımdaki Pisuvara/ Biri gelecek mi diye tetikteyim’. İşte tam burası, ister istemez, adı geçen tüm nesneleri ve kullanılan ilgili ilgisiz tüm sözcükleri -özellikle de ‘origamipil’, ‘maniactür’, ‘jiletilum’ gibi, daha önce şairin şiirlerinde defalarca rastladığım, yaratıcılığını son ayar köklediği gıpgıcır sözcükler- birbirine bağlayıveren bir açılım getiriyor.